-6-

241 36 38
                                    

Çok değil, yaşadığımız olaydan sonra dört gün geçmişti. Baekhyun'un bana söylediklerinden sonra hayatımız başka bir yöne ilerlemeye başlamıştı. Birbirimize yakınlaşmıştık. Hala ona dokunmakta ve onun yanında çok durmakta sorunlarım olsa da bir şekilde yakınlaşmıştık.

Artık dışarı çok fazla çıkmamaya başlamıştı. Çıkmaya kalktığı zaman ise onunla gitmeye başlamıştım.

Riskli olduğunun farkındaydım ama onu bir kez daha yalnız göndermeye dayanamazdım. Tabi bazen benden habersiz, özellikle ben uyurken dışarı çıkıyordu. Benim görüşme durumumu riske atmak istemediğinin farkındaydım ama dışarıda yaşanan son olaydan sonra Baekhyun için gerçekten endişelenmeye başlamıştım.

En büyük endişem en son sabah yine bana haber vermeden dışarı çıkmasından sonra büyümüştü. Geldiğinde evde olmadığı için tam dışarı çıkmak üzereyken karşılaşmıştık. Elinde birkaç malzeme ile içeri girdiğinde hızlıca yanına gidip elindekileri almıştım. Onları mutfağa götürmek üzereyken sağ kolunun bileğinde morluklar dikkatimi çekmişti. İç kısmında önceden bulunan hariç üstte de bulunuyordu.

Önceden de vardı gibi hatırlıyordum ama sanki şimdi daha fazlalaşmıştı.

Elimdekileri bırakıp hızlıca kolunu tuttuğumda ona sinirli bir şekilde bakmıştım. "Yine mi bir şey yaptılar?" Baekhyun bu davranışımdan dolayı aniden şaşırmıştı. Ama sonra bakışları yumuşamıştı.

"Hayır Chanyeol. Bugün kimse ile karşılaşmadım. Geçen gün odada düştüm. O zaman vurmuş olmalıyım." Nedense söylediklerine inanasım gelmiyordu.

"Baekhyun emin misin?" Elini kurtarıp elimi tutmuş, daha sonra aniden bana yaklaşıp kafasını omzuma yaslamıştı.

"Eminim Chanyeol. Bir şey olursa sana söyleyeceğim."

Bir süre bu ani hareketinden dolayı kalakalmış olsam da sonradan kendime gelmiştim.

Tutmadığı elimi kaldırıp onun sırtına koymak istemiştim ama elim yarı yolda aşağı inmişti.
Baekhyun ise ardından kafasını kaldırmış, bana gülümsemiş ve mutfağa ilerlemişti.

Yemek hazırladıktan sonra masada oturmuş konuşurken bana ilk deda beni bir yere götürmek istediğinden söz etmişti. Bu tabi bana başta tuhaf gelmişti. Çünkü evden bir saniye bile çıkmamı istemeyen Baekhyun beni bir yere götürmek istiyordu.

Başta tanışacağım başka arkadaşları da mı var diye düşünmüştüm ama sonuçta ağzından almaya çalıştığım laflarla arkadaşlarını görmeye gitmediğimizi anlamıştım. Kısa bir hazırlanma sürecinden sonra, kendimizi gizleyerek evden çıkmıştık. Bana gideceğimiz yerin çok uzak olmadığını söylemişti. Elinde birkaç tane poşet vardı. Yardım etmek istediğimde izin vermemiş ve kendisi taşımıştı.


Kısa bir yürüyüşün ardından eve yakın bir arka sokağa gelmiştik. Elindeki poşetleri bir kenara koyduğunda bana dönmüştü.

"Hani hep neden dışarı çıktığımı soruyordun ya, tabi çıkmamın tek sebebi eve bir şeyler almak değildi."

Bunu demesinin ardından bana sırtını dönmüş ve küçük bir ıslık çalmıştı.

Ben neler olduğunu anlayamazken, karanlık köşelerden, kutuların arkasından bir sürü küçük, büyük köpekler çıkmıştı. Bazıları daha yavruydu. Hepsi bir anda Baekhyun'un yanına toplanmış, kuyruklarını sallayarak ona bakmaya başlamışlardı. Muhtemelen orada bu görüntü karşısında ağlamıştım. Bir insanın kalbi bu kadar mı güzel olabilirdi? Kendisini umursamadan başka hayatlara da bakmaya çalışıyordu.

Cartaphilius /CB/BYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin