3♡

431 19 3
                                    

*Haftasonu*

Anneme disiplin aldığımı söylemeyi düşünmüyordum. Şuan disiplinden daha önemli bir şey vardı. O da Camila. Bugün Lisa Cameron Camila ve ben buluşacaktık. Lisa mutlaka gelmem gerektiğini söylemişti. Gri tişort ve kareli gömleğimi giydim. Kafeye geldiğimde Camila bi masada oturmuş karşı televizyondaki klibi izliyordu. Yanına oturup "Selam." Dedim. Gülümseyerek "Selam." Dedi. O sırada Cameron ve Lisa geldi.

Bir süre sonra Lisa saçlarımı okşarken kulağıma "Biz gidelim. Camilayla Cameron, yalnız kalsınlar." Dedi. Tam ağzımı açacakken Lisa ayağa kalktı. "Ben lavaboya gider. Shawn sen de gel istersen." Dedi kaş göz işareti yaparak. "Yoo ben rahatım." Dedim inat ederek. Bana dik dik bakınca kalktım ve peşinden gittim. "Sana ne? Sen ne karışıyorsun?" Diye azarlamaya başladım. "Ne demek sana ne. Ikisi de benim en yakınım ve mutlu olsunlar istiyorum." Dedi. "Zorla güzellik olmaz." "Zorla değil ki. Kendileri istiyor." "Camila'nın sevdiği var ama." "Vardı ama şimdi yok. Şuanlık yok Cameron olursa bilemem." Dedi gülerek. "İyi hadi gidelim içeri." Dedim. Derin nefes alıp kafasını salladı. İçeriye girdiğimizde Cameron Camila'nın yanına oturmuş bir şeyler söylüyordu.

*Kafe çıkışı*
Lisayla Cameron beraber gidince Camilayla tek kaldık. "Cameron ile aranızda bir şeyler olur mu?" Diye sordum. "Hayır. Gregin gözü dışarda gibi." Dedi. "Gibi değil öyle." Deyince güldü. "Shawn sana bir şey söylesem?" Dedi. Kafamı salladım. Heyecan yapmıştım ne söyleyecekti ki. "Lisa." Dedi. Hayal kırıklığına uğramıştım. "Şu sıralar ona soğuk davranıyormuşsun. Öyle söyledi bana. O bu yüzden çok üzgün." Dedi. "Soğuk mu?" Dedim şaşkınca. Kafasını salladı. "Ben sana öyle gelmiştir dedim ama inkar etti." Dedi. "O hep onu seveyim onu öpeyim istiyor ama şu aralar kafam çok karışık. Bunu söyleyince rol yapma diyor." Dedim. "O biri olduğunu düşünüyor." Dedi. "Ne? Hayatimda ondan başka kimse yok ki." Dedim. "Bilemiyorum. Bazı şeylerden o kadar çok şüphe ediyor ki. Saçma sapan şüpheler." Dedi. "Saçma sapan derken? Ne gibi saçma?" Diye sordum. "Ben gelince ona olan ilgin azalmış. Ona göre benden hoşlanıyorsun." Dedi. "Camila sen ciddi misin?" Diye sordum. Bu kadar mı çok belli etmiştim. "Evet. Ama ben ona kızdım. Hem de çok kızdım. Ve kendimi çok kötü hissettim." Dedi. "Delirmiş olmalı." Dedim. "Sakın onunla bu konu hakkında konuşma. Bilirse küser." Dedi hızlıca. "O zaman bana neden anlattın?" Diye sordum. "Bilmen gerek diye düşündüm. Lisanin gerçekten üzgün olduğunu bilmen gerek. Ama o senin anlamanı istiyor." Dedi. Kafamı salladım. "Merak etme." Dedim. Lisayı biraz daha çekecektim. Camila'yla daha yakın olmak için katlanmalıydım.

*Pazartesi*
Okula geldiğimde sınıfta kimse yoktu. Camila'yı arayasım geldi ama çekindim. Sırama oturup pencereden baktım. O hariç herkes gelmişti. Lisa gelince derin bir iç çektim. Yanına gidip sarıldım. "Noldu?" Diye sordu gülerek. "İçimden geldi." Dedim. Camila hakkında bir şeyler dememeye çalışıyordum ama merak etmeden duramadım. "Camila nerede, ortalıkta yok." Diye sordum. "Hastaymış. Öğle arası gelir." Dedi. Öğle arasına çok vakit vardı ama beklemek zorundaydım.

Nihayet öğle arası gelmişti. Yemekten geldiğimizde Camila pencereden dışarı seyrediyordu. Sanırım bizi fark etmemişti. Yanına gidince "Siz ne ara geldiniz?" Diye sordu şaşkınlıkla. Bizi görmemiş olması anormaldi. Pencereden baktığımda bahçede Jacob ve birkaç kişi vardı. Sinirle Camila'ya baktım. Gözgöze geldik. Mahçup şekilde gözlerini yere dikti. Jacob, kavga gününden sonra sınıfını değiştirmişti. O yüzden Camila onu pek göremiyormuş. Görmesin hiçbir zaman. Camila'nın hala onu sevmesi beni çok yıpratıyordu. Özellikle onun için üzülmesi.

Camila'ya inat Lisa'nın yanına gittim ve onu öptüm. Ne yaptığımı, neden yaptığımı bilmiyordum. Kıskanmayacaktı. Tek bildiğim buydu. Ama kıskansın istedim. Canı yansın istedim. Lisa'yı öperken Camila'ya göz ucuyla baktığımda hala pencereden dışarı bakıyordu. Tek bir yere odaklanmış şekilde. Lisa'dan hızlıca ayrıldım. "Lavaboya gitmem gerek." Dedim ve sınıftan çıktım.

Lavaboya girince direkt aynalara yumruk atmaya başladım. Kendimi durduramıyordum. Yine disiplinlik olacaktım. Sinirden ağlamaya başladım.
Tişortümü yırtıp kanlı ellerimi sardım ve üstüme ceketimi giyip kapşonumu başıma geçirdim. Zil çalmış, ders başlayalı 15 - 20 dakika olmuştu. Müdürün odasına çıkıp izin kağıdımı koydum. Sınıf kapısının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. Lisa muhakkak soracaktı. Ne diyecektim acaba. Nefesimi verince kapıyı tıklatıp açtım. Herkes bir anda bana baktı. "Geç kaldığım için özür dilerim ama izinliyim. İzin belgem var." Dedim ve çantamı alıp sınıftan çıktım. Hemen kendimi okulun dışına attım. İntikamım daha bitmemişti.

Jacob'ın takıldığı kafeye gittim. Oradaydı. Beni görünce ayağa kalktı. Hızlıca yanına gittim. Ve boğazına yapıştım. Ellerim acıyordu. Acıdan kıvranıyordum ama onu öldürmeyi çok istiyordum. Kıpkırmızı olmuştu. Ama biri belimden itince yere düştüm. Yine ölmekten kurtulmuştu. Jacob öksürük krizine girerken ayağa kalktım. Orta boylu, kısa saçlı bi kız "Yeter artık. Sevgilimden ne istiyorsun?" Diye bağırdı. "Canını." Dedim ve çantamı alıp kafeden çıktım.

Only You Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin