Sabahın dördüydü...İki gündür uyuyamıyordum.Belki de uyumak istemiyordum.Yaşadığım bu iki sene boyunca gökyüzünde fazlasıyla havalanmış,hayalleri fazlasıyla benimsemiştim.Ama gerçekleri yüzüme çarpmıştı hayatımın şu son günleri.Tam gerçekleri unutmuşken elimdeki düğün davetiyesi bana pembe pembe bakarak yeniden bir kez daha yüzüme çarpıyordu gerçekleri...Artık ağlamaktan gözlerim şişmişti,bu şişkin ve çekik gözlerimle çirkin bir Japon balığına benziyordum.Yarın son çirkin balık yarın her şey son diye kendimi temkin etmeye çalışırken bir tıkırtı duydum.Acaba rüya mı görüyordum yoksa eve hırsız mı girmişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Davetiyesi
Teen FictionHer sonun yeni bir başlangıcı vardır.Her başlangıcın bir sonu...Ölümün başladığı yerde doğum da vardır hayallerinin öldüğü yerde yeni umutların doğduğu bir hikaye...Halatın ucundayken yeniden doğanların hikayesi bu.Gerçek ölüm ruhun bedenden ayrılma...