Sabah alarmin sesiyle gozlerimi acmaya basladim. Su alarm sesiyle uyanmak cidden sinirlerimi hoplatiyordu. Bıkkınlıkla yataktan dogruldum. Iceriden bagiris sesleri geliyordu. Yine büyük ihtimalle Duru ve Levent kavga ediyorlardi. Yanlarina gittigimde uyandigimi gormediler ve tartismaya devam ettiler. "Ya kec kere soyledim dimi kendi kiyafetlerinle benimkileri karistirip atma su camasir makinesine!" diye çıkıştı Duru. "Sana da iyilik yaramiyo be ne güzel yikadik seninkileride." diye cevapladı Levent. "Daha once de söylediğim gibi renklilerle bir arada yikama şunları. Mahvolmus elbisem!" dedi Duru. Ben onlarin bu haline gulerken sonunda farkettiler geldigimi. "Gunaydin" dedi en neseli sesiyle Levent. Bu cocuk cidden cok sapsal olabiliyodu. Zaten eskiden beri boyle. Sakaci ve birazda umursamaz. "Sanada" diye cevapladim onunkine benzer bir ses tonuyla. Duru hala renkleri birbirine karismis olan elbisesiyle ugrasiyordu. Kapi caldi birden. Kim oldugunu merak etmeden kapiya ilerledim. Karsimda Savas ve Tilki ellerinde sicak pogacalarla duruyordu. "Günaydin" dediler ayni anda. Bense sadece bi tebessüm yolladim onlara. Iceri gectiler. Ben kahvalti hazirlamak icin mutfaga girdim. Arkamdan Tilki de mutfağa girip posetleri birkati tezgaha. Posetin icinde olmasina rağmen susam kokusunu alabiliyordum.
En sevdigimden almislar. Kasarli poğaça.
Elimi tezgaha atıp pogacalari posetinden cikardim. Bir tabağa koydum. Tilki hicbisey soylemeyip sadece beni izlemekle yetiniyordu. Ama beni izlemesi hosuma gitmiyordu. Sanki yuzumde birsey varmis hissine kapiliyordum. Tam olarak ona bakmasamda benim yüzümü inceledigini farkedebiliyordum.
"Bugun iyi gorunmuyorsun. hasta misin?" diye sordu. Elimlekilere konsantre olmaya calisiyordum. "yok ya iyiyim ben" dedim ve yüzümü ona döndüm. Elini once yanağıma sonra alnima getirdi. Elinin degdigi yerler birden yanmaya basladi sanki. Gozlerimi kacirdim ve elini alnimdan cekip "iyiyim dedim ya yok biseyim." diye soludum. "iyi oyle olsun madem. ama kendini kötü hissedersen söyle zaten dairelerimiz karsilikli " dedi. Birden gözümün önüne buraya tasindigimiz ilk gün geldi. Bundan iki yil oncesi...
Kolumu Leventin omzuna atmis ve diger kolumu da Durunun koluna dolamis kahkaha eşliğinde yuruyorduk. Arabanin önünde durduk ve esyalari yukarı cikartmak icin hazirlandik. Tam o sırada arabasına binmeye hazirlanan Tilkiyi gordum. Tatli cocukmus diye içimden geçirmedim degil. kahverengi ve siyah arasi rengi saclari ,koyu kahverengi gozleri ve daginik sakallariyla oldukça yakışıklı gorunuyordu. Arabada yanina gelen kumral kahverengi gozleri olan cocukta Savasti. Yanlarindan gecerken esyalarimi tasimakta gucluk çekiyordum. Ama belli etmemeye calisarak ilerledim. Sonra savas yanıma gelip "Merhaba. yardima ihtiyacin var gibi duruyor." dedi ve gulumsedi. Sempatik bir cocuktu yanındaki cocuk kadar yakışıklı olmasada yinede en az onun kadar yakisikliydi. ayni sekilde gülümsedim ve "gerek yok hallediyorum ben" diyerek sıkıca tuttum elimdeki kutuyu. Sahi icine ne doldurmustum ki bu kadar agirdi?
"Sen yeni tasindin sanirim buraya. Tek basina misin?" diye bir soru yoneltti. "Evet. Ama yalniz degilim ev arkadaslarimla burda bir ev tuttuk." deyiverdim. gerçekten acelem vardi.
"neden tasindiniz" diye sorunca saskinligimi gizleyemeyerek "neden tasinamaz miyiz?" dedim ve "Egtim icin." diye ekledim. "nerde okuyosunuz" dedi. Tanrim! tatlı çocuktu falan ama cok soru soruyordu. Zaten tatlı dedigimde yanlış anlamda degil çocuk sevecen ve oldukca sempatikti. "..... Konservatuari." dedim. "Bizde orda okuyoruz. Ama bu bi tesaduf degil aslinda. Buralarda oturan cogu öğrenci orda egtim görür. yakin olduğu icin. " dedi. Gozumden kacan diger yakışıklı cocuk yani Tilki arabanin içinden sevimsiz ve kotu şekilde bakiyordu. Gozlerim ona kaydiginda arabadan indi ve yanımıza geldi. "sende kimsin" diye sordu. Cidden tanimadigin bi insana boyle bi soru yoneltmenin amaci ne? gerçekten cok ukala ve gıcık birine benziyordu. "Sanane" diye soludum. tam onunden gecip gidicekken elini uzattı ve "Ben Tilki" dedi. elini sıkmadim inadina. "Tilki? " diye sorumu yonelttim ona anlamayan gozlerle. "Aslinda adim Kivanc ama lakabim Tilki bana genelde oyle seslenirler." diye bi aciklamada bulundu. " Ve sen de?" diye ekledi. "Bende Aylin" dedim onunkine benzer bi ukala tavirla. elini geri cekti. pek bozulmusa benzemiyordu.
" neyse gidelim " dedi sempatik cocuga. ukala sey nolucak. sinirlendim birden. ve yerden aldigim esya kutusunu yukarı cikardim.
O günler aklima gelince gulumsememe yol acti. O gun tanistigimizda gerçekten hic anlasamayacagim biri olarak görüyordum. nasil oldu bilmiyorum ama zamanla yakin arkadasim oldu. Tilki de Savasta. Zaten Levent, Duru ve ben ev arkadasiydik. onlarla liseden tanisiyorduk. ikiside kardesim gibiydi. Leventin bi sevgilisi vardi ama kiz ondan ayrilmak istedi. Oda cok umursamadi zaten. Duruyla Savas sevgiliydiler. Iki yil once ilk tanismamizda birbirlerine ilgileri vardi zaten. Ben ve Tilki ise... bilmiyordum.Tilki zaten okuldan Caglayla sevgiliydi. Cagla kumral yesile donuk gozleri olan bakımli ve guzel bi kizdi. Nedenini bilmiyorum ama onları görünce cogu zaman kiskandigimi farkettim. Tilki yakin arkadasim oldugu kadar Caglada cok yakin arkadasimdi. Bana herseyi anlatirdi. Bana birilerini ayarlama gereksinimi duyardi surekli. Zaten bana cikma teklifi edenler oluyordu. Ama hicbiriyle alakam olsun istemiyordum. nedeni yok istemiyorum iste. Zaten Tilki buna izin vermiyordu. Ne zaman biri benle konussa bana cikma teklifi etse o kisinin yuzunu dagitiyordu. Belli ki en yakin arkadasini korumaya calisiyordu. Beni kiskandigini dusunmustum bi ara. Ama sonra bunun sacma olduğu kanisina vardim. Sadece dostunu korumaya calisiyordu. Biz cok yakin arkadastik. Tilkiye arkadasim diyebiliyordum, sirdasim diyebiliyordum, dostum diyebiliyordum ama neden kardesim diyemiyordum ?
Biri beni durtunce dusuncelerimden siyrilip onume baktim. Tilki bana "sen cidden iyi değilsin. yarim saattir daldin gittin" diye soylendi. "Ya okula gec kalicaz çabuk kahvalti edelim" diyerek gecistirdim ve cayi koyup içeri goturdum sofrayi kurdum. Tilki de yardim ediyordu. hepimiz kahvalti masasina oturup kahvaltimizi ettik.
ilk bölüm biraz siradan oldu sanki. biliyorum ama acele oldu daha yeni basladim hikayeye ve nasil oldugi hakkında bi fikrim yok. neyse ilerleyen bolumlerde insanlarin begenip begenmemesine bagli yazacagim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMAŞA (Aytil)
RomanceBu hastalikli bişeydi sanki... İçimde beni aciya sürükleyen bu duygunun ask olmamasi için dua ederken buldum kendimi. Bu imkansizdi. Nasil oldurda en yakin arkadasima,beni kardesi gibi gören o adama asik oldurdum? Bu ask degildi belkide saplantıydı...