Annemlerin gelmesine az bir zaman kalmıştı ve ben de sahibini tanımadığım zarfımı merak ediyordum.En sonunda zamanın geldiğine karar verdim ve aşağı inip bahçedeki zarfı orada görmemeyi diledim.Aşağıya indim, dedem haberleri izliyordu ve tahminimce Deniz de odasındaydı.Kapıyı açtım.Müthiş bir gıcırtı ile açılan kapı beni ele verdi.
-Maviii
-Dede biraz hava alacağım o yüzden bahçeye çıkıyorum.
-Tamam,hızlı ol!
Oldu dedecim ya ben bir hızlı hava alıp geliyorum o zaman.Neyse en sonunda bahçeye çıktım ve istediğim manzara ile gördüğüm manzara...AY-NIY-DI!Allahım zarf yoktu ve yeşil mandal da yerdeydi.Koştum ve mandalı yerden kaldırıp yerine koydum.Mutluluk tam olarak buydu bana kalırsa:Sahibine ulaşan bir mektup,mavi bir zarf.O akşam benim en mutlu akşamımdı.Annem konuşmaya başlayıncaya kadar...
-Millet bakın ben ne diyorum.Sanki bahçe fazla uzun zamandır böyle. Malum havalar ısındı.Bahçeyi güzelleştirelim.İlk olarak yeşil konseptten mor konsepte adım atalım.Bize de eğlence olur hem.Sandalyeler,minderler,çamaşır ipleri,kapı süsü,mandallar.
O an kan beynime hücum etti.Annem mandal mı demişti?Olamaz!
-Hayır.
-Niçin hayır Mavi?
-Bence çok hoş bir bahçe. Yeni bir şeye gerek duymuyor bahçemiz.Tüm mahallenin kıskandığı bahçe kimin?Bizim.Ayrıca masraf boyutu da var.Kaldı ki ben yeşil mandalları da seviyorum.
-Mavi saçmalama yavrum.Ne masrafı?Çok ucuza denk gelir lakin madem istemiyorsunuz heveslisi de değilim yani.
Sonunda sakinleştim ve yemeği yemeye devam ettim.Deniz bugün üzerine dökmedi ve yemeği bitirip topladık.O akşam erkenden yattım. Bir an önce zaman geçsin istiyordum.Tam uykuya dalmak üzereydim ki telefonum çaldı.
-Alo?
-Alo efendim Seda?
-Mavi sana bir haberim var.
-Söyle tamam dinliyorum.Öldürme meraktan.
-Cumartesi hep birlikte piknik yapalım diyoruz ,gelir misin sen de?
-Şaka mı yapıyorsun ,elbette gelirim.
-Öyleyse cumartesi on ikide okul kapısında buluşup gidiyoruz.
-Anlaştık.Görüşürüz.
Aradan günler geçti ve nihayet günlerden cumartesi...Bir cevap hala gelmedi,belki de en kötü ihtimale inandırmalıydım kendimi.Birisi dalga geçiyordu yada daha bile kötüsü zarf yanlış kişiye iletilmişti.Bilmiyordum , işin kötüsü bilme imkanım da yoktu.Bu korkunç.Cumartesi geldi evet,piknik zamanı evet,sevdiğim çocuk da orada olacak evet ama süslenmek giyinmek falan hiç gelmiyor içimden.Yataktan çıkmak istemiyordum ama sabah kahvaltısı sayesinde erkenden kalktım.On ikiye daha çok var,son bir saatte hazırlanırım diyerek odamda yeni aldığım kitap Kinyas ve Kayra'yı okuyordum.Kitap gerçekten büyülüyordu insanı ve ben de büyüsüne kapılmıştım ki:
-Mavi
-Efendim anne.
-Aşağı geliyorsun,hemen, şimdi, şu anda.
Annemin sesi çok sinirli geliyordu.Aşağı fırladım.Tüm aile Deniz dahil masanın etrafında toplanmıştı ve kabus diye adlandırmanın mümkün olduğu bir tablo oluşturmuşlardı.Kabusun tamamlayıcı unsuru masanın ortasında duran mavi zarftı ve üzerinde büyükçe "Mavim'e"yazıyordu.
Annem sinirle bağırdı.Kimden olduğunu sordu.
-Kimden bu?
-Nereden buldun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerini Kapat
Teen FictionBen farklıydım.Hep buna inandım.İşin garibi tektim,özeldim de.Düşüncelerim,yeteneklerim ve hatta saçmalıklarım bile bana özeldi.Kimsiniz bayım?Siz kimsiniz? ''Gülüyorum,sonsuzluğa açıkken odamın penceresi,gülüyorum neticesi belirsiz bu hallerine.Ne...