Giriş

80 11 8
                                    

Buradaki gizli özne birisi değil aslında. Hepimiz. Dostlarım, yoruldum ben bu dünyada. Kollarımda hissettiğim ağırlık hepimize ait.

-Gecenin tüyleri ürperten karanlığı içinde sıcacık yatağımın tam kalbinde dizimde laptopum ile internet sitelerinde dolaşıyor ilgimi çeken tüm unsurları web sitelerde aratıyordum. Oldum olası bir şeyleri araştırmayı sevmiş bilgilerimi paylaşırken mutlu olmuştum. Hala annemin kızıydım, ufak şeylerle bile mutlu olan "Tatlı ol diye bal sürdük,badem gözlüm." diye anlatılan Badeydim ben ve hep Bade olarak kalacaktım. Henüz 16 yaşımdayken ailemin nutuk çekmeleri ve öğütleriyle kimse için kendimi değiştirmemem gerektiğini ilke edinmiştim. Hayatım boyunca bir sürü insan tanıyacak yeni okyanuslara yelken açacaktım. Zincir gibi sıralı insanlar girip çıkacaktı hayatıma. Kimileri iyi olurken kimileri
kömür kalpleriyle iblis gibi olacaktı bense her ne olursa olsun her şeye göğüs gerecek sevdiklerim için her şeyi yapacaktım. O çok benimsenmiş güzel kızların aksine sarışın ve işveli değildim, çillerim ve kocaman yanaklarım vardı. Ama ben buydum kendimi kimse için değiştiremezdim çünkü ben böyle eşsizdim. Herkes Tanrı katında özenilerek eşsiz bir biçimde yaratılmıştı hatta her birine özel hediyeler yollanmıştı. Bu özel hediyeler bazen dışardan bile belli olurken bazılarıysa içimizin derinlerinde biryerlerde sandıklanmış ve saklanmıştı. Onu bulup oradan çıkarabilecek tek kişi kendimizdik ve kendimize güvenmeliydik.
————————————————————————————————————————————————
Herkes gibi bende arkadaşlara ve aile desteğine ihtiyaç duyuyordum. Zaten insanların doğasında olan bir şeydi "güvenecek,dayanacak bir destek aramak ve sahip olmak.".
Ailem her koşulda yanımda olmuş, beni asla bırakmamış sonsuz  bir armağandı bana.
Çevremde pek insan yoktu. Hep 3-5 kişiyle sınırlı olmuştu dostum,arkadaşım dediğim insanlar. Zira her şeyin fazlası zarardı.
Her insanın bir kutup yıldızı vardı. Karanlıkta yolunu aydınlatan,aydınlıkta görünmese bile varlığı hissedilen sonsuz gök yüzünde güneş gibi parıldayan kutup yıldızı.
Kimimiz milyarlarca yıldız arasından onu bulur,kimimiz bulduğunu sanar kimimiz ise bulamaz.
Bazıları kalpleri kırıldığında anlamaz tıpkı kalp kırdıklarında farkına varmadıkları gibi.
Çoğu zaman ilk adım atan olmayı severim çünkü asla sevgimden şüphe etmem ve sevgimin çatlaklarından su sızdırmam. Yine bir gün ilk adımı ben attım ve kutup yıldızımı o gün buldum.
Tumblr çok sevdiğim bir uygulamaydı insanlar harika paylaşımlar yapar bazen bir iki cümleyle kalbime dokunurdu. Bir blog vardı,çok ilgimi çeken. Günlerce onu ekrandan izlemiş tüm paylaşımlarını zihnimin derinliklerine kazımıştım. Nasıl olurda bir insan böyle dokunaklı,böyle içten bu kadar gerçekci olabilirdi,aklım almıyordu. Ya çok şey yaşamıştı ya da yaşayacaktı.
Eğer onun hayatında seçim hakkım olsaydı "seninle çok şey YAŞAYACAK Bade." şıkkını seçerdim. Belki de en gizemlisi ve çekicisi bu olurdu. Günler boyunca onu izleyişim hakkında bilgiler edinişim bana bir cesaret aşılamış olmalı ki o gece ona, Kuzey'e  mesaj atmaya karar kılmıştım. Belki adı gibi soğuk ve siyahtı. Belki bende buzullarında donmak isterdim. Ama öncelikle onu tanımak istedim.
.
.
.
" ^Göllerdekisakinkuğu^ Selam, uzun zamandır blogunda fink atan beni daha önce fark etmiş miydin?
^Kutuplarınefendisi^ Selam, seni fark mı etmem gerekiyordu? Ne yazık ki!
^Göllerdekisakinkuğu^ Anlaşılan o ki adın gibi buzul insanısın soğuk nevale!
^Kutuplarınefendisi^ Kişisine göre buzul insanı olabilirim lakin siz de pek sakin bir kuğu sayılmazsınız.
^Göllerdekisakinkuğu^ Bizde kişisine göre sakin oluyoruz sayın buzul adam! "
.
.
.
Ben bir ressamdım ve benim en soğuk çalışmam bu konuşmalardı. Belki o zaman hiçbir şeyin şimdi ki kadar mükemmel olacağını düşünememiştim. O yüzden pek de sakin karşılamamıştım fakat sorsalardı eğer Kuzey'i daha önce bulmak isterdim.
Aslında kimin ve neyin kuzeyi gösterdiğini bilirdim. Karınca yuvaları gösterirdi mesela hatta ağaç ve kayaların o yemyeşil sümüksü yosunları bile kuzeyi gösterirdi ama benim en çok ilgimi çeken her daim gök yüzünde bulunan, en çok parlayan o yıldızdı. O Kutup Yıldızıydı ve kuzeyi gösterirdi. Belki benim Kuzey'i ilk gördüğüm ilk takip ettiğim günde Kutup Yıldızı parlıyordu da ben görmemiştim. Çünkü odamda ne yosunla kaplı cisim ne de karınca yuvası yoktu. Kutup yıldızı parlamış ve bana başka diyarlardan harika bir hediye yollamıştı.
Kuzey'de Kutup Yıldızı gibiydi. En çok o ilgi çekerdi ve en soğuk oydu. Kuzeyi,buzulları gösterirdi. Zaman geçse bile o yine de erimez hep buzul adam olurdu. İçinde alevler yanan bir buzul adamdı o. Ama o alevler yeterli değildi onu eritmeye, bir kalbi olduğunu hatırlatmaya.. Ben girmeliydim hayatına. Belki  sıcacık kalbim ve onu saran kollarımla ben ertebilirdim onu. Belki Kutup Yıldızı bana birkez daha gülümser,parlardı. Şansların sonu gelmezdi benim hikayemde. Bir olay kötü veya iyi beraberinde yeni bir şans doğururdu. Benim gördüğüm yıldız mükemmeldi ve şansı boldu. Böylece Kuzey'e mesaj attım. Kuzey'in yanıtı beni bile dondurabilecek soğukluktaydı ve kötüydü ama cevap vermesi bile yeni bir şans doğurmuştu. Her şey düzen içinde birbirine gebeydi. Şanslar mucizeleri doğururdu,bu benim mucizemdi ve ben muzicelere inanan birisiydim.
Peki ya siz inanır mısınız mucizelere?

————————————————————————————————————————————————————————————————————————
Yazarken baya korktum  ve çekindim. Açıkcası uzun zamandır böyle bir hikaye yazmak istiyordum. Umarım sizlerin beğeneceği ve tekrar tekrar okuyacağı,yeni bölümleri büyük bir heyecanla bekleyeceği bir hikaye olur. Hatta belki ilerde büyür kitap oluruz ha? İyi okumalar❤️
(Bu arada beğenirseniz o yıldıza basmayı ve arkadaşlarınıza önermeyi es geçmeyin:))

KUTUP YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin