*ASLINDA GEÇEN BÖLÜMDE TABİKİDE FEKİ LAV MVSİNİ KOYMAZSAM OLMAZ DİYORDUM AMA UNUTMUŞUM GECENİN ÜÇÜNDE UYKULU YAZMIŞTIM. O YÜZDEN YAZIM YANLIŞLARIYLA DOLUYDU HEPSİNİ DÜZELLTTİM ÖZÜR DİLERİM BİRDAHA GEÇ YAZMAMAYA KARAR VERDİM. <3*
. . .
Jin'e bakıp ne yapacağıma dahil talimat bekliyordum. Fakat tek yaptığı heyecanlı bir biçimde bakmaktı. Hani dosttuk ha?
Birden kaçmaya karar verdi. Pislik.
"Şey ben gitsem daha iyi olacak. Sizi yalnız bırakayım."
Kapıyı kapatıp gitti. Ardından Hoseok ile konuşma sesleri geldi. Plan mı yapacaklardı?
Jungkook hala öylesine bekliyordu. Anlatmamı.
"Hadi artık başlayacak mısın?"
Aslında 'sana ne gerizekalı' diye bağırasım vardı. Olmayınca olmuyor işte.
"Jimin anlatır mısın?"
Titriyordum. Anlatmak istemiyordum. Sonunda aslında yapmak istediğim şeyi yüzüne söyledim.
"Jungkook bu gerçekten önemsiz bir şey. Boş versene. Seni çok seviyorum anlasana. Her gün rüyalarıma giriyorsun. Buna engel olamıyorum. Seni düşünmeden edemiyorum. Artık olgunlaştım ve geçmişte yaşadığım saçma salak olayları umursamıyorum. Sana ölüyorum be anlıyor musun?"
Derin bir nefes aldıktan sonra Jungkook'un tepkisine baktım. Ağzı açık kalmıştı. 2-3 dakika sessiz kaldı.
"İşte aradığım Park Jimin."
Yüzümde bir gülümseme oluştu.
Birden bire dudakları dudaklarıma dokundu. Bu üçüncü oluyordu.
Öpüşme seansımız bittikten sonra bütün vücudumu kollarıyla sardı. Kafamı omzuna yasladım.
"Jungkook, geçmişte yaptığım o iğrenç davranışlarım için gerçekten çok özür dilerim. Seni üzmeyi asla istemezdim."
"Bundan haz alıyordum açıkcası."
Biliyordum. Çünkü o şapşal gülüşünü yapıyordu.
Gözlerim kapanıyordu. Daha oysaki öğlen bile olmamıştı.
"Senin uykun mu var? Gel seni yatağına götüreyim."
Uykum vardı. Fakat biraz daha vakit geçirmek istiyordum.
"İyi pekala."
Tam elimi tutup beni odama doğru götürecekti ki onu uyardım.
"Bekle! Jin ile Hoseok orda olabilir. Dikkatli olalım."
"Onlardan gizleyecek neyimiz var?"
Utanıyordum. Çünkü ne bileyim. Utanıyordum işte.
Jungkook'a beklemesini söyledim. Ardından salona baktım. İkiside terliklerini bırakıp dışarı çıkmışlar.
"Gelebilirsin. Güvenli."
Elimi sımsıkı tutmasını bekliyordum. Kucağına aldı ve beni odama doğru götürdü. Zevk almıştım.
Beni yatağıma bıraktı ve üstümü örttü. Ardından alnıma bir öpücük kondurdu.
"Tatlı uykular minik civcivim."
Yüzümdeki gülümsemeyi durduramadım. Nasıl bu kadar tatlı olabiliyor?
"Rüyamda inşallah tavşan kılığındaki prensimi görürüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dangerous Boy | Jikook
FanfictionHer şey Jungkook'un dondurmacıya uğramasıyla başladı...