Sadece bir gece bu adama katlanıcaksın . Sadece bir gece ...
" Hayır diyorum Esila , neden anlamak istemiyorsun ? "
diyen kişi babamdı . Yine aynı otoriter sesini kullanmıştı . Oysa sadece çıkıp biraz dolaşmak istiyordum . Beni , kendi önemli işleri yüzünden Almanya'ya kadar sürükleyip bir otele kapatmıştı . Benim ise küçük masum isteğimi reddediyordu . Sadece 2 saatliğine dışarı çıkacaktım . Yoksa bu otel odasında oksijensizlikten ölebilirdim .
- Peki sen neden beni anlamıyorsun baba ? Beni İstanbul'da tek başıma bırakmak istemediğinden buraya kadar getirmeni anlıyorum . Ama sende beni anla . Ben artık 18 yaşımdayım . Çocuk değilim baba . Kendi başıma bir yerlere gidebilecek kadar büyüdüm . diyerek derdimi anlatmaya çalışmıştım ama babam fikrinden caymıyordu . Madem öyle bende senden izinsiz dışarı çıkarım baba .
- Tamam baba . Çıkmıyorum dışarı . İçin rahat etti mi ? derken sesimin bıkkın çıkmasına özen göstermiştim . Babam da :
- Evet , içim rahat etti kızım . Seni seviyorum . İyi geceler . dedikten sonra telefonu kapattı . Hiç değilse benimde iyi geceler dememi bekleyip telefonu yüzüme kapatmasaydın baba . Pardon , önemli iş arkadaşlarının yanında olduğunu unutmuşum .
İlk sırada hep işler vardı zaten . Bu konuyu ne zaman babamla konuşmak istesem " işlerime bu kadar önem vermesem şuan bu durumda olmazdık . " diyip lafı ağzıma tıkıyordu . Bu cümleyi ezberlemiştim artık .
Babam ünlü bir iş adamıydı . Katı kuralları olan bir iş adamı . Gece dışarı çıkmama asla izin vermezdi . Gündüz ise kendi şöförünü beni gezdirmek için görevlendirirdi . Kendi başıma bir yere gidemezdim . Ama bazen bu durumun annemin yokluğuyla ilgili olduğunu düşünüyorum . Annem ben daha 7 yaşındayken trafik kazasında vefat ettiğinden beri bu kadar üstüme düşüyordu . Benide kaybetmek istemiyordu . Ama bende herkes gibi dışarı çıkıp eğlenmek istiyorum . Özgür olmak istiyorum . Beni tüm ömrüm boyunca bir kafeste büyütemezdi sonuçta .
Uzunluğu dizlerimin üstünde olan beyaz elbisemi üstüme geçirdikten sonra saçlarımı topuz yaptım ve kırmızı ceketimi giyip çantamı elime aldım . Son olarak annemin tek hatırası olan kolyemi boynuma takıp , ceketimle uyum sağladığı için kırmızı ayakkabılarımı ayağıma geçirdikten sonra otelden dışarı çıktım .
Yağmurun yeni dinmesini fırsat bilerek ıslak yerlere aldırmadan yürümeye başladım . Bu güzel havayı , babam dışarı çıktığımı öğrenirde yasak koyar diye derin nefesler eşliğinde içime depoluyordum . Zaten büyük ihtimalle öğrenecekti . Ve ben , babamın kızgınlığının geçmesi için yarın erkenden İstanbul'a dönmeyi planlıyordum . Evet , planım buydu . Çünkü babam kızgınken bambaşka birine dönüşüyordu ve ben bu halini görmeye hazır değildim .
Düşüncelerim eşliğinde yürürken gelmek istediğim yere farkında olmadan gelmiştim bile . Gece kulübünden içeri girer girmez sigara kokuları etrafımı sardı . Yanıp sönen ışıklar , dans eden bedenler , öpüşen çiftlerle olan bu mekan gözüme çokta iyi gözükmemişti . İlk defa tek başıma böyle bir mekana geliyordum . Ve bu mekan gözümü korkutmuştu . Ama biraz durmaktan zarar gelmezdi herhalde .
Dans eden kalabalığı aşarak bir bar taburesine oturdum . Barmen , diğer müşterileriyle ilgilendiği için beni fark etmemişti . Ben böyle oturup etrafı seyrederken genç gözüken iki adam yanıma geldi . Biri sarışın diğeri esmer olan bu adamlardan sarışın olanı esmer olanına başıyla beni işaret edip sırıttı . Esmer olanda dudağını yukarı kaldırdıktan sonra :
- Şişşt güzellik ! Tek başına takılma . Gel bizim eve gidelim . dedi .
Ben korkudan yerinden çıkacak olan kalbimi zapdetmeye çalışırken hareket edemedim . Normalde deli gibi koşarak bu mekandan uzaklaşmam gerekirdi ama sanki bedenim ele geçirilmiş gibi hareket edemiyordum .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Turuncu
RomanceBabasının katı kurallarına ayak uyduran , yıllardır bir kafeste özgürlük umuduyla yaşayan ama hiçbir zaman içindeki çocuğu kaybetmeyen bir kızdım ben . Ve ben , o kafesen çıkmak için herşeyini verebilecek olan ben ... Kafesten çıkmak için çırpınan b...