Mushroom|22

3.5K 219 331
                                    


Scarlett

Hayat, fazlasıyla şaşırtıcıydı gözümde. Daima size 'yapmayacağım' dediğiniz şeyleri yaptırıyor, sonuçlarıyla baş başa bırakıyordu.

Direksiyonu oldukça sert bir biçimde hiç bilmediğim bir sokağa kırarken şaşırtıcı bir biçimde ağlamıyordum. Direksiyonu tutan ellerim terlemişti ama titremiyordu.

Radyoda özellikle Better Than Revenge açmıştım. Ama şarkının Taylor Swift'i değil öteki kızıydım.

She's not a saint and she's not what you think
She's an actress, whoa

Beynim 15 dakika önce olan olayı sürekli başa sarıp sarıp gözümün önüne koyduğu için arabayı durdurmak zorunda kaldım.

İşin garip yanı yaptığım şey için kötü hissetmiyordum.

Siktir, pişmanlık namına hiçbir şey hissetmiyordum. Bu beni kötü biri yapar mıydı?

***

''Seninle de samimiyiz. Bu bir şey yaşadığımız anlamına mı geliyor?''

Hani bir şeylerin söylenmemesi gerekiyordur ama siz yine de kafanızın dikine gidip söylenmemesi gereken şeyi söyler ve sonra saniyesinde bundan pişmanlık duyardınız ya, şu an tam olarak o anı yaşıyordum.

Lanet olsun, cidden bunu demiş miydim?

Bozuntuya verme, dediğinin arkasında duruyormuş gibi davran, sakın bozuntuya verme.

Kaşları çatıldı, ağzını açtı ama bakışları bir anda Thomas'ın onun adını seslenmesiyle benden arka tarafıma kaydı.

''Harry, sana bir teklifim var!''

Siktir oradan Thomas,

Teklifinin sırası mı şimdi?

Boynumda bir kol hissettiğimde o kolu gerçek anlamda parçalamak istedim.

Nasıl asla gelmemesi bir konuma damlamayı becermişti bu çocuk anlamıyordum ama Harry gittiği an onu bunu yaptığına pişman edecektim.

Ne konuştuğumuzdan haberi olmaması umrumda değildi.

Bana ne.

Harry gülümseyerek Thomas'a başını salladığında Thomas omzumdaki koluyla beni kendisine doğru çekti ve ''Eğer, kroketleri senin evinde pişirmemize izin verirsen kroket günümüzü senin evinde kutlayabiliriz.'' Dedi.

Kafamı duvarlara çarpmak istiyordum.

Ne yapmaya çalışıyordu bu çocuk?

''Elbette. Harika o zaman. Arkadaşım gelmek üzeredir.'' Harry eliyle kapıyı gösterdi. Suratında arsız bir gülümseme vardı.

''Çıkalım mı?''
Başımı salladım. Hala elimde olan deri ceketimi üzerime geçirirken Thomas da ''İnin siz ben üzerime kapşonlu giyip gelirim.'' Dedi.

Thomas'ın giyinmesini beklemedim.

Şu an baş düşmanımdı çünkü kendisi.

Harry, merdivenlerden inerken aynı Thomas gibi kolunu omzuma attığında sesimi çıkartmadım. Sonra kıkırdayarak saçımı öptüğünde kaşlarımı çattım.

''Thomas'ı sevdim.'' Dedi hala kıkırdarken.

Elimi kalbime koyup yapmacık bir gülümseme yaptım.

''Ah, sevmesen ben ne yapardım sevgilim?'' Ardından apartmanımın kapısını ittim. Arkama bile bakmadan arabasına yürüyordum.

Fakat saniyeler içinde bir şey oldu. Ben Harry'nin gelmediğini fark edip çatık kaşlarımla arkama baktım. Kapının önünde donakalmıştı. Önündeki kapının gerisin geri durduğu yere doğru kapandığını donup kaldığı için fark etmiyor, kapıyı tutmak adına hiçbir hamle yapmıyordu.

Bride Of The Wind|H.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin