26- Eden Bulur Dünyası

8.6K 698 344
                                    

SINIR 28 OY 80 YORUM

*

Ayaklarımı Zuhal'in kucağına doğru uzatıp salondakilere göz gezdirdim.

Arda başı ağrıdığı için dirseklerini dizlerine koymuş başını ovuyordu. Efe arkasına yaslanmış stresli bir şekilde dizini sallayıp arasıra Zuhal'e sinirli bakışlar atıyordu. Enes ise...

Enes poposuna buz tutuyordu.

Evet. Partiden sonra çocuklar bu saatte bizi göndermemişler, kendilerinin de yorgun olduğunu söyleyip gidemeyeceğimizi savunmuşlardı.

Enes'e güldükten sonra koltukta biraz daha rahat bir pozisyona geçtim.

"Enes, ne olduğunu anlatsana artık."

Enes bunu sormamızı bekliyormuş gibi poposundali buzla doğruldu.

"Ulan... Ben böyle bir şey görmedim. O ne tekmedir öyle ya rabb? Popoma bir tekme attı, yemek masasına doğru uçtum. Hayır ben sana vurma mı dedim? Vur, yine vur. Ama niye yemeklere doğru."

Kahkaha atıp 'mal ya' diye mırıldandım.

Enes acıklı bir yüz ifadesine büründü. "Hayır, yemekleri görünce unutmuşum zaten adamı. Yemek yiyordum ensemden tuttuğu gibi kaldırdı. Allah'tan Arda aşkım geldi de kurtardı beni."

Arda yüzünü buruşturup kafasını kaldırdı. "Kıçının öbür tarafını da benim morartmamı istemiyorsan sus."

Enes ağzına fermuar çekiyormuş gibi yapıp ayağa kalktı. "Ben buzumu yenilemeye gidiyorum, bir şey isteyen var mı?"

Heyecanla ilkokul çocukları gibi parmağımı kaldırdım. "Ben! Ben su istiyorum!"

Enes bir süre kısık gözlerle bana baktıktan sonra sırıttı. "İyi. Kalk kendin al. Ayağa kalkmışken bana da bir su doldur. Ben de buzumu değiştireyim."

Somurtarak ayağa kalktım. "İyi be! Sana inananda kabahat."

Arda kaşları çatık bir şekilde arkasına yaslandı. "Kalk kendi işini kendin hallet gevşek."

Enes göz kırpıp yılışıklık yapacağı sırada Efe bıkkın bir şekilde soluk verdi. "Ağzını açma, dayak yersin. Bu sefer hiç kurtarmam seni."

Enes somurtarak mutfağa ilerlerken bende arkasından onu takip ediyordum.

Mutfağa girince etrafta kısa bir göz gezdirdim. Mutfak siyah, gri ve beyaz renkleriyle döşenmişti. Ve oldukça şık gözüküyordu.

"Su nerede?"

Enes poposundaki buz ve acı yüzünden topal gibi yürürken dolabı gösterdi. "Az mantık yürüt be sütlacım..."

Gözlerimi devirip tezgaha yaslandım. "Ya salak çocuk, dolaptan istemiyorum."

Omuz silkti. "Ama ben dolaptan istiyorum."

Gözlerim dehşetle açıldı. "Ama senin isteğin umrumda değil."

Sırıtıp dolaba doğru ilerledi. "Bak şuramdan kırıldım."

Eliyle midesini gösterince göz devirdim. "Malsın."

"Ne yapıyorsunuz mutfakta iki saattir? "

Arda'nın böğüren sesini duyunca bende sesimi yükselttim. "Daha bir dakika olmadı be insafsız!"

Ortama bir süre sessizlik hakim olduktan sonra Arda yeniden bağırdı. "Umrumda değil! Bir dakikanız var!"

Yüzümü buruşturup masanın üstünde gördüğüm suya doğru ilerledim. "Diktatör."

Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin