4.Cinayet

641 70 77
                                    

*Ertesi gün işe nasıl gideceğimi bilememiştim. Benim hakkımda düşündüklerinden sonra karşına çıkmaya korkmuş, kaçıp bir yerlerde saklanmak istemiştim. Ama sen her ne kadar benden nefret etsen de seni bırakamazdım. Seni koruyacağıma söz verdim. Bu sözümü tutmakta da kararlıydım. Son ana kadar seni koruyacağıma yemin etmiştim.*





İşe gelmek benim için ölüm olmuştu. Karnımda isimlendiremediğim bir sancıyla büronun kapısından girdiğimde Chanyeol'un daha gelmemiş olmasından dolayı aslında rahatlamıştım. İçeri girmemle Suho'nun gözleri bana dönmüş ve selam vermişti. Ona karşılık verdikten sonra masama geçip eşyalarımı çıkarmıştım.

Son verilen davadan dolayı üstümüzde bir gerginlik hakimdi. O nedenle pek kimseden ses çıkmıyordu. Tabi Chen'in her zaman bulunan rahatlığı ve saçma konuşmaları pek eksik olmuyordu.

Raporlara bakmıştım ama işin ilginç kısmı elimizde gerçekten pek veri bulunmamasıydı. Özellikle ceset ortada yoktu. Parmağın ve kanın aynı kişiye ait olduğu kesinleşmişti. Henüz kime ait olduğu bulunamasa da kısa sürede bu sorunun cevaplanacağı düşünülüyordu.

Bolca kan ve parmak, bir alışveriş merkezinin ortada bulunan geniş alanında bulunmuştu. Temizlik görevleri alışveriş merkezi kapandıktan sonra temizliği bitirmiş, o alandan geçerlerken bulmuşlardı. Şaşırdıkları kısım da buydu. Yaklaşık iki saat alışveriş merkezini temizlemişlerdi ama bununla karşılaşmamışlardı. Bu da, kanın ve parmağın oraya herkesin işi bittikten sonra konulduğu kanısını ortaya koyuyordu.

Ya katilin amacı sabah fark edilmesini istemekti ya da başından beri temizlikçilerin çıkacağı saati beklemişti. Elde henüz pek bir verinin bulunmaması bu kısımda zorluk yaratıyordu. Alışveriş merkezi bugün açılmamıştı ve biz de toparlandıktan ve küçük bir toplantı yaptıktan sonra olay yerine gidecektik.

Kafamda olan olayı düşündüğüm esnada kapı aniden açılmış ve sabahtan beri karşısına çıkmaya korktuğum oğlan kapıda belirmişti. Yine nefes nefeseydi ama nedense bana bakışları farklı gelmişti.

^Yine geç kaldım lanet olsun!^ Sürekli geç kalıyor olmalıydı.

Hızlıca Suho ya baktığında Suho, ona oturmasını söylemişti. Toplantıya başlamak için sonunda hazırdık.

"Raporlara göz attığınızı düşünüyorum. Makyülün kim olduğu hala belli değil ve ceset de henüz bulunabilmiş değil. Olay yeri incelemenin yaptığı araştırmada kanın ve parmağın aynı kişiye ait olduğu tespit edildi. Onun haricinde başka birine ait bir dna ya rastlanmadı. Bir tek kanın içinde farklı maddelere rastlandı. Olay yerine bir kutu veya teneke gibi bir şey içinde taşınıldığını düşünüyorum. Henüz laboratuvardan haber çıkmadı yabancı maddeler hakkında."

Suho'nun kısa açıklamasından sonra geri kalan bilgileri tartışmaya geçmiştik. "Güvenlik kamerası?" Mindeok hemen atlamıştı.

"Parmağın bulunmasından on dakika önce kapanıyor."

"Yani planlanmış ve kameraların yerinden ve yönetim kısmından haberdar." Bu durum içime bir sıkıntı düşürmüştü.

"Alışveriş merkezini iyi bilen biri mi demek istiyorsun?" Chanyeol bu konuşmaya sonunda katılmıştı.

"Bence iyi bilmekle de kalmıyor, yakından bir ilişkisi de var."

^Temizlik görevlilerini beklemiş olabilir mi?^

"Bence temizlik görevlilerini beklemiş olması doğru." O an ağzımdan çıkanlara lanet etmiştim. Hemen ortamı toplamam gerekiyordu ama Chanyeol'un tuhaf bakışlarına mazur kalmaktan cayamamıştım.

I Hear You 八 BaekyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin