Bölüm2 #burdayaşadığınıdüşündüğüm4erkek

52 2 0
                                    

Kapıyı açtığım gibi “ay tövbe bismillah” diyerek kapıyı dışardakinin suratına kapatıp salona kaçtım. Kızlar şaşkın şaşkın bana bakıyor tabi. Hani dedim ya bu tepkilere sevinsem mi üzülsem mi bazen ‘rezil’ ediyolar diye, hah işte sanırım şuan tam da o rezil olma kısmını yaşıycam diyo içimden bi ses.

Lottie dayanamayıp “noldu kimmiş kapıdaki?” diye soruyo.

Bu ne ara inmiş lan aşağı nasılda sessiz kaçıyır hınzır. Ben yavaş yavaş konuşuyorum “kapıda bi şey var ama daha önce hiç öyle bi şey görmedim. Yani gördüysem bile hatırlama ihtimalim yüzde kaç? Yüzü bilmem ama elde var sıfır”

Kızlar espriye benzemeyen esprime karşılık bana ‘dua et kapıdakini merak ettik yoksa şuracıkta öldürmüştük’ tarzında bakıyolar. Acaba bende onlara ‘merak ettiyseniz gidip baksanıza beni ne bekliyonuz’ bakışı mı atsam. Yok lan ben şoku atlattım ama biraz merak iyidir. Hala suratıma bakıyolar.

Sado merak etmiş olacak ki “devam etttt” diye dişlerini sıkarak bana söyleniyor.

“ya böyle taşımsı, meteorumsu, oyşumsu, böyle…anlatılmaz yaşanır”

Şule sinirle lafa atlıyor “elin herifi kapıya gelmiş sende ilk defa tren gören şu küçük kız gibi saçma tiplere mi giriyon ulam. Bende bi şey var sandım.”

‘Allah Allah’ tek kaş şovvv.. “ama daha önce ben böylesini görmemiştim.”

Lottie “ee ne istiyomuş?”

Naptığımı hatırladım laaayn isyeeeaaağn dudağımı dişeyip “bilmiyom ki”

Sado “ne demek bilmiyom sormadın mı?”

Hayır anlamında kafamı sallıyorum.

Şule bi halt ettiğimi anlamış olacak ki soruyor “naptın?”

“Şeyy..kapıyı açınca birazcık şaşırmış gözlerimi kocaman açmış ve çocuğa..”

Kızlar sabırsızlanıyorlar aynı anda “naptın çocuğa?”

tövbe bismillah deyip suratına kapıyı kapamış olabilirim." benim jeton düşüyo tabii bağırarak “ay ben nabdımmm!”

Şule “ay sen nabdınn!”

Lottie “ay biz nabıyoz!”

Sado soğukkanlı olarak “biz nabıyoz ya. Kapıyı açsana” diyerek beni salonun çıkış kapısına sürüklüyor.

“evet ben kapıyı açayım. Ay rezil oldum. Ama önce kapıyı açayım. Aa kızlar ama kapıyı hiç çalmadı farkettiniz mi bence gitti hadi salona dönelim.” Salona doğru yürüycem ama bırakmıyorlar. Yönümü dış kapıya döndürüp itekliyolar. Tam konuşup 'bence gitti' diyecekken kapıyı çalıyor tatlı kappe boy.

Şule “artık bu senin görevin namusumuzu temizleyecaksan aşiretimizin adını lekelemeyecaksan.” Diyip kıkırdamaya başladıklarında ‘hıı çk kmk.s’ bakışımla susuyolar.

Lottie “tamam tamam gülmüyoruz hadi git ne istiyomuş öğren de gel” dedi ve içeri girdiler.

Ama ben kızlarımı biliyosam merak ettiler ve ben konuşurken mutlaka çıkıp bakacaklar.

Kapıyı açtım yine aynı surat ay sanırım diz çökcem sebep ne derseniz dizlerimin bağı çözüldü ulam biri şunları bağlasın.

Tabi ben konuşmayınca çocuk önce bi evi süzdü sonra arkamda bi yere baktı, baktığı yere döndüm tabi ki bizim kızlar daltonlar gibi kafalarını salonun kapısından uzatmışlar. Çocuk şaşkınlıkla kızlara baktı sonra aynı şaşkınlıkla bana baktı.

Dayanamadım tamam sustum ama yeter “iyi süzdün evi de satılık değil biz yeni aldık. Satılık kağıdı falan mı asılı kalmış. Neyse kaldırırız iyi günler” diyip kapıyı kapatıcakken o kusursuza yakın sesini duyduuuum

“ee şey yok aslında..nasıl söylesem bilmiyorum”

“sen söyle ben sana nasıl söylemen gerektiğini söylerim" lan ben çift kişilikli miyim neyim içten çocuğa yazıyom dıştan saydırıyom bi tut şu çeneni mübarek.

