-3-

621 36 5
                                    

   Kaan'ın gözleri yanımdaki mallardan ayrılıp beni bulduğunda yumuşadı. Kollarını açtığında koşarak boynuna atladım. "Oyş benim ,yakışıklı paşam" dediğimde gülümseyip yüzümü avuçlarının arasına aldı"Oyş benim, balım" dediğinde bende gülümsedim. Yüzü ciddileşip devam etti "Bu hıyarlar kim?" kafasıyla Kaan'ın deyimiyle 4 hıyarı işaret etti "Ne bileyim Kaan ben? Hem... Ya of anneleri miyim ben onların? Yani niye bana soruyorsun acaba ben valizimi alıyım mı? Evet, evet alıyım" deyip bankın olduğu yere doğru koştum.

"Gençler ya sizde maşallah her dilde yavşamayı biliyorsunuz bir Türkçe yok " cıklayarak arkamı döndüğümde Kaan'ı beklemiyordum. "Lan, siz kime yavşıyorsunuz?" Meriç'e yalvaran gözlerle baktım.Yüzüne alaycı bir gülüş yerleştirip Kaan'ın yanına gitti. "Kaan boş ver gece gece olay çıkartma. Uğraşmaya değmez, polis filan gelecek" dediğinde bende onayladım. Kaan arabaya doğru ilerlediğinde hayretle ona baktım "Acaba katkısız salak şu bavulu almayı düşünüyor musun?"

"Of Yağmur, bıktım senden eline mi yapışıyor?"

"Evet canım, elime yapışıyor. Ne yapacaksın?"

"Ya neyin kavgası bu ver kız küçücük zaten" dedi konuşan odun
"Sensin be küçük ,odun" kendim taşırım ben ya ne sorun ettiler "Ver ver hadi"dedi Kaan yanıma gelip " vor vor hodo "diyerek ağıznı yansılayıp bavulu eline doğru uzattım

*****

"Ya söylesenize" dedim ama laflarım duvardan çarpıp bana geri geldi.
Herkesle tanışmıştım. Yağız; çok tatlı,sıcak kanlı, komik biriydi. Deniz;Deniz'i çözememiştim. Çok soğuk davranıyor ve dik dik bana bakıyordu. Meriç'i zaten biliyorsunuz ODUN gibi.
Öğrenmeye çalıştığım konuysa hepsinde olan yaralar. "Kanka valla bilmiyoruz uyurken yapmışlar" Yağız'a gözlerimi devirip Kaan'a döndüm. "Bana cevap verecek misin? Teyzeme mi söyliyeyim?"
"Yağmur uykun mu geldi senin?"
"Yoo" dedim aldırmadan
"Kanka gelmiş bana dedi" deyip devam etti " Biz senin odanı da yaptık çok güzel oldu. Gel gidelim"  çaresizlikle kalkıp Yağız'ı takip ettiğimde üst kata beyaz bir kapının önünde durdu. Kapıyı açınca gözlerimi kocaman açtım.Harikaydı gerçekten.
Yağız "İyi geceler kankam dinlen sen sabah ayrıntılı konuşuruz" deyip gitti. Yorgundum, bavulumdan pijamalarmı şıkartıp giydim. Ve kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.

*****

Gözlerimi açar açmaz salonda unuttuğum telefonumu yanımda görünce mutluluktan delirecektim. Saatle bir süre bakıştım Çünkü saat 8:36'ydı . Hayatımda nadir yaptığım şeylerden birini yapıp teşekkür amaçlı kahvaltı hazırlayacaktım.
Valizimden pembe kedili terliklerimi çıkartıp giydim. Ayağımı yere sürterek aşağı indim. Dolabı açtığımda bir öğrenci evi vakasıyla karşılaştım. Hazır makarna paketleri, ketçap, mayonez ve klasikelma. Oflayarak geri yukarı çıktım. Babamı aradım 5-6 çalıştan sonra telefonu açtı.
- Efendim 
- Kredi kartıma para yükledin mi?
- Evet kuzum limitsiz.Gittin mi İzmir'e ?
- Umurunda mı?Neyse kapatıyorum
- Yağmur işim var bir süre sonra geleceğim oraya konuşacağız
Telefonu kulağımdan ayırıp kapattım. Topuz yaptığım saçımı saldım alışveriş yapamam lazım kahvaltı için.
Saçlarımı tarayıp üzerinde lacivert çiçek desenleri olan ,beyaz kalın askılı tişörtümü, altına ise lacivert şortumu giydim. Cebime kredi kartımı diğer cebime de telefonumu koyup dışarı çıktım.
İlk gördüğüm markete girip gerekli her şeyi aldım. Eve tam gelmişken Kaan'ların evinin yakınlarında ağlayarak koşan bir çocuk gördüm. Hemen elimdeki poşetleri yere bırakıp koşan çocuğun kolundan tuttum "Hop, hop yakışıklı, nereye böyle ağlayarak" 

"Abimden kaçıyorum, bırak" 

"Nedenmiş o?"

"Kavga ediyoruz devamlı, kavga etmediğim bir abi bulmaya gideceğim." dediğinde güldüm. Keşke bu kadar masum olabilsek. En ufak derdimizde kaçıp o dertten kurtulabilsek. Çocuğu dikkatlice süzdüğümde Meriç'e ne kadar benzediğini düşünmeden edemedim.

"Kimmiş senin abin?"

"Meriç, tanıyor musun?"  dediğinde başımı 'evet' anlamında salladım "Kaan'ın arkadaşı" 

"Kaan abiyide mi tanıyorsun?" 

"Kuzenim o benim, şimdi doğru oraya gidiyoruz anlaştık mı?" dediğimde bir süre düşündükten sonra 'tamam' deyip yerdeki poşetlerden birini alıp yürümeye başladı. Allah'ım çocuktaki kibarlığa bak Meriç'le kardeş olması imkansızdı.

 Eve geldiğimizde anahtarlı yanıma almadığımı fark edip zile bastım. Kapıyı sinir ve talaşa karışık bir şekilde Meriç açtı gözleri Mert'i bulunca kolundan tutup salona doğru çekti. Elimdekileri yere bırakıp hemen bende salona gittim . Küçücük çocuğu almış karşısına azarlıyordu psikolojik manyak. Elini kaldırdığında koşarak elini tuttum "Sen mal mısın ya? Küçücük çocuğa mı vuracaksın?" Elini elimden kurtarıp üzerime doğru geldi...




Yeni bölüm bayağı geç geldi çok özür dilerim bunun için. Hepinizi çok seviyorum 😘. Ben 15 oyun bu kadar çabuk geleceğini beklemiyordum. Gerçekten çok teşekkür ederim hepinize😊 yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.

Yaz OdunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin