Bölüm6 #tambılırgörl

36 1 0
                                    

Okuyanlara cocoman teşekkürlerrr :* Ha bu arada hikayenin sonunda bahsi geçen fotoğrafı multimedyaya koyamadım bi takım aksiliklerden dolayı. İlerleyen zamanlarda koyarım umarım :) her neyse iyi okumalar :)

Saate baktım daha 2 saat var ezana. Aşağıdansa mis gibi kokular geliyor Lottie döktürdü sanırım..

Tam iki saattir odamda takılıyorum aşağı incektim fakat yemek kokusuna dayanamayıp saldırırım diye korktum. Şuan ezanın okunmasına 1-2 dakika var ama tabii bu saate kadar burda durmadım yav.

Tamam durdum 2 saattir odamdayım sadece bi 15-20 dakika önce aşağı inip kızlara yardıma ihtiyaç var mı diye sordum ama onlar bana ‘hayır sadece tabakların sağlam kalmasına ihtiyacımız var ‘ deyip beni gönderdiler.

Bu arada çocuklar yine bizdeler tabii ki her gün olduğu gibi. A hayır kesinlikle bu beni mutlu ediyor. Kalabalık sofraları severim… Ciddiyim.

Odadan çıktım ağzımda toka var saçımı toplıycam.. Yemeğimi daha hızlı yiyebilmek için-Kırmızı Başlıklı Kızdaki kurt bendim eed.-Saçımı topladım merdivenin başına gittim.

Yine tümsekten kaydım ve doğru tahmin yine düştüm. -nazar değdi bana yeminle bak süfer kayıp sonunda ayağa zıplıyodum falan artık kıçımın üzerine zıplıyorum- tabii Şuşu durmadı yine o sorusuna benzer bi soru sordu

“Öldün mü bebeğim” acaba Şule’yi nereye kaçırdılar. Ne kadar kibar bi konuşma bu. Bu seslenen Şuşu olsaydı bana ‘öldün müğ bok kafa’ gibi bi şekilde seslenirdi çünkü.

“Çok şanssızsın hala yaşıyorum.” Ayağa kalkıp yemek masasının olduğu salona geçmek için yürürken aynı zamanda konuşmaya devam ettim. “ben hepinizi gömerim lan ne diyin sen” içeri girince gözlerim yine bağımsızlığını ilan edermişçesine açıldı.

Çocuklar gelmişti. Ama çocuk’lar’ bu sefer fazlalardı. Yeni komşularımız da gelmiş bizimkilerle. Şimdi anlaşıldı Şule’nin neden o kadar kibar olduğu. Ya hayır bana neden haber verilmiyor onlarında geldiğinden ona göre insancıl hareket ederdim. Hayır geldiğini bırak ben geleceklerini bile bilmiyodum.

Toparlanıp gülümseyip el sallayıp “merhaba gençler” dedim. Ben merhaba kullanıorum taam mı -.-

Lottie yanımdan geçerken “sürprizzz.. bugün masa daha bi kalabalık” deyip koluma koluyla vurdu. Ona sonra da diğer kızlara ‘nalet olsun sizde ki bu sürpriz sevgisine’ dermişçesine bakıp nereye oturcağıma baktım.

Kızlarım süferler yine. Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim oturacağım yere. En dibe atmışlar beni herhalde yemek yerken rezil olmayım ve rezil etmeyim diye belki bide rahatça yemeğimi yiyim diye-kendimi avutuyorum- işte bu sevineceğim tarafı.

Hayır o değil Şule de hayvan gibi yiyo onu da ataydınız dibe hiç değilse yalnız kalmazdım. Gerçi yalnız değilim. Karşımda Semih yanımda Alaz var poff. Bu da sevinemeyeceğim tarafı.

Bıkkınlıkla yerime zar zor geçip oturdum. Ezana saniyeler kaldı. Müneccim değilim telefon uygulamasından bakıyorum. Vee telefona göre ezan okunuyo olmalı ama okunmuyor needeeenn?!

‘acaba hoca saati mi karıştırdı’ diye laf atıcaktım ortaya ama sonra vazgeçtim çünkü bunu her seferinde yapıyorum. Sonunda ezan okundu ve ben önümdeki bi bar-NE bardak mı off o bardaktaki su benim susuzluğumu gidermez ki..

Gözlerimle bi yandan su şişesini arayıp bi yandan da suyumu içtim. Suyu bırakıp Lottieye baktım. Ayakta çorba servisi yapıyodu. Baktığımı görünce “aşkım çorba içiyosun dimi yoğurt çorbası?” dedi sorarca.

Ay Ben NabdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin