ve sonunda dügün günü geldi. abim ve ateşte gelicekmiş, ötekileri gelemiyormuş. abimin gelmesine 1 saaat, dügüne ise 2 saat kalmıştı. ve ben daha giyinmedim, abimler gelsin öle giyinirim canım. ilk önce birşeyler yiyeyim, yosa açlıktan ölecegim. Mutfaga girip annemin sabah hazırladıgı makarnadan bolca tabama koyup üstüne yogurt koydum, masada yavaş hareketlerle yirkin uzaktanda olsa televizyon izledim, eğrtugrul'un eski bölümünü izlemeye başladım, bu gündüz çok tatlı yaa, hele osman, boncuk gözlüm...
------
Koltukta yayılmış kanallarda geziyordum, Ertuğrul biteli biraz olmuştu ama ne diyebilirimki, reklamları hiç sevmiyorum.Bildigim tüm kanallarda hiç birşeyin olmadıgını anlayınca televizyonu kapatıp odadaki süslemelere bakmaya başladım. Büyük camdan bir fil süsünü elime alıp incelemeye başladım, ne zamandan beri bu burda yav.
Elimde çevire çevire bakarken birden zil sesi gelince korkup elimdeki kocaman fil yere düşüp dört bir yanımı sardı, bazıları ayaklarıma geldigi için küçük çaplı bir çıglık attım, çok acıyor. Gözümden yaşlar akkarken kapıdan ateşin sesini duydum
- deniiizz!!!
Bir adım atmaya çalıştıgımda ayagıma saplanan camlar canımı acıtmıştım, yani mantıken bende küçük çaplıdan biraz yüksek bir cıglık daha attım. Ayagımı geri çekip oldugum yerde kaldım, ağlamam şiddetlendi.
Kapının kırılma sesinden hemen sonra ateşi ve abimi oturma odasının kapısında gördüm. Aslında biraz mızmızdım, ayagımda küçük parçalar var diye bu kadar salya sümük olmaya deymez ama genede ben ağlıyorum, bu suan ki müin konumuz degil değilmi!?!
Ateş elindeki çantayı hemen yere fırlatıp yanıma koştu, ayakkabılarını bile çıkarmamıştı. Ne sandınız, zenginiz ama temiziz yani, aslında ev ayakkabıları ile dolaşırız ama ben nedense giymemişim.Ateş beni kucagına alıp koltuga oturtu, yanıma oturup göz yaşlarımı silip tam azını açmışken abim konuştu
- deniz iyi misin?!
Abime bakıp göz yaşlarımı silip evet anlamında kafamı sallayıp ayagımdaki küçük cam parçalarını cıkarmak için egildigimde savaş elimi tutup beni durdurdu, ona baktım, niye böyle birşey yaptıki yani dimi.
- deniz, sen geriye yaslan ben cıkartırım cam parçalarını
Gergin gibiydi, gözlerini ikide bir kacırıyordu, gülüp arkama yaslandım. Abim ilk yardım kutusunu savaşa dogru fırlatıp savaşa göz kırptı, neden şimdi bu göz kırptiki, birşey var bu işte ama.
- ben yukarı cıkayım, siz yanlız kanmış olursunuz hem
Şavaş abime bakarken yutkunup kafasını hayır anlamında sağladı, yani galiba, tam emin degilim. Abim çamtaları alıp yukarı çıktı, burda sanki birşeyler dönüyor yav, ben mi safım yoksa burda birşey dönmüyormu ne? Savaş ilk cımbızla yavaşça camları çıkarttı, bende can acıntısını bir yerden cıkarmak için bir yastıgı sıktım.
Savaş camların hepsini çıkartımı bana baktı- çok derine girmemişler, bu yüzden artık canını pek yakmaz, pekte iz yok zaten.
Camları bir keseye koymuştu tam ayaga kalkarken oda geriye dogru hidince burunlarımız bildigin birbirine degdi, şanşmı desem ne desem bilemedim. Kalbim hızlı atmaya başlayınca sağ elimi kalbimin üstüne koydum, kalp atışlarımı dizginlemeye çalışırken savaş elini kalbimin üstündeki elimin üstüne koydu kalp atışlarım gene ve gene hızlanmaya başladıgında savaş gülümsemeye başladı, galiba kalp atışlarımı hissediyor😲.
Kendimi geri çekip ayaga kalktım, sanki kalp atışlarım kulağımın dibindeymiş gibi hissediyorum. Savaşın gözlerinden kaçarçasına etrafa bakıyordum. Telefonumu çıkartıp saate baktım, çok az faktim vaaarrr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kendi Başlangıcı
ChickLitMerhaba ben deniz. En iyi arkadaşlarım hira ve yaprak, bunların sevgilileri hira-mert yaprak-ali olarak. Diceksinizki senin sevgili yokmu kızım, ne yazikki yok. Evlenme yaşına geldik koca yok. Takı onu görünceye kadar... Arkadaşlar biliyorum ilk b...