“ehehe komik kızsın güzel espri” ben mi komiğim. Esprim güzel mi. Lan olum bu benle dalga mı geçiyo espri falan yapmadım ki ben teallam ya. Ama yapmadığım espriyi beğendi çocuk bizim kalleşlersee-aklıma gelince döndüm ama yerlerinde değillerdi.

“sağol canısı e söylesen artık?” canısı mı dedim ben CANISI mı dedim oooovv noooovvv.

Kocaman bi sırıtışla “şey biz yan eve taşındık” duraksadı bi adım geri gidip yandaki evlere bakıp tekrar bana dönüyo ve aynı sırıtışla “pardon yandakinin yanına taşınmışız”

Yav sen şapşirik misaaan bende dicektim orda Alaz oturuyor sen hayırdır. Meğerse Erenin eve taşın-ne Eren gitti mi olamaaazz kartişim gitmiş habersiz, yaban ellerde koymuş bizi öksüzzzz. Dur bi soruyum ama böyle olmaz bi toparlan öhöm.

“Eren taşındı mı ordan?”

“e-eh şey evet taşındı”

“e peki nereye taşındı? Bide kiracı mısınız yoksa sattılar mı?” çok mu soru sordum lan. Emaaan cevaplasın işi ne.

Gülümsedi “tamam sakin olalım. öncelikle kiracıyız.” Sakinmiş giden senin arkadaşın değil tabiii. “ve Eren Alaz’ın evine taşındı bizde Alaz'ın evine. Alaz ve Eren yakın arkadaşımızdır biz ev arıyoduk onlarda tek kalıyoruz biz dediler böyle bi şey yaptılar sağolsunlar.”

Tamam öncelikle onun da arkadaşıymış. Bu ikisi az değil haa iki evde kendilerinin baktılar para yetiştiremiyolar birine kalıp diğerini kiraya vermişler çakallarr bu da safım sağolsunlar bilmem neler. Ve şimdi kafamda deli sorular neden çoğul konuşuyor? Ve neden hala kapımızda? Bunu söylemek için gelmiş olamaz. Tabii ki sorucam.

Gözlerimi devirerek “ya ya sorma çok iyilerdir. Ya sen biz falan dedin de siz kimsiniz?” bu ‘siz kimsiniz'i resmen tane tane söyledim çünkü hızlı söyleyince çokk..neyse

Çocuk tam konuşmaya başlıyacakken “ha bide neden geldiğini ve adını söylersen sevinirim”

Mahcup gülüş mü yoksa şoktan çıkmaya çalışma gülüşü mü anlayamadım ama gülümsedi ve elini uzatıp “Ben Semih.” dedi

Elim uzatıp sade bi gülümsemeyle “Sinem” dedim. Neden bunu yapıyorum ben ya hoff dışarıya çocuğa ‘uzatma sadede gel sevmedim seni iblis’ imajı çiziyorum farkındayım fakat içten içe konuşmayı  uzatmak istiyorum.

Çocuk konuşmaya devam ediyor. “biz 4 kişiyiz 3 erkek arkadaşım var aynı evde kalıcaz falan aynı burda kaldıklarını düşündüğüm 4 erkek gibi..” duraksadı.

Tamam 4 erkek aynı evde kalcaz deyince içten içe bi ohaladım kabul ama burda kaldığını düşündüğüm 4 erkek ne demek lan sen bizi ne sanıyon kerkenez. Ağzınla burnunu birleştiririm senin dümbük… ben en iyisi olayı anlamadan bunları saydırmayım ama yedek planda dursunlar.

Agresif ve bi o kadar sinirli olmaya çalışarak tek kaş şov ile “burda yaşadığını düşündüğüm 4 erkek derken!?” diye bi çıkış yaptım.

Benim çıkışımla çocuğun yanaklarına da dağa tırmanan dağcılar gibi kırmızlıklar tırmanıyor. Ayy çok tatlı oldu kappe..hemen yumuşama..

Çocuk-yani Semih tam konuşmaya başladığı sırada kapının arkasındaki vestiyerin içinden gelen benim telefonumun sesiyle susuyor.

1.si beni kim arıyor bu saatte herkes beni bilir ben bu saatte uyurum ama bilmedikleri şey aynı evde kaldığım canım arkadaşlarım. 2.si benim telefonumun vestiyerde ne işi var?

Ay Ben NabdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin