Sen Gelince

129 34 6
                                    

Tam anlamıyla ağzım açık kaldı.Zarfın alt kısmındaki nota baktım:#Cevabımı aynı yere bırak,ben alırım.#

Kimdi bu? Bu da neydi böyle?Sevmekten güzel bir şey varsa o da sevilmektir şu dünyada.Seviliyordum,bunu vücudumun her hücresi tek tek idrak etmişti.Parmak uçlarımdan saç diplerime mutluluğa bulanmıştım.Sevinç kusuyordum.Kimdi bilmiyordum ama bu anlatım,bu kalp,bu cümleler beni etkilemişti itiraf ediyorum.Kim olduğunun önemi inanın bana kalmadı o an ve onu yüreğimin en derinlerinde hissettim,içimde bir yerlere dokundu her bir harf.Aklıma getirmedim kötü ihtimalleri,bunu yazan dalga geçmek için yazmış olamazdı. Bunları ancak seven bir kalp yazardı. Genç bir kızdım ve yaşayabileceğim dopdolu bir yaşam vardı avuçlarımda.Seviliyordum madem sevmek istedim ben de.Delicesine çarpsın kalbim istedim.Kim olduğunu bilmek istemedim.Yüzü gözü değil cümleleri ilgilendirdi beni.Bu yazdıkları öyle anlamlı,içten,samimiydi ki almak istedim o an onu ve sımsıkı sarılmak...Bir sevgiliden fazlasını hayal ettim bu genç adamda,o benim şairim belki yazarım olacaktı;şiiri olacaktım onun belki aşk romanı.Kim bilir birlikte yazardık bir şeyler.Belki böyle etkilenmemin bir sebebi de yazmaya olan düşkünlüğümdü.Cevap yazmamı istemişti ve ben de sonucunu düşünmeden yazmak istedim.Otur,yaz,yaz,yaz,yaz...Sadece ona yaz,durma yaz!Bu zarf benim aşka inanmamı sağlayabilirdi,görmeden hissetmeye yada bir hayalete ilgi duymaya olan inancımı inşa ederdi.Sonuç umrumda olmadı.Gerçekten olmadı.İster inanın isterseniz inanmayın ben o gece zarf başucumda uyudum,hiç olmadığı kadar hızlı daldım uykuya ve hiç görmediğim kadar güzel rüyalar gördüm.Uyandığımda öyle huzurluydum ki zarfın büyüsü olmalıydı bu.Sonra zarf başucumda uyumamın ne kadar sorumsuzca olduğunu düşündüm. Annem odaya girip başucumda onu görebilir ve hatta açıp okuyabilirdi.Bu korkunç olurdu doğrusu. Yine de bir şey olmadığına göre bana tekrar gülümsemek düşer kesinlikle.

Tatilde olabilirsin,haftasonu olabilir ama kahvaltı daima erken yapılır ve tabi her sabah,atlamadan.Kahvaltı günün en mühim öğünüdür der ünlü düşünür annem.Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olduğunu savunur Cemal Süreya.Hak verelim biz de ve oturalım kahvaltıya.Bu sabah iştahım şüphesiz çok açık her yiyecek cennetten bir parça.Kahvaltı biter bitmez annem ve babamı uğurladık.Dikkatli olmamız tembih edildi.Deniz tatilin heyecanıyla oradan oraya koşturuyor günlerdir. Bu enerji nereden geliyorsa artık...Çocuklar bu dünyanın ikinci mükemmel şeyi ve birinci ise mavi zarf.Dedem de yaşlanmayı önleyen yegane şeyin yaşlı gibi davranmamaya çalışmak olduğunu söyler ve  bu prensip ile her sabah yürüyüşe çıkar.Yine ortalıkta  olmadığına göre sabah yürüyüşüne çıkmış olmalı. Deniz'i evde yalnız bırakmam ,bu delilik olur, henüz aklımı kaçırmadım.Deniz'in odasına koştum.

-Deniz ablacım bak ne diyorum.Dedem evde yok,anne ve babam da.Ama benim kırtasiyeye uğramam gerekli.Belki benimle gelmek istersin,yani bilmiyorum almak isteyeceğin bir şey olur.Renkli kalemler,pastel boya,boyama kitabı,top...

-Olur,olur...Hadi gidelim,alcan bak abla sözü mü?

Bu aramızda bir sözleşmedir.Sözleşmeye uyduğumu göstermek için kulağımı çektim ve bağırdım:

-Abla sözü!

Işık hızı halt etmiş, Deniz yerinden bir fırladı ki,aman aman.Telefonu kaptım,anahtarı kaptım,parayı kaptım ve Deniz'in elini sımsıkı tuttum.Bahçeden çıkarken dedem de çağrıma ellinci seferde cevap vermiş nefes nefese konuşuyordu:

-Alo dede, ben Mavi.

-Söyle kuzum bişey mi oldu?

-Yok dede de benim bir ihtiyacım vardı o yüzden kırtasiyeye gitmem gerekiyordu.E biliyorsun Deniz'i yalnız bırakamam.Onu da aldım kırtasiyeye gidiyoruz ve on dakikaya döneriz. Anahtarın var mı?

Gözlerini KapatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin