Son Cinayet

490 56 96
                                    

"Olay basit Baekhyun. Ya beni öldürür Chanyeol'u kurtarırsın. Ya da ben onunla birlikte ölürüm."

Duyduğum şeyi bir süre idrak etmeye çalışmıştım. Her şeyin bitmesine bu kadar az kalmışken beni dönülmez bir yola sokmaya çalışıyordu. Gözlerim yerdeki silah ile Kim Soo arasında gidip geliyordu. Gerçek amacını anlamaya çalışıyordum ama gözlerinden sadece kendinden emin olduğunu anlayabiliyordum. Bir şüphe dahi yoktu.

"Al o silahı. Daha sana anlatacaklarım var."

Nasıl hareket etmem gerektiğini kestiremedim. Ama almak da istemiyordum. Tabi o buna izin vermemişti. Bir anda silahını bana doğrultmuştu. Artık tehdit ediyordu.

"Al o silahı eline!"

Ellerimi yukarı kaldırıp gözlerinin içine bakarken yavaşça ayağa kalkıp, eğilip silahı yerden aldım. O da bu hareketimle silahını indirmişti. O an silahı tutan elinde eldiven olduğunu fark etmiştim.

"Şimdi gelelim asıl olaya. Geçmişle ilgili her şeyi biliyorsun Baekhyun. Babana olan sinirimi ve o gün beni durduran Chanyeol'a olan nefretimi. O gün seni öldürmeliydim. O çocuğun peşinde koşmuş olsam bile seni öldürmeliydim. Daha sonra onu nasıl olsa bulmam kolay olurdu."

"Kapa çeneni! Chanyeol'un bununla bir ilgisi yok! Hiçbir zaman da olmadı. Sadece yapması gerekeni yaptı." Gülmüştü. Gülüşü bile beni sinir ediyordu.

"Chanyeol için çok plan düşündüm. Ona neler yapacağımı, gözlerin önünde ona zarar vermeyi.. çok şey düşündüm Baekhyun."

"Kes sesini." Yumruklarımı ve dişlerimi sıkmıştım. Chanyeol'a söylediği her şey beni deli ediyordu. Kısık sesle söylemiş olsam bile beni duyduğuna emindim.

"Annesini nasıl öldürdüm bilmek ister misin? Ayrıntılı anlatabilirim."

"Kes sesini dedim!"

"Kaçırmak kolaydı. Zaten cinayet sırasını da önceden planlamıştım. Bana nasıl yalvardığını sana anlatamam. O kadar eğleniyordum ki.."

"KES SESİNİ DEDİM SANA!" Sonunda sinirlenip elimdeki silahı ona doğrulttuğumda şaşkın bir şekilde bana bakmıştı.

"Gerçekleri öğrenmek istediğini sanıyordum."

"Chanyeol'un nerede olduğunu söyle!" Kafasını umutsuz anlamda sağa sola sallamıştı.

"Dinlemeyi hiç bilmiyorsun." Ellerim titremeye başlamıştı. Sinir katsayım ise giderek artıyordu. Onu öldürmek istiyordum. Onu öldürüp her şeyi bitirebilirdim. Ondan kurtulmak için bunu gerçekten yapacaktım.

"Başından beri seni öldürmeyi kafama koydum. Ama en güzeli seni içten bitirmekti. Fark ettiysen seninle yakın temastan hep uzak durdum. Çünkü güçlüydün. O otoparktaki yaşadığımız olayda beni iyi hırpaladın. Ama gerçekten kendini Chanyeol'un önüne attığına çok şaşırmıştım. Bu kadar kolay olduğunu bilseydim önceden böyle davranırdım. Ama seni öldürmeyi başaramadım."

"Senin için her şey bitti. Bunun farkındasın değil mi? Yolun sonuna geldin Kim Soo."

"Kimin yolun sonuna geldiğinden emin değilim Byun Baekhyun. Unutma Chanyeol'un hayatı benim elimde."

Tekrardan sinsice sırıttığında bir iki adım ona yaklaşmıştım. Silahım hala ona dönük, ateşlenmeye hazır duruyordu. Ama Kim Soo ona yaklaştığımı görünce düğme olan elini havaya kaldırmış, silahı ise kendi başına dayamamıştı. Bu hareketi ile aniden yerimde kalmıştım. Ne yapmak istediğini anlayamamak beni daha fazla sinirlendiriyordu. Chanyeol'a bir şeyler yapmış olma surumunu düşünmek bile sağlıklı düşünmemi engelliyordu.

I Hear You 八 BaekyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin