Ona evlenme teklifi edeceğim.Kararlıyım.öyle bir teklif olamlı ki onu çok şaşırtmalı ve duygulandırmalı.Düşün.. Düşün..Düşün...
........
Belkide cok sade olmalıydı.Onu özel kılan o olmalıydı.Bilemiyordum.Hâlâ kararsızdım.Ne yapacaktım ben? Bir kadına nasıl yaklaşacaktım bilmiyordum bile.Benim Süheyla'ya açılmam 3 ayımı almıştı...
Düşüne düşüne yolda yürürken kendimi annemin mezarında buldum.Kalbim beni onun yanına götürmüştü.Kalbimin yanında attığı tek kadına.Annemin toprağına kapandım ve zırıl zırıl ağladım.Hüngür hüngür... Sonra anlattım derdimi.Çünkü biliyordum ki o beni her zaman duyuyor ve hissediyordu.Bende onu tüm kalbimle,her zerremle hissediyordum.Bana hep şöyle derdi; "Bak oğlum, mevzu bahis bir kadın olunca akan sular dursun senin için.Hayatın boyunca bir kadına el kaldırma! Bağırma, çağırma,küfretme!Unutma; Dünyanın yarısını kadınlar oluşturur.Diğer yarısını da onlar yetiştirir.Kadına saygılı ol!..." Sonra topladım kendimi.Tam kalkıp gidecektim ki bir adam geldi.Elinde içki şişesi,saç baş darmadağın.. Beni görünce sarsıldı biraz.Sonra da yığıldı kaldı.Paniklemiştim.Onu hemen hastaneye yetiştirmeliydim.Ambulans çağırdım hemen.15 dakika içinde geldi ve 20 dakika sonra hatahanedeydik.Adamın üzerinden bir tek kimlik çıktı.Baktım kimliğine ve beynimden vurulmuşa döndüm..
Adı:Murat Soyer. Yani benim babam.Biyolojik yani.Baba demeye bin şahit isteyecek şahsiyet.Ne yapacağımı bilemedim.O an kafasına sıksam da gebertsem dihe düşünürken doktor çıktı.Siroz hastasıymış meğer.onun yaninda Bipolar hastalığı da varmış.Ve hâlâ içmeye devam ediyor.Akciger nakli gerekliymiş.İstemeye istemeye ilik verdim.Sonuc uyumlu çıktı.En yakın zamanda ameliyatla benim ciğerim onun iflas etmiş ciğerinin yerine gidecek.