Bölüm3 #hediyemizdirbeybisiler

42 2 0
                                    

1.si beni kim arıyor bu saatte herkes beni bilir ben bu saatte uyurum ama bilmedikleri şey aynı evde kaldığım canım arkadaşlarım. 2.si benim telefonumun vestiyerde ne işi var?

Çocu-Semih’e elimle bi saniye yapıp vestiyere dönüp dolabın kapaklarını açtım. Tabii ki ne işi olabilir akıllı ben telefonumu trençkotumun cebinde unutmuşum. Ee o kadar arayan soran yok ki hatırlamıyorum bile. Telefonu elime aldığımda Alaz’ın aradığını görmemle kapamam bir oldu. Kim bilir yine ne saçmalayacaktı şimdi kavga ederdik şu kapıdakinin sinirini kartişimden çıkaramam.

Ç-tamam şuna alışmalıyım Semih, Semih, Semih.-Bu da Francisco’nun “Serenay, Serenay, Serenay” version1.0- Semihe döndüğümde başını yere eğmiş beni bekliyodu. Ay yereeem. Yok yemem. Beni görünce kafasını kaldırıp gülümsedi.

“evet seni dinliyorum” diyip elimle çabuk anlat dercesine hareketler yaptım.

“tamam anlatıyorum. Ama bunda benim bi suçum yok eminim ki şuan arkamdan anırırcasına gülüyorlardır” dedi ve evlerine-Eren’in evine- doğru kötü kötü baktı.

Sıkılmaya başladım ve sabırsızlanmaya “ee?”

“afedersin. İşte Alaz’ı tanıyosan zaten iğrenç şakalarını da biliyosundur.” Onay bekliyordu.

'la he he' diyemedim onun yerine hızlı bi şekilde kafa sallamakla yetindim.

“hah işte biz taşınıyoruz şuan. Bana ‘Semih benim evin yanındaki evde 4 tane iri yarı erkek yaşıyo git selamımı söyle onları çağır. Onlar bi elinde 4 tane sen taşırlar dedi’ beni buraya yolladı.” Diye anlattı Alaz’ı taklit ederek. Sonra devam etti “Sizi görünce şaşırdım doğal olarak nasıl açıklayacağımı da bilemedim geveledim durdum kusura bakma tekrar” dedi en masum haliyle ama bu sefer yirriiim. Yine telefon..

Arayan tabiki Alaz acaba ne saçmalayacak bu konu hakkında. Yine Semih’e-hah öğrendim hihih- 1 dakika yaptım ve telefonu açtım.

“Ne var Alaz?” Semih sinirlimsi bi şekilde gözlerini büyüterek bana baktı. Şuan içinden sövüyor Alaz’a adım gibi eminim kendimden biliyorum.

“Nasılsın bebek? Diğer bebekler napıyo?”

“napalım 4müz de halter çalışıyoruz biliyon tek elimizde arkadaşın Semihten 4 tane taşımak öyle kolay olmuyo.” Alaz kızlarla şakalarını küçümsediğimizde attığı o güzel ama şuan gibi zamanlarda iğrenç gelen kahkahasını atıyor. Kafamı yere eğdim sessizce kendi kendime küfür mırıldanıyorum.

“ahh zorlamayın kendinizi o kadar da fazla, bi şey lazım olursa biz varız ve artık yeni komşularımız var.” Ses çok fazla yakından gelmişti. Kafamı kaldırdığımda karşımda duruyodu. Piç smile atıyordu etrafa.

“Pisliksin biliyosun dimi?” ben demedim ama aklımdakini söyledi, tam da bunu demek için hazırlanıyordum ulen repliğimi kim çaldı. Arkamı döndüğümde Lottie olduğunu farkettim.

“Evet biliyorum sarışın. Ama bu eğlenmemizi sağlıyor.” Lottieden başlayarak kızların yanaklarını sıktı bana gelince korkarmışçasına ‘ee neyse sonra konuşuruz’ havalarında elini çekti.

Semih dayanamayıp bıkkınlıkla “ne yani eğlence kaynağın ben miyim?” dedi.

Alaz teselli edermişcesine elini Semih'in omzuna koydu ve “dostum sen gelmeden önce Sinemdi ama artık ona da şaka yapamaz olmuştum. Çünkü yemiyor. Kısmen" Semih'e göz kırptı "Ama sen geldin artık-“

“ve elinden çekeceğin var” diyerek kızlarla sözünü tamamladık.

Alaz 32 diş sırıtarak "İşte benim kızlarım." Uyuz olmasını saymazsak çok iyi çocuktur aslında. Buraya taşındığımızda tanıştık diyebiliriz. Ama yine de çok bağlıyız birbirimize aynı şekilde Erenle. İkiside birimizin ağladığını duysa nerde olursa olsun uçarak gelirler ve sebebi eğer biriyse(!) onu deyim yerindeyse eşek sudan gelene kadar döverler.

Düşüncelerimden sıyrılıp Alaza dikkatimi verdiğimde bana sorarmışçasına bakıyor. Ne sordu ki bu manyak duymadım hiçbir şey. “anlamadım bi şey mi sordun?”

Semih de anlamamışçasına bakıyor Alaz ise “duymadın mı duzmamazlıktan mı geldin?” diye imada bulunuyor. Böyle dediyse hoşuma gitmeyecek bi şey söyledi kesin.

Atarlanarak “duymadım olum niye duymamazlıktan geliyim.”

“hıı anladım. Dedim ki” şuanda kulakları duymayan birine anlatırmış gibi tane tane ve bağırarak anlatacak bknz; “SİZE. HEDİYEMİZ. OLSUN. ERENLE. BUNLAR. SİZİN. ARTIK. BİZ. ARADAYIZ. DİYE ÇEKİNMEYİN. HA. VE. BİLHASSA. ONDAN.*gözleriyle Semihi işaret ediyor* GÖNERDİM.” Semih tabi Alaz bokunu ne kadar tanıyor bilmiyorum ama bu bize karşı kullandığı bi şey ve bu huyunu bilmiyor. Ne göndermiş kime göndermiş diye bi Alaza bi kızlara bi bana bakıyo.

Şule “Alaz zorla kızlar gelin beni dövün diyon.” işte hepimizin aklından geçen şeyi dile getirdi.

Alaz dudaklarını yalayıp “uuu kızlar dövün beniii” diyip sırıtıyor pis sapık.

Tabi ben hazırlanıyorum. Her Alaz saçmalamasından sonra Alazla yaptığımız rutin koşuyu yapıcaz. Alaz bana bakıyo çocuk gibi şımararak “yaa hediye-pardon misafirler varken yapmyalım bari” diyip birde dudak büküyor. Ama yemezler canısı ağzını burnunu bi tur kırmam lazım.

Kaşlarımı ‘yok’ anlamında kaldırıyorum sonra vestiyerin önüne gidip gözlerimle ayağıma giyecek rahat bi şeyler arıyorum.

Dayanamayıp “Lanet olsun bizdeki bu topuklu sevgisine lanet olsun bu topuklara” diye Arsız Bela moduna bağlıyorum.

Alaz tabi hala bekliyo malum kendisi ‘atlet’ başkaları için sporcu anlamında atlet olabilir ama benim gözümde terli bi atletten farkı yok şuan.

Şule “durun çekirdek alıp geliyim” diyo oruç kızın başına vurdu ben uyarmam ama umarım kızlar oruç tuttuğunu hatırlatırlar.

Alaz “sıkıldım hadi” diye mızmızlanmaya başlıyo.

Ve buldddummmm “evreka” diye cırlıyorum.

Alaz “aha sıçtık” diye mırıldanıp kaçıyo onu da merdivenden hayvan gibi inmesinden anlıyorum.

Ayağıma sandaletleri geçirdiğim gibi yardırıyorum. O atlet olabilir ama yetişebilirim. Yani umarım.

Koşarken bi yandan da “HEDİYEMİZDİR BEYBİSİLER” diye bağrıyo. Başta Semih için kartişimle kavga edemem demiştim bide kappe herif sözlerimi geri alıyorum. Ha bu arada sokağımız süper sakin ve evlerimizin karşısında süper büyüklükte ağaçlar var çok güzelll. Evler sıra halinde ilk ev Erengilin-pardon 4 yeni çocuğun evi, yanında Alaz'ı-gilin evi, onun yanında bizim ev bizim yanımızda da bizden bi kaç yaş büyük bi çift var, onların yanında ki evde de Simay ve Berfu kalıyo. böyle sıra halinde devam ediyor.-Simay Alaza nasıl katlanıyo anlamış değilim. Peygamber sabrı var kızda-. Koca sokakta bizim arada kavga dövüş seslerimiz yankılanıyo o kadar. Allahtan yaşlı kimse yok etrafta da rahatsız etmiyoruz. Bu arada hala koşuyoruz. Ama yakalyıp dövmem lazım hem oruç oruç koşuyorum onun hıncını almam lazım.

Vee…

Ay Ben NabdımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin