Yatağa uzandığımda denizin büyükeyici kokusu ile uykuya dalmam çok uzun sürmedi...
Sabah birinin beni düretmesiyle mırıldandım.
"Biraz daha anne... ''
Çok acayip bir rüya görüyordum. Yunan tanrıları, yaratıklar ve yarı at yarı insan olan mitolojik canlılar bile vardı! Çok değişik olduğu için uyanmak istemiyordum.'' Ne annesi kızım uyansana '' dedi tanıdık bir ses. Ama annem değildi bu. Gözlerimi açtığımda Klaus'u gördüm. "Yaa hayır. Ama Bunun bir rüya olması gerekiyordu.. '' diye mızmızlandığımda Klaus kolumdan tutup yataktan çekti. Yere düştüğümde ağzımdan küçük bir inilti kaçtı. '' Canım acıdı ! ''
'' yemek yicez kalk giyin, kurt gibi acıktım ''
'' Gitte giyineyim '' dedim gözlerimle kapıyı işaret ederek.
'' Dışarıda bekliyor olacağım. Ama hızlı ol. Sonra afrodit kızları başıma toplanıyor" dedi yine o yamuk gülümsemesini takınarak.
'' Of çık hadi çık '' dedim sinirle ve kapıyı yüzüne örttüm.
Klaus çıktığında tam üzerimi çıkaracakken odaya Jace girdi. Hızla tişörtümü geri indirdim ve sinirle arkamı döndüm. Fakat gelen Klaus değildi. Jace ile Bir an göz göze geldik fakat sonra hemen arkasını döndü. ''Üzgünüm, uyandın mı diye kontrol etmeye gelmiştim" dedi aynı ses tonuyla.
'' Uyandım '' dedim kafamı sallayarak.
'' Tamam, yemekhaneye in. Melezler bu saatte orada toplanır " dedikten sonra kapıyı çekti. Bu çocuğu gerçekten anlayamıyordum. Hızla bavuldan izerime bir şeyler geçirdim. Aşşağı indiğimde Klaus beni bekliyordu. Ve gerçekten birkaç tane kız etrafını sarmış, ona bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.
Beni görünce seslendi '' Hazır mısın hadi gidelim ''
Kızların, konuşmalarını böldüğüm için bana sinirli bakışlarına gözlerimi devirerek karşılık verdim. "Ben bozmasaydım ya ''Klaus yanlarından ayrılıp prşimden geldi " Saçm- bi dakika sen kıskandın mı ? '' dedi yüzündeki gülümseme daha çok yayılırken.
'' Saçmalama be seni mi kıskanacağım "
'' Yalan söylemeyi beceremiyorsun Rebekah '' dedi hala gülümserken. Ama benim için bu mevzuyu kapatmıştı. "Kafeteryaya gidiyoruz beni izle"
Klausla beraber kafeteryaya geldiğimizde sıraya girip birer tepsi aldık. Yemeklerimizi koyduktan sonra boş bir masa bulduk ve oturduk. Etraftakilerin bana bakması rahatsız ediyordu. Neden bir yaratık görmüş gibi bakıyorlardı ki sanki ? Bende onlar gibi sıradan bir melezim sonuçta. Daha fazla dayanamayıp sordum iKlaus neden etraftakiler bana bakıyor ? ''
Önce etrafına sonra, o yamuk sırıtışı ile bana baktı. "Onlar benimle olduğun için sana bakıyor ''
Gözlerimi devirip tepsiyi elime aldım. Tam masadan kalkarken Klaus kolumdan tuttu. " Trip atıp durma, sana yakışmıyor ''
'' Umrumda değil. Sen görmeyeli baya ukala bir şey olmuşsun ''
'' Hep öyleydim güzelim " dedi muzipçe sırıtırken.
'' Aptal ''
Biraz boş boş konuşup atıştırdıktan sonra Beraber kulibesinde kaldığım çocuk da bize katıldı. Klaus kaşlarını kaldırıp çocuğa bakarken " Ne arıyorsun burada Jace? " diye sordu.
Evet böylelikle çocuğun adını da öğrenmiş olduk, Jace..
Araya girdim. " Bir sorun mu var? "
Jace'i gösterdi. '' Onunda bir 3 büyük tanrı çocuğu olduğunu biliyorsun dimi ? Ve bu beni rahatsız ediyor ''
Jace ukala bir şekilde karşılık verdi. "Hadi ama kuzen, beni bu kadar kıskanmana hiç gerek yok"
Kuzen mi?
Klaus gözlerini devirip "Her neyse '' diye bir şey mırıldadığında herkes yemeğine odaklandı.
----------
Yemeklerimizi bitirdiğimizde Jace kendi gruplarının yanına gitti. Bizi de Bay Kheiron çağırmıştı.
Yanına vardığımızda endişeyle sordum.
'' Bir şey mi oldu ? ''
'' Hayır bir sorun yok. Sizi buraya çağırma nedenim Düello. ''
'' Ne düellosu ? '' diye sordu Klaus. Sesi korumacıydı.
'' Yeni geldiğin için yeteneklerini henüz bilmiyoruz. Anterman yapmak için iyi olduğun alanları belirlemeliyiz. Bu bir Kılıç Düellosu. Genel olarak Melezler ilk yeteneklerini bu düelloda fark eder. ''
'' Test gibi yani ? '' diye sordum.
'' Evet kesinlikle. ''
'' Peki kiminle yapacağız bu düelloları ? ''
'' Melody ile yapacaksın "
'' Ben neden hep Melody ile olmak zorundayım ?! '' sesim haddinden biraz yüksek çıkmıştı ama umrumda değildi. O kız beni sevmiyordu, bunu geçtiğimiz gün açıkça belli etmişti. Bunu üstelemeninde bir alemi yoktu.
'' Çünkü doğrusu bu.. ''
'' Neden ? ''
'' Üstelenecek bir şey değil. Hadi alana git. Melody geliyor ''
Derin bir nefes boş alana doğru ilerledim.
Klaus arkamdan seslendi ''Burda olacağım merak etme"Şimdi güvende mi hissetmeliyim ? Çünkü hissetmiyorum.
Melody az sonra Max, Jace ve birkaç arkadaşı ile yanımıza geldiğinde, Melody hariç herkes izlemek için yerlerine geçti. Kılıcımı çıkarıp sıkıca karşı tarafa doğrulttum. Onu bir kez yenmiştim, tekrar yapabilirdim değil mi ?
Melody de kılıcını çıkardığında Bay Khiron'un sözüyle başladık. Kılıçlar havada tokuşuyordu. Ben yine kendimden geçmiş bir şekilde savaşıyor ve bunun nasıl olduğunu çözmeye çalışyordum. Bir iki çizik almıştım ama Melody de aynı durumdaydı.
Biraz daha böyle çatıştıktan sonra iyi gidiyordum, taa ki boş bir anıma denk gelip kılıcım yere düşene kadar.. Şimdi yandım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olimpos Melezleri (ASKIDA)
Chick-LitRebekah, kampa geldiğinde hiç inanamayacağı kişilerle karşılaşıyor. Yeni arkadaşlar edinmesine karşın, düşmanları da bir hayli çok. İçinde saklamış olduğu yetenek, daha kendini hiç göstermediği için ebeveyninin onu kabul etmediği düşüncesi onu yiyip...