KUMSAL

3.7K 10 0
                                    


Bir buhran kuşağının ortalarındaydım tahminen. Bir yandan samimiyetsiz dost meclisleri, bir yanda çift taraflı sarsınsıntılarla; tamiri mümkün görünmeyen tahribatlar görmüş, güven denen o muazzam kale.

Yoklukla varlığın ayrıldığı çizginin tam da üzerinde; sıratta düşmemek çabasında bir cambaz gibi bocalıyordum, bitaraf değil, sadece yüreğimden taraf olduğum için, en sevdiklerimce bertaraf edilip Araf'a sürülmüş olarak yaşıyordum.

Tam da bu kış kıyamet misali hayat perdesinde, bu sis ve pus mevsiminin ortasındaki ihanet çemberinde bir tebessüm belirdi yüreğimin ufkunda, onun kahve tortusu gözlerinde.

İlk karşılaşmamız bir internet cafedeydi. Bir arkadaşım internette bir işini halletmem için rica etmişti, kendisi değil internete girmek bilgisayarı nasıl açacağını bile bilmezdi. Bilgisayarda işimizi halletmeye çalışırken arka masada iki genç kızda sohbet sayfasını açmış bir yandan etrafa utangaç bakışlarla bakıp, bir yandan kikirdeyerek yazışıyorlardı.

Arkadaşım onlara yazalım mı dedi. Olur dedim, biraz eğlenmek bir şey kaybettirmezdi neticede. Bir tanesinden hoşlanmıştı, dönüp baktım aslında ikimiz de aynı kızdan hoşlanmıştık ama renk vermeden ikinci bir sekme açıp aynı siteye girdim ben de, onların kullandığı rumuzu bulup bir selam attım elbette bizimle konuştuklarını bilmiyorlardı. Cevap verdiler ama uzun bir sohbet yapamadık. İşimiz bitmişti orada ve aslında ben de ilk kez internet Cafeye gelmiştim, orada çoluk çocuğun içinde olmaktan da pek hazzetmiyorduk ikimiz de. Kalkalım dedim arkadaşa, o benden önce kalktı hesabı ödemek için. Ben de son olarak çıkmam gerektiğini ama daha sonra görüşmek isterse bana mesaj atabileceğini numaramla beraber yazıp gönderdim ve çıkış yaptım ve çıktık cafeden. Sıradan ve aslında önemsiz bir şeydi yaptığımız kesinlikle geri dönüş olacağını da düşünmüyordum. Arkadaşımla ayrıldık eve gitmek üzere henüz tepedeydi güneş ve biraz daha oyalanmak istedim. Çünkü eve gidince hayatın gerçekleri ile yüzleşiyordum. Sıkıntılar, sorunlar sanki birikmiş eve toplanmıştı. Ne zaman kapıdan içeri girsem bir sorunla karşılaşıyordum. O ara adeta otel gibi kullanıyordum evi.

Yol üstünde bir çay bahçesinin yanından geçerken çalan müzik hoşuma gitmişti. (Hala aklımda Kayahan Bizimkisi bir aşk hikâyesi diyordu. O dönem aşk yaşayanların kanımca büyük çoğunluğu bu bizim şarkımız demiştir ama bizim şarkımız pek bilinmeyen Kürtçe bir şarkı olacaktı ilişkimiz başladıktan sonra. Helin'di şarkının ismi. Kaç kez birbirimizin gözlerine dalıp bu şarkıyla dans ettik ben de bilmiyorum.)

Dönüp oturdum tek başıma. Bir çay söyledim, bir de sigara yaktım, daldım düşlere her zamanki gibi.

Bir deniz düşünürdüm hep hayale daldığımda. Sakin, biraz da tenha bir kumsal. Küçük bir çay bahçesi, bir de yarenlik edecek; yar olmasa da yar kıvamında bir kadın. Gecenin karanlık örtüsüne sığınıp arsızca ve şuursuzca sevişebileceğim, Ay ışığında parlayan gözbebeklerinde, şu içimdeki volkanı titreyerek ve sarılarak söndürebileceğim, kalbinin ritmiyle kalbimin atacağı, denizin tuzunu sabaha kadar her zerresi de tadacağım bir kadın.

Tam da bu düşün içindeyken çaldı telefonum. Bir iç çektim sigaranın dumanıyla düşten uyanırken. O kadar uzaklardan çekmiştim ki içimi...

Yabancı bir numaraydı arayan. O ara işlerim pek iyi gitmediğinden alacaklılar çok aradığı için, onlardan biri sandım önemsemedim, açmadım ama bir daha çaldı ve bir daha. Sonradan fark ettim ki arayan kişi çağrı bırakıyordu aramıyordu. Yani alacaklı olsa çağrı atmaz, ben açana kadar çaldırırdı.

Biraz bekledim, aramadı bir daha ama merak da etmiştim arayanın kim olduğunu... Geri arama yaptım, çalar çalmaz açtı telefonu. Oldukça hoş bir kadın sesi merhaba dedi, Helin ben. Helin sohbet sitesinde yazıştığım kızın rumuzuydu anladım o olduğunu. Tamamen unutmuştum oysa. O rumuzuyla kendini tanıtınca ben de kullandığım rumuzla cevap verdim; Merhaba Helin Hanım, Bertan ben de. Biraz sohbetten sonra kapatması gerektiğini söyledi ve kapattı telefonu. Ondan sonra mesaj trafiği başladı. Ben ona aynı şehirde olduğumuzu söylememiştim. Komşu şehirdeyim demiştim.

KUMSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin