1. BÖLÜM

9.9K 581 46
                                    


Eğer bu hikayeyi wattpad harici bir platformda okuyorsan , kötü amaçlı yazılım saldırısı riskinde olabilirsin. Eğer bu hikayeyi orijinal halinde ve güvenli bir şekilde okumak istiyorsan lütfen , wattpad'deki   " Nill20Keskin " İsimli profilimden oku. Teşekkür ederim.

Yeni bir kısa hikaye ile Merhaba. Öncelikle bu hikaye öylesine can sıkıntısı ile yazılmış bir hikayedir :)

Sonracıma :) Bu hikayede de tabiki aşk var. Sizden istediğim okudukça ' Bu ne hız ?' ' Ne çabuk yakınlaştılar ' falan demeyin. Neden ? Çünkü bu kısa hikaye la. Herşey hızlı olacak tabi :)) Yoksa hikâye bitmez :)

Bu arada bu hikayeye ve diğer kısa hikayelerime kapak yapmak isterseniz hayır demem :)) Ayrıca Bu hikayeye başlık da bulamadım ben ya. Siz bulursanız bana yazabilirsiniz :)

Kapak için @tcebrar791 'e teşekkürler :)

Hepinizi seviyorum.

Ağlamaktan gözleri şişmiş ve çevresi kıpkırmızı olmuş olan kız bir kez daha burnunu çekti. İki buçuk ay olmuştu ama hâlâ kabullenememişti. Annesi onu bırakıp gitmişti. Buz gibi toprağın altında yatıyordu ve bir daha geri gelmeyecekti. Bunu nasıl kabul edebilirdi ki zaten. Önünde durduğu lavaboya dayandı elleri. Kendini çok çaresiz ve yalnız hissediyordu. Etrafında bir sürü insan vardı ama o yalnızdı. Hiç gitmediği kendi ülkesinde bile değildi. Henüz üç yaşındayken geldikleri pariste büyümüş olsa da o Türktü ve burada yabancı sayılıyordu.

" Nehir. Nerdesin ?"

İsmini duyduğunda hızla kafasını kaldırdı. Açık duran ve öylece akan suyu kapattı. Aynaya baktığında halini düzeltemeyeceğini anladı. Derin nefesler alarak en azından üzerini düzeltti ve lavabodan çıktı.

Yardımcısı telaşla ona doğru geliyordu. Tam yanına geldiğinde ise onun ağlamaktan şişmiş yüzünü hiç yadırgamadı bile. Çünkü müdürü son iki buçuk aydır bu haldeydi.

" Ne oldu ?"

" İrfan bey geldi "

Nehir başını sallayıp ofisine girdiğinde adamı boydan kaplı olan camın önünde buldu. Bu binanın en sevdiği yeriydi manzarası. Bu odaya giren herkesi kendisine çeken bir görüntüsü vardı.

" İrfan abi "

Adam onun sesini duyunca arkasını döndü gülümseyerek. En azından gülümsemeye çalışarak. Ama Nehirin halini görünce yine yüzü düştü. Hiç bir şey demeden sadece kollarını açtı. Nehir de bu daveti geri çevirmedi ve adamın kollarına sığındı. İrfan, annesinin kocasıydı. Yıllardır annesine eş , Nehire babalık yapmıştı. Adamın babacan sarılışında yine kendini bıraktığında saçlarında hissettiği öpücük ile daha da sıkı sarıldı. Bu adam ile kan bağı olmasa da onun gerçek babasıydı gözünde.

Annesi İstanbul sokaklarında tek başına Nehiri büyütmek için uğraşırken tanışmıştı İrfan ile. Daha annesini ilk gördüğünde aşık olmuştu İrfan . Türk olmasına rağmen okumak için gittiği ülkede kalarak iş kuran ve orada yaşamaya başlayan İrfan iş için geldiği İstanbulda Nehirin annesini yani Kader hanımı gördüğünde yıllardır hissetmediği bir şey hissetmiş ve bir daha onları bırakmamıştı. Kaderi evlenmeye ikna ettiğindeyse Nehiri ve onu alarak Parise gelmiş bir aile kurmuşlardı. Maalesef İrfanın çocuğu olmuyordu ama bu kimse için sorun olmamıştı. Onun zaten bir kızı vardı. O da Nehirdi.

Kader hanım iki sene önce kansere yakalandığında ise hem Nehir için hem İrfan için büyük bir yıkım olmuştu. Uzun süre bu hastalıkla mücadele etselerde kazanan o illet olmuş ve Kader hanım yenilmişti.

Nehir  ( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin