😺 5 😺

1.2K 153 17
                                    

Mayısa uyumsuz düşen iri dolu taneleri ofisinin camına camına vururken yatağında oturmuş, kolları bacaklarına sarılı, başı kollarına yaslı kedisinin çocuk ağlamasına benzer mırıltılarla kendisini azarlayışını dinliyordu. Ödevlerini ihmal ettiği zamanlar annesi böyle söylenirdi. Ya da lisede bir ara sigara kullandığı zaman babası. Sonra zaten söyleyecek pek bir şeyleri de kalmamıştı.

Bilgisayara elinin gitmeyişi, programı görmek istemeyişi, baksa bile aynı hatalarının etrafında dolanacağını bilişi elbet içini kemiren huysuzluğundandı. Evde yalnız bıraktığı oğlan fikrinin her köşesindeydi. Oysa kollarında olmalıydı. Kedi böyle söylüyordu. Jongin artık ona kızgın değildi.

Kediye göre hala bir şansı vardı. Şu sağnak yağış bir dinsin arabaya atlar gider, bir kez öpse, sarılsa geçerdi. Ona göre ne de kolaydı. Kedilerin ayrıntılarla pek oyalanmadığını, canları neyi istiyorsa onunla açık ve net oynadıklarını hatırlıyordu. Doğrusu Neko ile oynamak hiç de kolay değildi. O ancak Jongin'le, oynamak istediği zaman oynar, keyfi yoksa kimseye bakmaz, bulduğu en rahat köşede uzanırdı. En rahat yeri bir süredir laboratuvarı olan kendisi gibi. Lakin daha iyisini, belki en iyisini, evinde yalnız bırakmışken ofisinin duvarları üzerine üzerine geliyor, ona parmak sallayarak kedinin itirazlarına arka çıkıyorlardı.

"Tamam. Anladım. Gideceğim. Oldu mu?!
Susacak mısınız artık?!"

Karanlıktaki seslere çıkıştığında cama vuran yağmur seslerinden başka karşılık veren olmamıştı. Dolu kesilmiş yerini yumuşak bir yağmura bırakmışa benziyordu.

Yatağından doğrularak pencereye yöneldi. Camı araladı. Usul usul inen yağmura elini uzattı. Soğuktu. Ürperti ile titreyince camı hızla kapadı. Askıdan hırkasını giydi. Hiç açmadığı çantasını alarak ofisinden çıktı. Kediler de peşinde..

Yağmurdan kalan caddeler boyunca sular tekerinden sıçrayarak arabasının camlarına değin yükseliyordu. Muhtemelen belediye mühendisleri alt yapı imarını projelendirirken hiç bu denli yağmur hesaplamamışlardı. Eksik hesaplar bir yerlerde hayatı kangrene dönüştürürken Jongin kendi yaralarını dinledi yol boyunca. Yol boylu boyunca uzandıkça uzadı. Kırgınlığı çoktuysa da artık kimseyi bundan mesul tutmuyordu. Kızgınlığı kimseye değildi. Kedi Neko'ya bile. Onun için harika bir yuva hazırladığını düşünse de belki onun için harika olan başka bir yuva vardı gerçekte. Belki eşinin yanında doğurmak istemişti. Ya da gözden uzak bir yerde. Bu kaybı kaldıramayan kendi zayıf kalbiydi. Ortada ille de bir suçlu olacaksa kedisine çarpıp kanlar içinde bırakan o adi sürücü olmalıydı. Ve yine sebepler nedenler yumağında buldu Jongin kendini. Önüne uzanan bir paradoks. Çözdükçe sarınan, dolaşan bir düğüm. Bunu kalbindeki eksikliğe yormuştu terapisti. Neko'dan yıllar sonra bile ölümünü unutamayışı, kan ter içinde kabuslarından uyanışı ile bir dönem gittiği psikologtu. Neko kalbinden kopan bir sevgiydi ve yıllarca o sevginin yokluğu ile zaman zaman histeri benzeri titremelere tutulduğunu söylemişti. Bu yüzden sevip bağlanabileceği birisini, bir şeyleri edinmesini tavsiye etmişti. Bu onunla son konuşması olmuştu bu yüzden. Bu analizin makul olmayan ve ona dokunan çok tarafı vardı çünkü Jongin için. Sevgisizlikle itham olunmak ağır gelmişti belki. Ve o terapistine kafa tutarcasına flört ilişkilere başlamıştı. Sevgisiz filan değildi, gayet de sevebiliyordu. Ama titremeleri, ansızın tutulduğu üşümeleri geçmiyordu. Sevgi ile de düzelmediğine göre yanılıyordu.

Evinin bulunduğu semt daha sakin görünüyordu. Sanki gök kubbe, laboratuvarın olduğu semtten tarafta sökülmüş ve içindeki tüm suyunu oraya boşaltmış gibi..

Kedi böyle istedi..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin