1 ay daha geçmişti. Okullar başlayacaktı. Ve ben hâlâ kendimi iyi hissetmiyordum. İntihar etmeye çalıştığım gün uyandığımda şok geçirdiğim için kendimi tutamamıştım. Abim de o günden sonra benimle daha çok ilgilenir olmuştu. Hastaneden taburcu olduğumda abim babamın haberi olduğunu söylemişti ve babam benim durumumu bir kere bile olsa sormamıştı. Her neyse eve geldikten birkaç gün sonra polise gidip ifade vermek gerekiyordu. Tabi babam da bunu bildiği için en yakın arkadaşlarından biri olan Sami amca avukattı benim için Sami amcayı göndermişti. Ne cefakar babaydı dimi. Hastaneye gidip aldığım ilaçların sadece ağrı kesici olduğunu dosyalara yazmaları için para verdik ve polise de ailem evde olmadığını için yanlış ilaçları kullandığımı söylemiştik. Bugün ise yine babamın bir arkadaşı olan psikoloğa gidecektim. Abim ler hala öğrenmemişti başıma neler geldiğini. Söylemeyi de düşünmüyordum.
Alarmın çalmasıyla yataktan kalktım evet alarm çalmadan uyanmıştım. Duşa girip duşumu aldıktan sonra bornozla aşağıya indim. Aşağıda bir şeyler yedikten sonra odama girip giyecek bir şeyler ayarladım ve çantama kalemliğimi ve bir defter koyup okula ilerledim.
Elifin kombini
Okula geldiğimde hemen sınıfa geçtim. Tuna ve Berkay ı çok özlemiştim. Sınıfa girdiğimde sadece Tuna yı gördüm hemen yanına koşup boynuna sarıldım.
Tuna bana bakıp sahte bir kızgınlıkla "Neden telefonlarıma bakılmıyor acaba?"dedi.
Ben de yanağından öpüp "Telefondan çok sıkıldım ve kapattım."dedim ve sıraya oturdum.
Tuna bana bakıp ciddi bir şekilde "Abini aramıştım bana hastanede olduğunu söyledi."dedi.
Ben de biraz ne diyeceğimi düşünüp "Aaa evet midem falan bulanıyordu o zaman ondan oradaydık."dedim.
Bana inanmamıştı bu yüzünden belliydi. "Elif bana ne olduğunu hemen anlatıyorsun."dedi.
Ben de "Ne olacak ki sadece midem bulanıyordu."dedim.
Sinirle bana bakıp "Elif seni yıllardır tanıyorum yani yalan söylediğini anlıyorum bana hemen anlatıyorsun."dedi.
Gözlerim doluyordu Tuna ya sarıldım ve "Bana soru sorma yalnızca yanımda ol."dedim.
O da bana sarılmaya devam ederek "Anlatsan anlarım."dedi.
Benim de bu sırada gözümden bir yaş düştü ve dedim ki "Anlatsam herkes anlar."
Bu sırada beni Tuna dan biri ayırdı ve kim olduğuna baktığımda Berkay olduğunugördüm.
Gülerek bana baktı ve "Beni özlememişsin sanırım."dedi sahte bir kızgınlıkla.
Ben de güldüm ve "Özlemez olur muyum."dedim ve ona da sarıldım.
Hep beraber Berkay ın bu hareketlerine güldükten sonra onların benim için ne kadar değerli olduğunu bir kere daha hatırladım. Seviyordum bu iki adamı. Kardeşlerimdi onlar benim.
Hocanın gelmesiyle gülüşümüzü kesip yerlerimize geçtik. Tuna benim yanıma oturmuştu.
Okuldaki günüm böyle geçmişti güzel ve mutlu... Sadece okuldan erken ayrılmak beni üzmüştü eve gitmek istemiyordum. Bunun dışında uzun zamandır hiç olmadığım kadar mutluydum.
Ama onu görene kadar. Okuldan çıkmıştım ve eve doğru yürümeye başlamıştım. Evime girmeme birkaç sokak kalmıştı. Tedirgindim hem de çok. Hissediyordum kötü bir şey olacaktı. Ve oldu da.
Arkamdan bir el vücudumu sardı. Çırpındım beni bırakmıyordu. Korktuğum başıma geldi ve adam evet o gün denizde gördüğüm adam yanımdaydı ve burnuma beyaz bir pamuk batırdı. Kokuyu içime çekememeye çalışsam da nefessiz kaldığım için nefes almak zorunda kaldım. Sonrası karanlık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİLĞE VEDA #K.A.R
Teen FictionBenim umutlarım vardı... Masmaviydi. Bir adam geldi, maviliğimin üstüne kara bulutlar getirdi. Ben maviliğimi tamamen kaybettiğimi sandım. Hayatın artık benim için bir anlamı kalmadığını düşündüm. İşte bu sırada... Bir adam daha geldi... Gözlerinin...