bugün günlerden küçük bir görev

100 9 1
                                    

ajan salt

eğitim ! ne olursa olsun kurallardan asla vazgeçme !!! sen bir ajansın ve öyle doğdun. şimdi yaşama amacın için yaşa. amacın ne ?

küçük kız biraz tereddüt etsede cevap verdi.

buraya hizmet etmek...

peki buraya neden hizmet ediyorsun ?

kız bir an için herşeyi unuttuğunu zanneti. ama sonra rahatladı.

çünkü siz hayatımı kurtardınız. ve bu yüzden size hayatım boyunca borçlu olacağım.

karşısındaki adam memnun olmuş gibi gözüküyordu. yüzünde derin bir gülümseme vardı. kız ise oldukça ciddi gözüküyordu. zaten eğitim de öyle olmasını gerektiriyordu. ciddi ve sakin !!!

BÜYÜK GÖREV

YAKLAŞIK 13 YIL SONRA

havalandırma panelinin içinde kıvranıyordum. ne kadar küçük olduğunu şimdi anladım. james'in gösterdiği haritalarda daha büyük gözüküyorlardı. son keskin kıvrımı da geçtim mi tamamdır.

ajan salt çaresiz havalandırma panelinde sürünüyordu. ne şans ki artık bu kadar büyük havalandırma panellerinin yapılmamasına rağmen banka çok eski bir binaydı. yani herşey 1900lerde olanlardan ibaretti. paslanmış demir de cabası.... salt paslanmış demirlere rağmen koku duyusunu yitirmediğine emindi. orada zehirlenip ölebilirdi. ancak o kolay yem değildi. daha ne zorluklara dayanmıştı.

son keskin kıvrımı geçtikten sonra dosya odasına açılan kapağı söküp açtı. tek hamlede yere ulaştıktan sonra etrafına baktı.

biri var. nefes sesleri onu ele veriyor. SAKLANMALIYIM! önce dosyayı al!

hemen f sırasını buldu. dosya f2 c3 olarak kodlanmıştı. bunun anlamı şuydu.

f yani 6. seri

2. bölüm

c yani 3. raf

3. dosya

salt dosyayı aldığı an bir beden kitaplık sırasının sonunda ortaya çıktı.

sarı saçlı ve siyah gözlüklü, siyah giyinmiş....

tişörtünün üstündeki de ne ?

bir arma

"demek bizdensin"

kibirli sesi şimdiden canımı sıktı.

"sen bizden olmak için çok yaşlı değil misin ?"

"demek oyunu böyle oynamak istiyorsun !!!"

yüzüme bir gülümseme koydum.

"çocuklar!!!"

çocuklar mı ? bunlar kaç kişiler ?

kapı açıldı. dışarıdan gelen erkeksi koku içeriye dağılmıştı. 4 kişi karşıma dizildi. kapıyı kapatan son gelen oldu.

"istersen seninde ne kadar yaşlı olduğunu ölçebiliriz"

"pekala ama bu kurallara uymaz. şu an tam bir görevin ortasındayım."

"kurallar doğru unutmuşum."

"ama unutamazsın, hem sizi buraya niye yolladılar?"

"destek kuvvet, doğu yakasından ! şimdi o dosyayı bize veriyorsun, hemde hemen!"

"rüyanızda görürsünüz!"

"saldırın !!!"

5 erkek aynı anda atağa geçti. salt o anda zıpladı ve havada bir takla attı. böylellikle iki kitaplığıda düşürmüştü. alarmlar çalıyordu. bu durumdan nasıl kurtulacağını çok iyi biliyordu.

ALIŞVERİŞ...

"2 dakika içinde polisler burada olur. hatta FBI bile bu işe karışabilir."

"yani ?"

"sanırım kuralları unutuyorsun, asla yakalanma !"

"bunu bilerek yaptın, kendi ırkından birini satamazsın"

"buraya nasıl geldiyseniz öyle gidin"

4 erkeğin arasından geçip havalandırma panelinin altında durdu. panele kısa bir bakış attıktan sonra kapıdan normal bir şekilde çıktı. üstüne giydiği rahat ve bir o kadar da çevik formayı çıkarıp yere attı. koridorda sakin ve yavaş ama bir o kadar da endişeli yürüyordu. bir an önce hızlanmalıydı. üstündeki formanın altından resmi olmayan normal genç bir kadın görüntüsü verecek kııyafetler çıktı. cebindeki katlı gözlüğü çıkarıp gözüne taktı. artık tanınmamak için bütün donanımı vardı. adımlarını hızlandırdı. üstünde dar paça bir kot ve askılı bir badi vardı. az önce giydiği ceketin altında korumalık yoktu. ama içinde daha büyük bir tehdit vardı. bir sokolovsky automaster...*1

silahın kaygan yüzeyi bir ustayı bile zorlayabilirdi. şahsen tam otomatik bir şeyler tercih ederdim.

salt koridoru geçtiğinde gördüğü görüntü ile irkildi. içeride 2 polis vardı. etrafı kolaçan ediyordu. 2 polis saltı görür görmez. ona doğru koşmaya başladı.

" hemen yere yat, çok tehlikeli"

polisin bağırması ile salt silahını çıkardı. 2 polisi sırayla kurşundan geçirdi. 2 polisi de vurmuştu. polisler yere düşerken salt neden bu kadar az polis olduğunu düşündü. dışarıya doğru koşmaya başladı. dışarı çıktığında beklediği gibi 2 polis arabası bekliyordu.

"lanet sokak devriyesi polisleri"

polis merkezi buraya nerdeyse bir kilometre açıktaydı. gelmeleri an meselesiydi. salt silahını kaldırdı. arabanın arkasına saklanmış nişan almaya çalışan acemi polislerin hepsine birer el ateş etti. polis ile arasında uzun bir mesafe yoktu. bu yüzden hepsini vurabilmişti. tam beş kişiydi. ve şimdi hepsi yaralıydı. salt silaha baktı. tam 7 mermilik kapasitesini doldurmuştu. artık bir işe yaramazdı. salt silahı yere attı. bankanın solunda kalan sokağa saptı. o kadar hızlı koşuyordu ki kıvırcık saçları uçuşuyordu. aniden bir ses duydu. arkasında banka da gördüğü beş erkek vardı. yakalanmamak için daha hızlı koştu. şimdi ayı inine geri dönmesi gerekiyordu. kiliseye yaklaştığında yavaşladı. kilisenin arkasındaki bahçeye doğru koştu. çiçeklerin arasında kaybolmuş olan kapağı kaldırıp içine atladı. kapak kendi kendine kapandıktan sonra derin bir nefes aldı. iğrenç suyun genç kız işi spor ayakkabısının içine girmesine izin verdi. su o yürüdükçe azaldı. hiç su kalmadığı bir anda büyük bir kapı açıldı. ayı inine ulaşmıştı. ve görevi başarıyla bitirmişti.

ajan saltHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin