Havada Yaz Kokusu Var.

*2.Bölüm*

Arabada Calvin Harris'ten 'Summer' dinlerken sürücü koltuğundaki Pelin'e baktım. Rastalı siyah saçları vardı, eyeliner çektiği ela gözleriyle fazla seksiydi. Bir erkeğin ilgisini kolayca çekebilirdi. Üstünde siyah göbeği açık bir tişört ve altında ise kot bir şort vardı.

Arka koltuktaki Elif'e baktım. Çok tatlı bir kız. Ama dışarıdan göründüğü gibi değil. Tam bir manyak,tam bir çılgın yaratık. Pelin,Elif ve ben bir şey planladıysak kesinlikle çok eğlenceli olur ama sonu kötü biter.

Buse kendi halinde, uzun açık kahverengi saçları onun yüzünü güzelleştiriyor. Sakindir ama söz konusu eğlenceyse götü başı dağıtır.

Ben mi? Ben açık kahverengi uzun saçlara sahibim. Mavi gözlerim var. Grubtaki kızların en uzunu ve en sinir bozanıyımdır. Boksa gidiyorum falan filan. Ailemi Bodrum'da bir araba kazasında kaybettim-bu yüzden Bodrum'dan nefret ediyordum-. Bir abim var ama bana sadece paraya ihtiyacı olduğunda gelir. Erkeklerle aram fazla iyi değildir. Aldatıldıktan sonra erkeklere pek güvenim kalmadı. O kötü zamanlarımda yanımda olan bu 3 kız aniden benim yaşama sebeplerim oldular.

Onlarla bir ev aldık. Ve hep beraber yaşıyoruz.

Kızların düşüncesi bu yaz beni birkaç erkekle tanıştırıp benim için doğru erkeği bulmaya çalışmak.

Pelin en inatçı olanımız ama hep mantıklı düşünür. Ece en duygusalımız. Buse en sevgi dolu olanımız. Ben de en sinirli olanım.

Ve bu da Bodrum'a olan yolculuğumuz. İstanbul'dan Dalaman'a uçtuktan sonra Bodrum'da bizi bekleyen arabayla , evimize gidiyoruz. Aldığımız ev barlar sokağına ve Halikarnas'a çok yakın. Müstakil evlerin bulunduğu bir site. Evler maddi durumunuza göre büyüyüp küçülüyor. 

Bizim aldığımız ev sütlü kahve renginde, 3 katlı , 4 oda 1 salon ve her odada kişisel banyolar var.

Ailem mirasın hepsini bana bırakmış çünkü abime bıraksalardı abim 2 hafta geçmeden borca batardı.

Sonunda arabayla eve vardığımızda arabadan indim ve bavulları almaya gittim. Kendi bavullarımla eve girdikten sonra kızların bağırışmalarını duydum.

Yanlarına gittiğimde ellerinde bavullarla acı içinde çığırıyorlardı. Pelin ise çoktan eve girmiş, bilgisayarını açmıştı. Ece ve Buse'nin yanına ilerledim. Daha bavulları almadan seksi bir erkek sesiyle arkama döndüm.

" Yardıma ihtiyacınız var mı bayanlar? " yüzüne alaycı bir sırıtış yerleştirmişti. Yanında 3 arkadaşı vardı. Sinirle gözlerimi ona diktim. Buse ağzını açmıştı ama onu susturdum.

"Hayır ihtiyacımız yok." yapmacık bir şekilde gülümsedim ve kızların bavullarını zorlanmadan eve soktum. Hızla Pelin'e baktım.

"Yan evdeki erkeklere savaş açıyoruz!" diye söylendim. Pelin bana döndü ve onaylamaz bakışlarını attı.

"Hayır Umay, sinirlisin sadece. Çocuklar iyilik yapmak istedile- Oha!" diye bağırdı. Bakışları penceredeydi. Hızla pencereye ilerledim. Az önce gördüğümüz 3 erkek yan eve eşya taşıyorlardı. Gözüm dördüncüyü çocuğu da aradı ama yoktu.

Dikkatimi eşya taşıyan çocuklara verdim. Ter içindelerdi ve eşyaları kaldırdıklarında kasılan kaslarını, buruşan yüzlerini görebiliyordum.

O an iyi ki eşyalı ev almışız diye sevindim.

Evi taşırken tişörtlerini çıkarmışlardı. Hava cidden çok sıcaktı. Aniden aklıma gelen fikirle bahçeye ilerlemeye başladım.

"Hey,yardıma ihtiyacınız var mı, beyler?" ukala bir şekilde mırıldandım. O sırada bana sataşan- anladınız işte- çocuk konuştu.

"Evet. Bir yardım etsen iyi olur." 5 saniye kadar şaşkınca ona baktım ve sonra bahçelerimizi ayıran çitleri yok sayarak atladım.