Sıcak çikolata olan yerlerin üstünde yeni yerler beliriyordu. Burçak bunu görünce çok sevindi. Bardağı alıp kalan yerlere döktü. Haritada kırmızı çarpıyla işaretlenen bir yer olduğunu gördü. "Sanırım hazine buldum." dedi. Kapı açılma sesi duydu ve hemen haritayı kaldırdı. Bugün annesinin nöbet günü olduğundan babası gelmişti. Babasıyla beraber pizza yemeye gittiler.
Beklenen gün gelip çatmıştı. Annesi de babası da işlerinden iki saat izin almışlardı. Şeyda öğretmen herkese karnelerini tek tek dağıttı. Burçak arkadaşları ve öğretmenleriyle vedalaştıktan sonra üçü okuldan ayrıldılar. Selim Bey ve Gülsüm Hanım hastaneye gitti, Burçak ise Aslı'yla beraber bir kafeye oturdu. Burçak Aslı'ya haritadan söz etti. Aslı çok şaşırdı. Ardından dedi ki:
- Yani senin hazineyi bulman için İsviçre' ye mi gitmen gerekiyor?
Burçak başını evet anlamında salladı. Aslı ve Burçak biraz daha oturup evlerine gittiler.
Ev:
Burçak ve ailesi yemeklerini yediler. Sofra toplandıktan sonra Burçak odasına gitti. Gülsüm Hanım:
- Burçak, tatlım! Yanımıza gel. Sana bir sürprizimiz var, dedi.
Burçak sürprizi merak ettiğinden hemen anne ve babasının yanına gitti. Selim Bey elinde bir hediye paketi tutuyordu. Paketi Burçak'a uzattı ve dedi ki:
- Bu, bizim sana karne hediyemiz.
Burçak merakla paketi İçinde üç tane uçak bileti vardı. Burçak birini aldı ve yakından baktı. Biletler İsviçre'yeydi.
Çok mutlu oldu. Hemen anne ve babasına sarıldı. Gülsüm Hanım:
-Esra ablan(Burçak'ın kuzeni) İsviçre'ye taşınıyor.Daha doğrusu taşındı bile.Pazartesi bütün eşyaları orada olacak. Çarşamba günü Esra ablanı ziyarete, İsviçre'ye gidiyoruz. Teyzenler bugün yola çıktı. Dedi.
Burçak sürekli anne ve babasına teşekkür etti. Aslı'yı aradı ve İsviçre'ye gideceklerini söyledi. Aslı da çok sevindi.
Ertesi gün, Burçak ve Aslı öğretmenlerin okumalarını istedikleri kitapları almak için Tuğçe' nin babasının kitapçısına gittiler. Kitapları aldılar.
Günlerden pazardı. Her pazar annesi ve babası izinde olurdu. Burçak sabah yine erkenden uyandı. Çünkü bugün alışverişe gideceklerdi. Selim Bey ve Gülsüm Hanım ile kahvaltısını yaptı.Daha sonra hazırlanıp alışverişe gitmek için arabaya bindiler. İsviçre soğuk bir ülke olduğundan kalın giysiler alacaklardı. Alışveriş merkezine gittiler. Burçak kendine kalın mı kalın bir kazak beğendi. Hemen sepetine attı. Altına da kalın bir eşofman beğendi. Ayrıca kalın pijama takımları, pantalon, tişört de sepetteydi. Annesi ve babası da kalın birer kazak, eşofmanı sepete attı. Biraz daha dolaştıktan sonra kabinlere gittiler.Burçak o çok beğendiği mor kazağı ve altına uydurduğu eşofmanı aldı. Pijama takımını, pantolonu ve tişörtü de aldı. Annesi ve babası da beğendikten sonra ödeme yapmak için kasaya gittiler. Ödeyince eldiven, atkı, şapka satan bir dükkana girdiler. Oradan da alışveriş yapınca bir cafeye oturdular. Birer kahve içtiler. Arabaya doğru yol aldılar. Eve gelince Burçak yeni aldığı eşyaları valize koymaya başladı. Bunu gören Gülsüm Hanım:
-Kızım daha valize eşya koymak için erken değil mi?
Burçak hayır anlamında başını salladı.Ve şöyle dedi:
-Annecim ne kadar erken hazırlanırsak o kadar iyi olur.
-Peki peki. Sen bilirsin.
Burçak mor kazağı dışındaki bütün kıyafetlerin etiketlerini söktü ve valize koydu. Çünkü mor kazağının fotoğrafını Aslı'ya atacaktı. Fotoğrafı atacağı için etiketi sökmeye karar verdi. Etiketi sökerken üzerinde bir şey olduğunu fark etti. Etiketin üzerinde şöyle yazıyordu:
Buluyorsun neredeyse hazineyi
Pes etmeden yola koyulma vaktiBu da ne diyor? Diye düşünüyordu. Etiketi söktü ve Aslı'ya fotoğrafını attı.Ayrıca ona anlatacağı bir şey olduğunu söyledi.
Ertesi gün Burçak, Beste' nin doğum gününe gitti.Orada çok eğlendiler. Aslı ile baş başa gelince Burçak konuşmaya başladı:
-Dün bana bir not geldi.
-Yaa? Ne notu? Ne yazıyordu? Yanında mı?
-Dur kızım bir nefes al. Al bu işte.
Aslı notu okudu. Hiçbir şey anlamamıştı. O sırada arkadaşları Nilgün onların yanına geldi:
-Kızlar? Ben gidiyorum sizinle de vedalaşayım.
Dedikten sonra onları öptü. Burçak ve Aslı:
-Görüşürüz Nilgüncüğüm!
Aslı:
-Kızlar ben de kalkıyorum saat geç oldu. Tekrardan mutlu yaşlar Besteciğim.
Burçak:
-Tamam canım ben de kalkacaktım zaten. Besteciğim tekrardan iyi yaşlara.
Beste:Teşekkür ederim kızlar. Tekrar beklerim.
Evden ayrılmışlar. Aslı:
-Eğer bir şey öğrenirsen ya da anlarsan bana mesaj at.
-Tamam kanka atarım. Hadi görüşürüz!
-Görüşürüz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madalyonun Sırrı
Adventure13 yaşındaki Burçak'ın hayatı, gelen esrarengiz mektuplarla değişir. Burçak birden kendini bir serüvenin içinde bulur.