Bölüm10 #bugüneliniverenyarınkalbiniverir

31 0 0
                                    

Multi'ye bakın :) İyi okumalarrr

Hepimiz kot pantolon üzerine salaş tişörtler giydik. E malum çok sıcak. Giyinirken planımızı da yapmıştık.

Önce gidip ev için alışveriş yapacaktık sonra da ya lunapark’a ya da bowling’e falan gidecektik.

Evden çıkıp alışveriş için markete geldik. Uzun zaman sonra arabamız garajdan yeni çıkmıştı. Allahtan benzin var ulam ahaha. Her bi yere gidişimizde ya Alazgille ya da Simaygille gittiğimiz için bizim arabaya bi türlü fırsat olmuyodu.

Arabayı Lottie’ye bırakmıştık. Sado ve ben üşendik, Şuşu’ya da araba kullandırmak istemedik. Şimdi tutar biri bunu geçince hırslanır falan sonra alır levyeyi koşar kafasını yarar bunun işi belli olmaz. Ve evet arabamızda levye taşıyoruz malum bayan şoför olmak zor bu zamanda yani.

Koca marketin içinde her zamanki gibi iş dağılımı yapıp iki gruba ayrıldık. Şuşu ve ben sebze meyveden anlamadığımız için Lottie yanına Sado’yu da alıp meyve sebze almaya yöneldi.

Bizde Şuşu’yla abur cuburdu içeceklerdi vs onları almaya gittik. Bide bu aldıklarımızı eve götürüp bırakıcak-hatta belki yerlerine yerleştirecek- sonra yola devam edecektik. Ama eminim ki Şuşu eve döndüğümüzde “bu kadar yeter havamızı aldık işte” tarzı şeyler söyleyip evde kalmaya çalışacaktı.

Kasaya geldiğimizde Lottie mutfak kartını uzatıp ödedi. Mutfak masraflarına özel kredi kartı çıkarttırdık çok zekiyiz sormayın. Ama cidden mantıklı. Kavanozda para biriktirmek yerine kavanoza kredi kartını atıyoruz ve onu mutfak alışverişi dışında hiç de kullanmıyoruz.

Sonra eve gelip yerleştirilmesi gerekenleri yerleştirdik. Çıkacakken tabi ki Şule mırın kırın etti ama ikna oldu. Sonra dışarı çıkıp arabaya binecekken Sado’yla gözümüze karşıda ormanlık alanın içindeki yürüyüş yolumsu yerde patene binen çocukların patenleri-eed ptnlr.s- çarptı. Birbirimizi deli gibi dürtüyoduk ve birbiri sıra “oha pateeeğğğğnnn, paten galp beeeğğğnn, ölüyom sanırığğğğğğmm” diye bi şeyler saçmalıyoken

Lottie arabadan çıkıp “Binsenize ne bekliyonuz?” dedi. Bunlar ne ara arabaya tünemişler ulam.

“Lotttiiiiieeeeeeğğğğğ pateeeeğğğğğnnnn” dedik Sadoyla bir ağızdan

Lottie ‘hass..paten mi.s’ dercesine baktığımız yere baktı. Sonra birden “oha bizim çocuklar bunlarrr” dedi.

Alazgil paten sürmeyi bilmiyor ki lan. Hatta bi kere piste gittiğimizde karizmaları çizilsin egoları tavan yapmasın diye ikisine yardım etmemiştik hatta Simay ve Berfu bile yardım etmemişti. Onlarda düşe kalka 1 saati doldurmuşlardı. Çoğunda da bize yalvarıyolardı. Bunu tekrarlamak isterim.

Lottie’ye anlamayan gözlerle bakıp “hah?” dedim.

Sado çenemden tutup beni patencilerin olduğu yere döndürdü patenlere baktığımı görünce “patenlere değil çocuklara bak bi” dedi.

Çocukların suratına baktığımda yeni gomşu çocuklarımız olduğunu farkettim. Önce şaşırdım sonra toparlanıp “onlar ne zamandan beri bizim çocuklar?” dedim bizim çocuklar kısmına özel vurgu yapmıştım.

Lottie gözlerini kaçırarak “ne be bizim çocuklarla takılıyolar bizim çocuklar işte.” Dedi. Sonra tekrar onlara bakıp bize döndü. Sadoyla bakışlarımızda bi şey sezmiş olsa gerek “kafanızdan ne geçiyo?” dedi.

Sadoyla birbirimize baktık. Sonra Lottie’ye döndüm ve piç smile ile “Şuşu evde kalmak istiyo bence kızı üzmeyelim evde kalalım” dedim.

Ay Ben NabdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin