Bölüm9 #giysidodası

25 0 0
                                    

Oyun bitti ama bende bittim. Oyun boyunca kendimi kasmaktan bütün vücudum uyuşmuş arkadaş.

Oyun bitince önce TV izledik sonra mutfağa geçip sofrayı hazırladık. Hızlı hızlı yemeğimizi yedik. Sonra çocuklar teşekkür edip evden ayrıldılar. Kızlarla başbaşa kaldık.

Yemek yeyip çocuklar gittikten sonra ezana kadar hatta bazen sabah ışığını görene kadar oturuyoruz. Ama sadece haftasonları!

Şuan oturduk ve yarın ne yapacağımızı konuşuyoruz. Şule her zaman ki gibi ortaya süfer fikrini sundu. “Uyuyalım?” dedi. Zaten hep uyuyo pazar günleri biz kızlarla bi şeyler yaparken o uyumayı tercih ediyo. Yani Ramazan da.

“Sen uyu biz bi şeyler yapıcaz her zaman ki gibi.” Dedim. Evet her pazar mutlaka geziyoruz. Yani bu ister ev için alışveriş olsun ister kendimiz için olsun isterse de bütün semtimizi talan etmek olsun, mutlaka pazar günleri bi dışarı çıkıp nefes alıyoruz.

“Ya bari Ramazan da gezmeseniz. Nolucak sanki?” diye sitem etti Şuşu.

“Sen de bi kere itiraz etmeyip gelsen?” dedi Sado.

Şuşu sinsi sinsi bakıp “İstiyosanız gelebilirim?” dedi.

Şuan bu bir nevi tehdit. Çünkü malum bi kere çıkarttığımızda burnumuzdan getirdiği için buna pişman olmuştuk.

Lottie biraz düşündükten sonra Şuşu’nun yanımızda yürürken sürekli papağan gibi ‘ben orucum, ben orucum, ben orucum’  diye tekrarladığını hatırlamış olacak ki birden atılıp “Yok yoook istemiyosan gelme. Lütfen. Daha bunu yeni atlattım. Tekrar hazır mıyım bilmiyorum seninle Ramazanda dışarı isteğin dışı çıkmaya.” Dediğinde gülüştük.

Gülüşmelerin sonunda Şuşu “Off tamam geliyorum” dediğinde şaşırmış bi ifadeyle ona baktık. “Ve mızmızlanmıycam.” Sado bi şey diycekmiş gibi elini kaldırdığında Şuşu anlayıp cevapladı “Evet yani hayır. Dışarda etrafa gülücükler atıp eve geldiğimde size saydırmıycam.” Lottie tek kaşını kaldırdığında “Söz” diye ekledi.

Dayanamayıp “Sen hayırdır? Yatağından ayrılmaya nasıl razı oldun? Hem de biz gel diye tek kelime dahi etmemişken?” diye sorduğumda omuz silkti.

“Uyanıp evde kimse olmayınca sıkılıyorum. Ya da kimseyi göremeyince sabah da olsa tırsıyorum. Ben Supernatural izliyorum benden sakin olmamı beklemeyin.” dediğinde güldük.

“Tamam sabah hazırlanırken ne yapacağımızı, nereye gidip rezil olacağımızı-ay pardon nereye gidip gezeceğimizi konuşuruz” dedi Lottie ayaklandığında.

“Ya şimdi konuşalım işte sabah erken kalkıyoruz sırf nereye gideceğimizi konuşmak için” dediğimde Şuşu beni desteklercesine kafasını salladı. Yavru kedi bakışlarımızı Lottie’ye yolluyoduk.

Lottie konuşmaya başlayacağı sırada Sado “Ezana saniyeler kaldı. Ayrıca şimdi konuşup geç yatarsak kalkmamız gereken saat bize erken gelecek” Wow etkilendimmm.

Kafa sallayıp ayağa kalktık. Hep beraber aşağı katın bütün ışıklarını söndürdük sadece bi gece lambası dışında başka ışık yoktu. Merdivenlerin ışığı da yukarı kata çıkana kadar açık duracaktı tabii düşmeyelim diye.

Merdivenlere yöneldiğimizde ezan başlamıştı çoktan. Kızlar merdivenlerden çıkarken ben rampadan eşlik ettim onlara. Ama tabii ayağım kaymasın da yüzüstü düşüp aşağı kaymayım kızlarda bana gülmekten uykularını kaçırmasınlar diye-düşünceli arkadaş Sinooğğğğ- yanımdaki Sado’ya kene gibi yapıştım. Beraber yukarı çıktığımızda kızlar kapılarında bekliyolardı.

Ay Ben NabdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin