7.Bölüm | Sevgili Kombini

5.7K 300 29
                                    

Tahir'in Ağzından;
Hıyarlık dedikleri bu olsa gerek. Ulan Tahir, kızın burnuna dirsek atmak nedir? Onun da sunu var ama. Adam dövüyorum niye gelirsin ki?

Zaten belliydi böyle bir şey olacağı. Partiden önce dövdüm bir posta, partide de çok zorlandım kimseye bir şey yapmamak için ama patladım sonunda.

Kızın etrafında bir tane bile düzgün erkek olmaz mı? Hepsi yavşak, hepsi yavşak. Şimdi Nefes'e söylesem bunları yine riv riv edecek.

Başta o elbiseyi giymese bunların hiçbiri olmayacaktı. O elbise o kadar güzel oturmuştu ki şekilli, ince vücuduna. Gerçekten çok güzel olmuştu.

Lan Tahir, o kız pijamayla bile güzel kendine gel. Son günlerde aklımdan bu düşünce çıkmıyordu. Korumacı tavır bu değildi, kıskançlıktı benim yaptığım. Ama neden?

Gerçekten abimin konuştuğu şey başıma geliyor olabilir miydi? Kızlar partiye hazırlanırken abimle laflamıştık biraz.

Parti Öncesi Nefes'lerin Evin Salonu
Abim Asiye ablaya dediklerinden sonra biraz dışarı çıkıp hava almıştı ve geri gelmişti. Ben, abim bir de Yangazlar oturuyorduk salonda. Kızların hazırlanmasını bekliyorduk.

"Burada kök salacağız, biliyorsunuz değil mi?" dedi Murat yakınırken. Fatih de derin bir iç çekti ama hiçbir şey demedi.

"Tahir," dedi abim bacak bacak üstüne atarken. "Sen Nefes'i kıskandın, farkındasın değil mi?"

"Saçmalama abi," dedim tedirgin olarak. Çünkü ben bile farkında değildim. "Asiye ve Nefes'e karşı nasıl korumacı olduğumu biliyorsun."

"Tahir, artık çocuk değilsiniz. Büyüdünüz. Ya Nefes'ten uzak dur, ya da kızın kafasını karıştırma." Abim Nefes'i bizden ayırmazdı, o yüzdem bu kadar üstüme geliyordu.

"Unut abi sen o işi, ben Nefes'ten uzak durmam." Büyümüş olmamız hiçbir şey değiştirmezdi. O da ben de aynıydık.

"Sen hoşlanıyor musun abi, Nefes'ten?" Fatih tepkimden çekine çekine korkmuştu. Normalde olsa döve döve kovardım ama şimdi düşünüyordum.

"Saçma saçma konuşma lan." desem de Nefes beğenilmeyecek bir kız değildi. Tabii ki ben de beğeniyordum. Güzel fiziği, uzun boyu, yemyeşil gözleri, pembe ve dolgun dudakları, şekilli burnu, uzun parlak saçları.. Gerçekten su gibi bir kızdı, Nefes. Ama hoşlanmak, hoşlanmak çok daha farklı değil miydi?

Yukarıda odada ona ilk defa çok daha  farklı bakmıştım. En iyisi bunu zamana bırakmaktı. Şu an kendimi bile anlayamadığım bir dönemin içerisindeydim.

Şu An
Nefes ile biraz inatlaşmak zorunda kalsam da hastaneye gitmeye ikna edebilmiştim. Nefes'in pansumanının bitmesini bekliyordum. Dengesi biraz yerine gelsin, beni fena paralayacaktı.

Nefes'in burunu sargı bezi ile bantlamışlardı üstten. Anlamadığım birkaç şey daha vardı ama önemli olan onun iyi olmasıydı.

"Nasıl oldun?" dedim Nefes acilden çıktığında. Hala kaşları çatıktı, siniri geçmemişti. Bazı yerlerinde kurumuş kan kalmıştı.

"Harika hissediyorum, çok iyi geldi. Bir de tekme geçirmek ister misin?" dedi burnunu bana uzatarak. Evet Nefes, espri anlayışına bir tekme geçirmek isterim.

"Özür dilerim, bilerek sana zarar vermeyeceğimi biliyorsun." dedim kollarımı ona sararken. Saçlarına bir öpücük kondurdum ve acilden çıkıp arabaya doğru yürüdük.

"Biliyorum, neyse olan oldu. Dövmezsin birini artık." Nefes kapıyı açıp arabaya bindiğinde ben de sürücü koltuğuna geçtik ve kontağı çevirdim.

ARKADAŞ(K)! | NefTah(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin