8. bölüm

48 4 0
                                    

Odamda resim yarışması için çalışıyordum. İnternetten baktım. Resim orada çizilecekmiş. Hep beraber... Resmimi çizmeye başladım.

Yaptım,  beğenmedim,  attım.

Yaptım,  beğenmedim,  attım.

Yaptım,  beğenmedim,  attım.

Tam diğerini de yapıyordum ki karşımda duran bir bardak kolayla yanında ufak bir not vardı.

Not:Kolay gelsin. Kazanacağını pek sanmam ama iyi şanslar.;):)(;(:

Sondaki gülücüklerle bende güldüm.

Ateş'den:

Eve Sema'nın yanı dan geri dönömüştüm. Evde kimse yoktu galiba. Belki odasında Alev vardır. Kolanın dibinde kalan son bardağı doldurdum. Tam içmeye başlayacağım ki bir müzik sesi... Gümbür gümbür..... Aaaa bu benim en sevdiğim şarkılardan...

Benimle kal biraz daha dur,
Unatamadım sende biliyordun

Alev demek ki yukarıdaydı. Çizim yapıyordur.

Aklım gelen fikirle gülümsedim. Kolayı aldım ve odama çıktım.

Oradaki yapışkanlı kağıtlardan alıp üzerine küçük bir not yazdım. Yazarken istemsizce gülüyordum.

Alev'in odasına çıktım. Alev arkasını dönüp çöp atarken-daha doğrusu emek verip çizdiği çizimi atarken- kola şişesisine notu yapıştırıp masaya koydum. Kapının yanından bakıyordum.

Alev arkasını döndüğünde anlamazca kolaya baktı. Sonra da gülümsedi. Farklı bir gülümsemesi vardı. İçleri ısıtıyordu ve çok samimi gülüyordu. Alev'in davranışları, giyimi ve en önemlisi de gülüşü çok farklıydı. Güzelliği sadeydi. Sema ona bin basardı. Ama o gülüşüne diyecek tek kelimem yok. Gülüşüyle gönülleri feth ediyordu.

Neyse...

Odama girdim. Duş aldım. Belime havluyu sardım ve mutfağa indim. Alev yemek yapıyordu. Arkası dönüktü. Beni fark etmemişti. Onu korkutmak amacıyla sessizce yaklaştım.

Arkasını döndü. Dip dibeydik. Daha yeni fark etmiştim. Alev'in elleri benim çıplak göğüslerimin üzerindeydi.

Çıplak!

Göğüs!

Çıplak göğüslerimin!

Gözlerime bakıyordu. Bende onun gözlerine... Dudaklarım istemsizce dudaklarına kaldı. O hala gözlerime bakıyordu.

-Ben gidiyorum,  dedi ağlamaklı çıkan sesiyle.

Ne! gidiyor mu?  Nereye? neden ?

-Nereye?,  dedim hala yakındık ve nefealerimiz yüzümüze vuruyordu.

-İzmir'e...

İzmir mi? Neden?

-Seni ilk ve son bir kere öpebilir miyim? ,  diye sözünü devam ettirdi.

Ben konuşmadan dudaklarının tadına baktım. İlk şaşırdı. Ben gülümsedim ve ayrıldım. Nefesimi aldım  verdim ve tekrar dudaklarımı onun ince fakat benim dudaklarımı tamamlayan dudaklarıyla birleştirdim.

Ayrılınca gülümsemesi gerektiği yere somurtuyordu. Haklı tabii... Gidiyor sonuçta...

Ama hiç öğrenmemesi gereken bir durum var.

Alev'den:

Beni öpmüştü. Baya bildiğin öpmüştü. Şu anda da yanımda filim izliyordu. Diğer yanındada Sema vardı haliyle... Öpüşmüştük ama sevgili değildik. Sonuçta o öylesine benim istediğim bir öpücüktü. Yani beni severek öpmemişti.

Hırsızım Olur Musun?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin