😺 Final 😺

1.3K 162 54
                                    


Jongin ona Neko'dan hiç bahsetmedi. Bir haftadır evinde kalıyor, birlikte uyuyup birlikte uyanmıyorlardı. Çoğu zaman Jongin ondan önce uykuya dalar, KyungSoo ondan sonra uyanırdı. İkisi de yüreğinin gizlerinde, onları birbirine saran gecenin bitmesinden korkuyordu. Jongin onu kaybedecekmiş gibi hemen sarılıyor, KyungSoo her şeyin bir rüya olmasından korkarak sabaha gözünü açamıyordu. Ama dünya bir yatak odası değildi. Önünde sonunda onları çağıran bir dolu gereksinim ve sorumluluk vardı. Tuvalet gibi, yemek gibi, dersler ve laboratuvar.. Bir de uyandıktan sonra her günde biraz daha uzayan banyo işleri(!). Karşı koyamadıkları ve sarılıştan da öteye geçmeyen dokunuşlar hayallerde sınırların çok ötesinde gel gitler oluşturuyordu.

Jongin bağımlılığa dönüşen bu ani yakınlıktan rahatsız değilse de endişeliydi. Bir haftada ona çoktan alışmış, evin her köşesinde kendisinin de şaşırdığı bahanelerle ufak tefek sarılışlar veriyordu KyungSoo'ya.
Bir gün dolaptaki tabaklara uzanırken tezgahta sebze doğrayan KyungSoo'ya yaslanmış dengesini korumak için de beline sarınmıştı. Sonraki gün kumandaya uzanmak için KyungSoo'nun göğsü üzerinden kolunu uzattığında yüzü neredeyse boynunda kolu omzundaydı. KyungSoo sardunyaları sularken o da hemen gerisinde yapraklarına konan tozları siliyordu, bir kolu yine belinde. KyungSoo dişlerini fırçalarken yüzünde ne zaman çıktığını bilmediği bir sivilceyi sorguluyordu lavabonun üstündeki aynada. KyungSoo kanepede uzanmış televizyon izliyorsa boş koltuğun rahat olmadığına söylene söylene kanepede KyungSoo'dan kalan küçük boşluğa sığmaya çalışıyor, KyungSoo bu hallerine gülerek kollarını ona açıncaya değin düşmemeye çabalıyordu. Yani KyungSoo merkezli bir döngüye düşmüş ona sarılmadan dokunmadan gününü tamamlayamaz olmuştu.

Üstelik araba sürerken bunu gerçekleştirememek yolun bir an önce bitmesini istemesine ve hız yapmasına neden oluyordu, bu şekilde bir de trafik cezası almışlığı bile vardı. Evet, Jongin onu derse de bırakıyor, arkadaşları ile buluşmak için eve gecikecek olsa bütün gün ve akşamında somurtuyordu. Ve bunlar bir haftada kurulan bir yakınlık ve bağlılıktan doğmuştu. Ya da Jongin hala inkârda diretse de o terapistinin bahsettiği sevgiyi sonunda bulmuşa benziyordu. Çünkü KyungSoo ile uyuduğu zaman boyunca titremelere bir daha tutulmamıştı yani KyungSoo'nun hep de aniden çıkan işleri ile eve geç geldiği akşamlar hariç.

Bu akşam da gecikeceğe benziyordu. Jongin bir mesajla bunu soracak kadar ileri gitmek istemiyordu. Sevgilisine güvensiz erkekler gibi(!).. Telefonuna öylece bakarken düşündüklerinden utanarak telefonunu kanepeye attı. Kedi bunda bir sorun olmadığını söyleyebilirdi ama henüz bir gururu vardı. Pencerede ilgisizlikten yaprakları solgun dışarıyı izleyen sardunyalar gibi perdenin aralığına sığındı. Buradan apartmana uzanan taş döşeli yol görünüyordu. Gelen giden hiçbir suret ona benzemiyordu ki zaten kimsenin onun gibi olamayacağını biliyordu artık Jongin.

Araştırma önerisini yeniden yazıyor olmalıydı. Ya da deneyinde kullanacağı örneklemi oluşturmak için bir yol haritası falan hazırlaması gerekiyordu. Ne var ki perdenin sarkaçları ile oynarken, kediler bayılır böyle püsküllü şeylere ya Jongin de elini çekemiyordu, deneydi projeydi bir köşede yosun ve küf tutmaya terkedilmişti. Laboratuvara da uğramaz olmuştu. Aklı fikri varsa yoksa KyungSoo iken geceleri umutla bekliyor gündüzlere tahammülü azalıyordu.

'Ona itiraf et.' dedi kedi.. Jongin kenara atılır gibi ayrıldı aniden pencereden.

"Ne itirafı?!" dedi hayretle, "..Ben sadece uyumak istiyorum.. O yüzden bu bekleyişlerim.."

Kedi buna kahkahalarla güldü. Mırıltı gibi sesler çıkarıyordu. Patilerini keyifle yalarken oralı bile değildi Jongin'in sözlerine.

Kedi böyle istedi..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin