Aşık falan olmadılar.
Sadece bağırdılar birbirilerine. Önüne bak dediler. O sıra önlerine bakıyorlardı hemde.
Adam daha sert mizaçlıydı bide. Adam değil mi canım işte! Olacak o kadar. Zaten o da torbasını yere düşürmüş.
Sonra bir saniye bile etmeyecek kadar kısa bir süre göz göze geldiler. Gerçekten efendim, gerçekten bir saniye bile olmamıştır.
Adamın kalbine bir merhamet gelmesin mi? Narin gördü kadını. Kendisini ağır bir dev gibi, kadını hafif bir kuş gibi.
Kuş gibi gördü göğsünü.
Hemde hepsi bir saniyeden az süredeki bakışma anında oldu. Hepsi adamın kafasında yumuşadı, ezildi ve sevişti.
Sonra o kadının çantasını yerden aldı ve kadında adamın torbasını alıp ona uzattı.
Herkes kendi eşyasını alsa ya, ne gerek vardı?
Adam "neyse uzatmayalım, pardon." dedi.
Kadında uzatmadı ve gitti. Gittiler kendi yollarına ve kadın aklından adamla ilgili hiç bir şey geçirmemişti. O yalnızca kendi derdindeydi.
Adamsa efendim,
adam hala kadının şaşkınlığı, mimiklerini, kuş göğsünü düşünmekteydi.
Ne de güzel kirpikleri vardı, aman neyse canım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKSİK KALAMAZ
PoetryÖyle deliyim ve doluyum ki ona karşı. Hep içimde kaldı gülüşü.. hasreti.. nefreti.. Hep çok sevdim ama hep az kaldı ona. Yetemedim yüreğine yitirildim zamanla. Nasıl sevdim ah nasıl sevdim.. Hiç bilmedi diyedir belki bu gamsızlığı. Hiç farketmedi...