Hangi diye düşünürken ilk önce rüya olup olmadığını kontrol etmek istedim ve koluma bir cimcik atıverdim. Acı hissetmemiştim ama bunun rüya olduğundan değil ağlamaktan yorgun düşen bedenimin hissizleşmesinden kaynaklandığına emindim.Öyleyse evimde bir hırsız vardı.Ne garip iki senedir evime ilk defa biri geliyor ve bu gelen bir hırsız...Galiba yarına aldığım ölüm kararımı büyük bir ihtimalle evime gelen kötü misafirim erkene alacaktı bu planımı.Ama buna bugün değil yarın ölmeliydim bugün ölmek için erkendi en azından planlarım doğrultusunda erkendi.
-Şimdi git,yarın gel anahtar paspasın altında.Diye bağırdım.Bir an sesler kesildi.Sessizliğin ardından bir kahkaha patlattım.
-Şaka şaka tabiî ki de anahtar paspasın altında değil.Çantamda hiç kurcalama direk çantayı al çık çekinme hırsız bey!O sırada telefonumun yastığımın altında olduğunu fark ettim.Elime aldım ve ''bana bak koca adam,diyerek söze girdim;hoş koca mı tıfıl mı bilmiyordum ya neyse..şuan telefonum elimde ve ben bil bakalım ne yapacağım diye ekledim alaycı bir ses tonuyla.Ardından dur yapma diye bir inilti koptu.Tahmin ettiğim gibi koca bir adamdı bu en azından daha yeni yeni doğmaya başlamış gün ışığında öyle görünüyordu.Aniden karşıma çıkmasından olucak ki Annee! Diye bağırdığımı hatırlıyorum gerisi uzun bir çınlama ve ardından beyaz ekran...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Davetiyesi
Teen FictionHer sonun yeni bir başlangıcı vardır.Her başlangıcın bir sonu...Ölümün başladığı yerde doğum da vardır hayallerinin öldüğü yerde yeni umutların doğduğu bir hikaye...Halatın ucundayken yeniden doğanların hikayesi bu.Gerçek ölüm ruhun bedenden ayrılma...