18. bölüm

45 4 3
                                    

Sonunda şehir merkezinde gelmiştik. Hemen Ateş'in kucağından indim.

-Evet ilk nereyi geziyoruz güzelim?

-Bana güzelim deme bir. İki ilk saat kulesine gidiyoruz.

-Bundan sonra sana güzelim diyeceğim bir. İki ben açım. Üç yanlışlarında öpücük cezası alırsın.

Kibarca beni tehdit ediyordu.

Kibar olmam lazım.

-Tamam o zaman bizim hep gittiğimiz restorana gidelim, dedim ve yürümeye başladım.

############

Teras katına çıkmıştık. Manzara çok güzeldi. Saat kulesi bile gözüküyordu.

-Ne istersiniz Alev abla, dedi bizim hep gittiğimiz mekandaki Emir.

-Emircim bize ortaya bir buçukluk tabak alalım. Karışık olsun. İki tanede bol köpüklü ayran,  dedim göz kırparak.

Emir gidince Ateş konuştu;

-Bu kimdi?

-Hiç bir arkadaşım.

-Bu küçük değil mi?

-Bir zamanlar Annesine yardımda bulunmuştum.

Ateş'den:

-Bir zamanlar Annesine yardımda bulunmuştum.

Bu kız ne kadar da yardım severdi böyle..

-Sen neden bana ayran söyledin? Ben belki kola içecektim.

-Buranın ayranı çok güzeldir. Emin ol çok beğeneceksin.

-Öyle olsun bakalım.

O sırada yemek gelmişti. Bir tepesinin içine her tarz etten koyulmuştu. Ve közlenmiş sebzeler...

Alev yemek gelir gelmez hemen çatalına köfteyi daldırdı. Mırıldandı.

-Of çok güzelmiş ya..

Bende ciğer şişdeki etleri çatalımla iterek tabağıma bıraktım. Tam çatalı çiğere batıracakken Alev konuştu:

-Öylemi yenir o. Bak ilk çubuğun iki kenarından tutacaksın, dedi ve tuttu.

-Sonra da ısıracaksın, dedi ve ısırdı ki çok ısırmış ağzı nefesini tutmak isteyen çocuklar gibi şişirdi. Ne kadar tatlı olmuştu.

Gülmeye başladı. Ağzındaki yemekle gülmesi çok komik olmuştu. Bende gülmeye başladım.

Bütün herkes bize bakıyordu. Fakat biz takmıyorduk bile.

Gülmemiz bittiğinde bende ciğeri Alev'in yediği gibi aldım ve ısırdım.

Sonrada köfteyi bıçakla bölerek ağzıma attım.

-Ateş senin yemek yemeyi öğrenmen  lazım.

-Öğret o zaman güzelim.

-Bana güzelim deme.

-Neden güzel değil misin,  dedim yüzümü onun yüzüne yaklaştırarak.

-Güzelim ama  senin değilim, dedi.

Bende konuyageri döndüm.

-Neyse öğret bakalım bu koca köfteler nasıl yeniyormuş?

-Şimdi köfteler büyük olduğu için çatalın kenarıyla bölüyoruz, dedi ve böldü.

-Sonrada çatalla ağzımıza atıyozruz,  dedi ve attı.

Hırsızım Olur Musun?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin