On The Road 37

2.9K 190 111
                                    

          

Satır araları medyadaki şarkıdandır.

İyi okumalar.

Scarlett

Günümün düne düşmediği tek geceyarısıydı.

Gözlerimi kırpmadan tavana bakarken ardı ardına beynimde tekrarlanan cümleyi düşünüyordum. Gerçekten de yaşadığım günlerin düne düşmediği tek gün değişimi bu gündü. Harry'nin karnımda dinlenen başının varlığına inanamayışımdan gözümü tek bir saniye bile kırpmamıştım. Barışmamız, tekrar birlikte olmamız gözümde imkansız gibiydi.

Ben, bir kar küresini elimde sallarken düşürmüş ve kırmıştım. Bir daha sallayamayacağımı düşünerek toplamıştım cam kırıklarını. İçindeki tanecikler her yere saçılmıştı. Toparlanması imkansızdı.

Sonra Harry elinde yepyeni bir kar küresiyle çıkagelmişti. Eskisinden daha güzel, daha parlak bir kar küresiyle. Nasıl reddedebilirdim ki?

İlk aşık olduğumda 17 yaşındaydım. Çok seviyordum. Bu yüzden de çok ağlıyordum. Bir gün Tarih sınıfındayken onunla mesajlaşıyordum. Her şeyin battığını hissediyordum, sonumuz geliyordu ama göz yuma yuma bunu kabullenemezdim. Bu yüzden toparlamaya çalışıyordum. Gelecek felaketi ertelemeye. Yazdığım her şeye karşı  vermeyeceği tepkileri verip yazmayacağı kelimeleri yazıyordu. Her şey fazlasıyla garipti.

Sonra, neden böyle olduğunu sorduğumda, bana gelen mesaj tam olarak şöyleydi 'John'a iletirim Scarlett. Ben Merline.'

Siktir demiştim kendi kendime. Titriyordum ama ağlamayıp kıkırdamaya başlamıştım.

Siktir, biz çoktan bitmişiz.

O zaman tam o anda bir daha böyle hissedemeyeceğimi düşünmüştüm. Ya diyordum hep kendime ya bu sevgi tüm hayatım boyunca gördüğüm tek sevgi olursa? Ya ben bu toksik ilişkinin bende bıraktığı parçalar yüzünden bir daha kimseyi sevemezsem?

Ellerim yumuşak saçların arasında dolanırken geçmişteki beni düşündüm. Sahip olup olabileceği tek sevginin o iğrenç manüpülatif ilişki olacağını düşünen mutsuz benliğimi. Şimdi parmaklarımı saçları arasında dolandırdığım kişi tarafından iliklerime kadar hissettirilen sevginin tarifi olamazdı. Benzetmesi dahi yapılamazdı geçmişime.

Onsuz geçirdiğim aylarda asıl gerçek sevginin onun bana bahşettiği sevgi olduğunu anlamıştım. Canlıydı, diriydi, kalbime hükmedebiliyordu. Sadece o buna sahipti.

Odaya sızan ışık iyice güçlendiğinde bile uykusuz hissetmiyordum. Sadece paramore şarkıları açıp yatağımda zıplarken deli gibi söylemek istiyordum.

Kendimi o halde düşünüp kıkırdamaya başladığımda Harry'nin kıpırdandığını hissedip ne yaptığımı fark ederek hızlıca gülümsememi kestim. Onu uyandırmak istemiyordum. Tüm bu süreç içerisinde doğru düzgün uyuyamadığını tahmin edebilmekten de öte biliyordum. En azından ben sadece aşk acısı çektiğimden uyuyamıyordum. O ise sürekli farklı ülkelerde ve bilmediği otellerde uyumaya çalışmıştı tüm bu süreç boyunca.

Olduğum yerde kıpırdanmadan biraz doğrularak suratını inceledim. Göz altlarında önceden olmayan göz torbaları belirmişti. Suratı yorgunluğun izlerini taşır gibi çökmüştü. Her zaman uyuduğu gibi gözükmüyordu. Elimi yeni çıkmış sakallarının üzerinde gezdirdiğimde gülümsedim. Bunu hissetmeyi bile özlemiştim.

Ona gece çöktüğümüz yerden kalkmadan önce ne yapmak istediğini sorduğumda ''sadece sana sarılarak uyumak istiyorum.'' Demişti. O bu cümleyi dediği andan beri odamda aynı pozisyondaydık zaten. Hiçbir şey konuşmamıştık daha ki emindim konuşacak çok fazla şeyimiz vardı.

Bride Of The Wind|H.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin