8.Cinayet

502 66 161
                                    

*Sana olan sinirimin asıl nedeni üzülmüş olmamdı. Senin düşüncelerin arasında bunca zaman hiç benim hakkımda iyi bir şey duyamamıştım. Başından beri bana olan tavrın ve soğukluğun değişmemişti. Aramızdaki bağ sadece iğrenç bir katil yüzündendi. Yoksa onun haricinde senin gözünde hep kurtardığı için pişman olduğu kişi olarak kalacaktım. Bunun değişmesi için çabalamam bir şey ifade etmeyecekti.*







Büroya girdiğimde aniden masama çökmüş ve olay yerinde çekilen fotoğrafları masamın üzerine yaymıştım. Kafamı olabildiğince başka yöne çekmeliydim. Ayrıca bu davanın karışıklığı beni ayrı meraklandırıyordu.

Bulduğumuz çizgilerle ilgili bir ipucu olmalıydı. Bir seri katil arkasında bıraktığı bulmacalar ile insanlarla oynardı. Yakalanmayacağını bildiği için yaptığı bu oyunlar aslında onun foyasını ele verirdi. Tam da bu nedenle bebeklerin ve çizgilerin bu davada çok büyük bir yeri bulunuyordu.

Diğerlerinin henüz gelmemesi üzerine dışarı kahve almak için çıkmıştım. Kafama takılan Chanyeol'un da hala gelmemiş olmasıydı. Beni bıraktıktan sonra bir yere gitmiş olmalıydı. Sonunda elimle kahve ile odaya döndüğümde hepsinin gelmiş olduğunu görmüştüm.

Kafalarını kaldırıp bana baktıktan sonra hepsi yaptığı işe geri dönmüştü. Ben de masama oturup davayı gözden geçirmeye devam etmiştim.

"Aldığımız dava bu kadar kısa sürede popüler oldu." Chen'in sesi ile hepimiz kafamızı ona dönmüştük.

"Nasıl yani?"

"Herkes bu davayı konuşuyor. Hatta isim bile takmışlar. Bez Bebek Cinayetleri." Kaşlarım çatılmıştı.

"Daha bir tane cinayet gerçekleşti."

"Ama bir seri katilin elinden çıktığı belli. İnsanlar devamının geleceğini biliyor."

Suho'dan gelen sıkıntılı düşünce bunun doğru olduğunu söylüyordu. En çok bu davayı kafasına takan o olmalıydı. Ama insanların bu şekilde düşünmesi ayrı kötüydü. Seri katiller hiçbir zaman kolay olmazdı ve illa ikinci bir cinayet çıkardı.

"Otopsiden bir ses çıktı mı?" Cevap veren direk Chanyeol olmuştu.

"Henüz değil. Birkaç saate çıkacağını söylediler."
^Kyungsoo hızlı olsa iyi olur.^

O ismi duymam ile kafamı indirmem bir olmuştu. Sinir oluyordum.

Aslında şöyle ki hayatımda kimse yoktu. Annem küçükken ölmüştü. Babamı kaybetmem ile hiçbir yakınım kalmamıştı. Belki de bu nedenle hayatımda tek Chanyeol vardı. Ve tam da bu nedenle onu başka insanlarla paylaşmak istemiyordum. Benden nefret etse de onun yanında olmaya ve onu korumaya söz vermiştim. O benim kurtarıcımdı. Bencillik olarak düşünülebilirdi ama bütün hayatım onun etrafında dönüyordu. Kendimi umursamadan onu korumak için her şeyi yapardım.

"Baekhyun!" Düşüncelerimden kafamı kaldırdığımda herkesin bana baktığını fark etmiştim.

"Sana seslendik ama duymadın. Hey.. neden ağlıyorsun?"

Ne? Ağlıyor muydum? Elimi kaldırıp gözümden düşen damlaları sildim. Fark etmemiştim. Üstelik neden ağladığımı bilmiyordum. Böyle yaşamaya alışmıştım. Son on yılda bir kez bile ağlamamıştım. Tabi Cehabyeol'u bulduğum an hüngür hüngür ağlamam hariç.

"Ah bilmiyorum. Kafam karışık galiba. Fark etmedim bile. Ne olmuştu."

Gözlerim Chanyeol'un gözleri ile buluşmuştu. ^Neden?^ Ben de bilmiyordum.

I Hear You 八 BaekyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin