...

76 34 26
                                    

İlk okula başlayacağı için gece bi türlü uyuyamayan yedi yaşındaki bi çocuk gibiyim.
Çok saçma gibi gelebilir ama çok heyecanlıyım,ve gece hiç uyumadım hatta karne gününden bi gün önce herşeyini hazırlamış bi lise öğrencisi gibi elbiselerimi bile hazırladım.

Saate baktım ve saatin 06:34 olduğunu gördüm duş alırsam zaman geçer hiç değilse diye düşünüp yerimden kalktım

Zaten duş almam çok kısa sürer on dakka sürdü buda,zamanın geçeceğini düşünmem tam bi aptallıktı.

Hemen mutfağa gidip kendime tost yapmaya başladım.
Kaşar peynir,sucuk,tereyağı ve mayonezi çıkarttım ketçaptan nefret ederim tüm yiyeceklerin tadını bozduğunu düşünüyorum.

Tüm bunları iki kere gidip gelmeden taşımak için ellerime kollarıma tıkıştırdım ve mayonez kutusunun düşmesiyle hata ettiğimi fark ettim.
Lanet olsun üşengeçlik.

Biraz daha hızlı hareket ettim,tostumu yapıp yedim hemen ve hazırlanmak için odama girdim bana çok yakıştığını düşündüğüm etek,ceket takımımı giydim.

Saçlarım zaten dalgalı daha hacimli görünmesi için spreyi mi sıktım,hic makyaj yapmam desem yalan olur herşeyi kullanıyorum bu kes daha sade olmak adına rimel ve rujumu sürüp çıktım.

Evim okula çok yakındı bu yüzden kira yüksek zaten ama hiç otobüsle gelmeye niyetim yoktu.
Babam olacak kişi karşılasın bi zahmet manevi desteği geçtim bi beklentim yok zaten ama maddi destek olmazsa olmaz.

Okulun kapısının önünde durdum ve koskocaman olan okula bakmaya başladım herkes okula girip çıkıyodu bi ben donup kalmış bi şekilde okula bakıyorum büyülenmiştim adeta ama bu büyü birinin hayvan gibi bana çarpmasıyla bozulmuştu.

"Acaba özür dileyecek misin,yoksa tipine çok yakışan bi şekilde'kaba bi şekilde'önümden geçip gidecek misin"
Diye sordum acaip görünümlü kıza.
İstanbuldakilerin zaten egolu olduğunu hep duymuşumdur,ama egoluluk kabalığa girmez öyle değil mi?

"Farkındaysan kapı küçük ve sen tam ortasında durmuş eline çikolata verilmiş cocuk gibi heyecanlı bi şekilde okula bakıyosun.
Girip çıkanlara baksana herkes itiş kakış zaten ve farkındaysan haksız olduğun halde sana açıklama yapıyorum.
Senden özür dilemem"

Vay canına kız çok haklı,darbe aldığım yetmezmiş gibi bide haksız oldum.

"Neyse çok konuşman haklı çıkarmaz seni"

Deyip havalı bi şekilde önden yürümeye başladım.
Umarım ilk günden düşman edinmemişimdir.
Arkamdan "domuz"dediğini duydum fısıltı denebilecek kadar kısık bi sesle.
Bana söyleyip söylemediğinden emin olmadığım için sesimi çıkarmadım ilk günün hatrına bu toleransı gösteriyorum,çok iyi bi kızım.

"Hande"diyip yanına orta güzellikte bi kız geldi.
Demek adı handeymiş tipine yakışan bi isim diye düşündüm ve yoluma devam ettim.

Orta büyüklükte denebilecek olan sınıfa girdim bi on kişi vardı.
Hemen de anlaşmışlar kahkahalar havada uçuşuyodu ta kii ben sınıfa girene kadar.
Herkes bana bakmaya başladı.
Bi iki erkek ıslık bile çaldı.
Alışkınım denebilir lise son sınıftayken de okulun en popüleriydim,ama şimdi böyle bi niyetim yok sadece derslerime odaklanmış haldeyim.

Özellikle arkalarda boş bi sıraya oturdum böylesi daha havalı oluyo.
Çantamı sıranın kenarındaki küçük çıkıntıya yerleştirmeye çalışırken sıınıfta eski halini aldı ve yavaş yavaş dolmaya başladı.
Çok sacma bi şekilde kimse yanıma oturmadı her yer doluydu bi tek benim yanım boştu kendimi tam üvey evlat gibi hissetmeye hazırlarken uzun ince bacakli ama orta yaşlı bi kadın girdi hoca olmalıydı.
Liseden kalan alışkanlıkla ayağa kalktım ve bi kac kişinin bana bakıp gülmeye başladığını gördüm ardından tüm sınıfa yayıldi ve biri
"Üstün güzelliği gibi üstün zekası yokmuş"dedi ve herkes gülmeye başladı.
Çok utanmıştım ve diyecek hiç bişey bulamamiştım.
Zaten iki saniye tek kaldım ayakta neden uzattılar ki.

&SAHTE MUTLULUK&Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin