Şu an kendi hayatını yaşamıyorsun. Beynindeki fikirler düşünceler senin düşüncelerin değil. Başkalarının hayatını yaşıyorsun. Tek bir yaşam hakkın var. Her geçen saniye senin yaşamından azalıyor. Her aldığın nefes seni ölüme daha da yakınlaştırıyor. Şu yaşadığın anı bir daha yaşamayacaksın. Şu aldığın nefesi bir daha aynı şekilde alamayacaksın. Ama sen her şeye rağmen hayatını kendin yaşamıyorsun. Başkalarının hayatını yaşıyorsun. Bu dediklerim hakkında ne düşünüyorsun dostum?
"Ya sen ne saçmalıyorsun? Ne demek başkalarının hayatı işte kendi hayatımı yaşıyorum ben." Diyenlerden misin? Yoksa bir iç çekip haklısın dost diyenlerden misin?
Bir adım atarken başkalarının ne düşüneceğini düşünmekten kendi yapacağımız şeyi düşünemiyoruz. Bu sözü bir düşünün. Size bir hikaye anlatarak devam edeceğim.
Bir dağın zirvesine çıkmak için 10 tane yarışmacı belirlenmiştir. Dağın zirvesine çıkan büyük ödülün sahibi olacaktır. Yarışma seyirciye açıktır. Yüzlerce kişi izlemektedir. Ve yarışma başlar. Yarışmacılar oldukça zorlu olan bu koca dağa tırmanmaya başlamış ve bir yol çizmeye çalışmaktadırlar. İlk yarışmacı daha yolun başındayken kafasını yukarı kaldırıp baktığında yolun daha çok uzun olduğunu baya engel olduğunu düşünerek ve daha şimdiden yorulduğu için pes etmeye karar verir ve yarışı bırakır. İkinci yarışmacı buraya tırmanmanın imkansız olduğunu düşünerek, kimsenin bunu yapamayacağını düşünerek yarışı bırakır. Üçüncü yarışmacı seyircilerin "Senin bacak gücün yetmez. Daha çok uzun yol var. Sen yapamazsın." sözlerine kulak asıp gerçektende bacağının güçsüz olduğunu düşünerek yarışı bırakır. Dördüncü yarışmacı ise seyircilerin kollarına laf etmesiyle bu sözlere inanıp ilerleyemeceğini düşünerek yarışı bırakır. Beşinci altıncı derken herkes başkalarının dediklerine kulak asıp yarıştan elenir. Sona iki kişi kalır. Daha yolun yarısındalardır. Oldukça yorulmuşlardır. İzleyicilerin daha kimse o zirveye ulaşamadı. Sen mi ulaşacaksın sözlerine aldırış eden bir kişi izleyicilere hak verip yarıştan çekilir. Ve sona kalan kişi seyirciler ne dese desin kan ter kalmasına rağmen vücudunda çeşitli yaralar açılmasına kanlar içinde olmasına rağmen zirveye çıkar ve yarışı kazanır. O kişi kimdi biliyor musun dostum? Sağırdı. Evet o yarışı kazanan sağırın tekiydi dostum. Kimsenin ne dediğini duymuyordu. Aklında sadece zirveye ulaşmak vardı. Sadece kendi fikirleri düşünceleri vardı. Kafasını amacıyla hayaliyle bozmuştu. Asla pes etmedi ve kazandı. Sende böyle olacaksın dostum. Etrafındaki insanların dediklerine sağır olacaksın. Onları takmayacaksın. Beyninde sadece kendi düşüncelerin olacak. Amaçlarınla hayallerinle kafanı bozacaksın. Anlıyor musun beni?
Bir işi yaparken bırak başkası ne düşünürse düşünsün. Sen ilerlemeye devam edeceksin. Başkaları kendinde olmayan veya kendi yapamadığı bir şeyi yapanı görünce hemen bok atmaya başlarlar. Gerçekten o dedi diye vazgeçeceksin öyle mi? O zaman yerinde sayıklamaya kendini geliştirememeye mahkumsun dostum.
Dünyanın en zengin yeri neresi biliyor musun? Hayır hayır hiç uzaklara gitmesin kafan. En zengin yer mezarlıklardır dostum. Çünkü orada hiç keşfedilmemiş fikirleri, icat edilmemiş icatları bulursunuz. Çünkü insanlar korkuyordu. Başkalarının ne düşüneceğinden korkuyorlardı. Ve bir şekilde vazgeçiyorlardı. Onlar şu an bize lisan-ı haliyle vazgeçmememiz gerektiğini söylüyorlar. Onlara kulak ver dostum.
Bu anlattıklarım burada kalmayacak. Ama biraz düşünmeni istiyorum. Kendine vakit ayır ve dediklerimi biraz düşün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİŞİSEL GELİŞİM KİTABI - MOTİVASYON VE BAŞARI !- İÇİNDEKİ GÜÇ
Non-FictionBaşarına zirveye tırmanmana ne engel oluyor? Düşün ve şimdi siktir et.