Zarfı okumak için gerekli olan cesaret bende yokmuş.Ne acı...Her defasında elim titredi.Çok film izledim belki,bu yüzden anlamsız korkularım.Dün akşam okuyamadığım zarfı öylece bıraktım masamda ve kendimi bahçeye attım.Çıkar çıkmaz görmek istediğim evimizin karşısında komşumuzu oturur vaziyette bulmaktı.Ona "buralara gelen giden oldu mu posatcı yada bir çocuk?"demek istedim.Sokak hiç olmadığı kadar boştu.Mükemmel.Tekrar eve döndüğümde dedem telaşımı farketmişti.Birşey olup olmadığını sorduğunda olmadığını söyledim.Şimdilik birşey söylemeyecektim.Belki ilerleyen zamanlarda mesela zarfı okuyabilirsem dedemle konuşurdum çünkü dedem tam anlamıyla idolümdür.Korkunç durumlardaki soğukkanlılığı,ne olursa olsun mantıklı davranmaya çalışması,çözüm odaklı olması ve daima çözüm yolu bulması küçüklüğümden beri babamdan ziyade dedemi kahramanım yaptı.Babam zaten hiç kahramanım olmadı.Etliye sütlüye karışmaz tavırları...Başım beladayken babamın içeri dalıp beni kurtardığı hayalini hiç kuramadım bu tavrı sağolsun.Herneyse belki de bu bana başımı belaya sokmamam gerektiğini öğretti.Hiç sokmadım da zaten.
Akşam olduğunda yine kavga dövüş odamı toparlamıştım.Sofraya oturduk.Deniz anneme ve babama harçlık için teşekkür etti.Benden-ablasından-önce bunu yapması ,hele ki bir uyarı almadan ,beni daha da doğrusu bizi şaşırttı.Hemen sonra bende teşekkür ettim ama ne anlamı var,Deniz çoktan beni ,annemin:"Gör bak kaç yaşındaki çocuk bile biliyor!"bakışıyla karşı karşıya bırakmıştı.Parayla ne yapacağımız sorulduğunda Deniz parayı oyuncak,çikolata,lunapark vb abuk subuk;bir çocuk için sonsuz anlam taşıyan bir yetişkin için ise fazlasıyla saçma olan onca şeyi sıraladı durdu.Ben de mümkün olduğunca güzel ,olumlu şeyler söylemeye çalıştım.Yine de tüm aile paramı yeni günlükler almaya,kaleme,kitaba yatıracağımı biliyordu.Bu konuda annem hep sorun çıkarır.Hiç -normal kızlar gibi- arkadaşlarım ile gezmediğimi,cici kıyafetler almadığımı,bildiğim tek haltın yazmak-yazmak ve yazmak olduğunu söyler.Babam karışmaz ve dedemde bana destek olur.Canım dedem de olmasa annem elinde bir çakmakla gelip tüm odamı,günlüklerimi, yazdıklarımı ve hatta hiç hoşlanmadığı salaş giysilerimi yakabilir.Yaksın,yenisini alır,yenisini yazarım.Kelimelerin tükendiği meşhur aşk sahnelerinden çok farklı olurdu,yaktıkça o ben yazardım,tükenmezdi kelimem yada kalemim.Yemek bittiğinde,sofrayı topladık ve odama geldim.Lanet zarf masanın üstünde bana bakıyordu.İki şey geldi o an aklıma.Ya zarfı yırtardım ve içindeki herneyse çöpü boylardı,yada okurdum ve içindeki neyse kalan hayatımı onunla devam ettirirdim.Çok kolay çünkü eğer yırtarsam meraktan ölebileceğimi biliyordum.Uzun uzun düşündükten sonra masanın başına geldim yeniden.Bu sefer ya okuyacak ya okuyacaktım.Korkak ellerim mavi zarfın üzerinde ufak bir gezintiden sonra kabalaştı ve hırçın bir iki darbeden sonra kağıda ulaştı.Kağıt demek yetersiz.Mavi zarfın içinden yine masmavi ve kokulu bir mektup çıktı. Koku beni biryere götürüyordu şüphesiz ama neresi bunu o an tahmin edemedim.Çocukluğumdan biryerlere ama nerelere...Kağıt tamamen el yazısı,yazı inci değil ama net,küçük yazılı birinin eseri ve kağıtta peş peşe kelimeler,dolu bir sayfa.Yer yer görebildiğim kelimeler önce ,sonra dikkat edince oluşacak cümleler. Ne yazıyor? Tahmin zor,tahmin yok.Belki aşk mektubu,belki bir arkadaşım şaka peşinde veya yıllardır beklediğim itiraf.Bu itirafı çok bekledim ,zamanı belirsizdi, belki o gün bu gündü, gitme zamanıydı.Sen evlatlıksın...Bu olsa şaşırmam çünkü annemle ve babamla bu kadar zıt olmam.Mantığa ters,olanaksız.Tahminler oldu az çok. Okuma zamanı. Heyecan öyle dorukta öyle dorukta ki.Bir çırpıda okur başkası olsa da ,ben bu anı uzatsam saatlerce daha uzatırım.Yine de okudum bu sefer beklenenden erken.Kalbim bin defa çarpıyor ve gözlerim fırlamak üzere.
#Mavilerden de mavi gözleri olan Mavim,
Ben baktıkça o gözlere nasıl olurum bir bilsen:çaresiz,halsiz,yorgun,hayran,aşık,minettar.
O gözler ki ;beni benden alır,beni sana bağlar.Kalbim kuş olur uçmak ister,konmak ister gözkapaklarına.O gözler ki ;görse elalem ne kıskanır,ne beğenir.Beğenmesin kimseler seni, bana kal,benle kal Mavim. Kimliği belirsiz şu acize yapabileceğin tek şey ellerinden, kaleminden, kalbinden üç beş kelime dökmektir kağıda.Tanımak ,tanışmak değildir ki temas ,değildir ki sokak köşeleri.Tanışmak budur gökyüzüm.Sokak,bahçe,okul,sahil,kafe,sinema sana boy gösterir pos gösterir de şu ellerinde mahcup kağıt sana kalbi gösterir,kalbimi gösterir. Yaz bana Mavi,tek ilacım,tek baş ağrım,tek varlığım,şu dünyadaki tek amacım.Bekleyeceğim sonsuzluğum...#
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerini Kapat
Teen FictionBen farklıydım.Hep buna inandım.İşin garibi tektim,özeldim de.Düşüncelerim,yeteneklerim ve hatta saçmalıklarım bile bana özeldi.Kimsiniz bayım?Siz kimsiniz? ''Gülüyorum,sonsuzluğa açıkken odamın penceresi,gülüyorum neticesi belirsiz bu hallerine.Ne...