Hayatımın Günü

104 0 0
                                    

~Narissa'nın Ağzından~

"Baba dış dünyaya çıkmak istemem o kadar garip olamaz bana bunu yapmamalısın."

Yıllardır Aura'yı dış dünyaya çıkmak için ikna etmeye çalışıyordum.Ve sonunda başarmıştım.Babama hep dışarı çıkabilir miyim diye sorardım.Ama hiçbir zaman gerçek olmamıştı.

"Sana yıllardır hayır diyorum beni DİNLEYECEKSİN!!"

Nayıııır dinlemeyeceğim diye cevaplamak istesem de yapmadım.Zaten anlamazdı.Hadi ama bunlar insanların yaptığı espriler.Ben mi?Hayır ben insan değilim.En azından o kategoriye girdiğimi sanmıyorum.

"Şimdi hemen mağarana gidiyorsun seni küçük-"

Gerisini duymamak için hızlıca kaçtım.Babamın kanlı bıçaklı olduğu birisi var ve o adamın kızının ismi de Aura.Kardeşim olmadığı için üzüldüğüm zamanlar babamla Aura'nın babası savaşıyordu.Aura'yı ilk gördüğüm andan itibaren beni tamamlayan birisi olduğunu anlamıştım.Ben onun kanatlarını kıskanırdım.Hayatımda gördüğüm en güzel ve göz alıcı siyah kanatları vardı.Ayrıca onun ayakları da vardı.Fakat her zamanki mütevaziliğini koruyup bu özelliklerini büyütmezdi Aura.Hatta benim kuyruğumu kıskanırdı.

Kayalıkların üstüne oturup insanları seyre daldım.Kararlıydım onların arasına karışacaktım.Aura'sız olmazdı ama.

"Narissa!"

Duyduğum bu güzel ve şiddetli ses bulutların arasından çıkıp gelen güzel melekten geliyordu.El salladıktan sonra insanları izlemeye döndüm.Arkamdan gelen kanat seslerini duyunca ona dönmeden konuştum.

"Artık gına geldi benimleysen en kısa zamanda kaçıyorum!"

"Tamam Risa sakinleş.Yıllardır buna çalıştığımızı sen de biliyorsun."

Gözlerimi devirdim.Yine bana Risa demişti.İnsanların birbirlerine seslenirken isimlerini kısalttıklarını okuduğumuzdan beri bana Risa diyordu.Ne?Evet okuduk.Aura sabahın köründe gazetelerin ve dergilerin dağıtıldığı zamanlarda farklı dergiler ve gazeteler çalardı.İnsan dünyasını öğrenmek başta zor gelse de okudukça bizden çok da farklı olmadıklarını anlamıştık.Meleklere ve denizkızlarına inanmadıklarını yok sayarsak tabi.

Biranda kocaman bir dalga gelip bizi sırılsıklam yaparken Aura'nın sinirli sesini duydum.

"TANRILAR AŞKINA NARISSA YİNE BABANLA KAVGA MI ETTİN?!"

Denizin dalgalı olmasının bedeni buymuş demek.Adama bak ya.Birazdan tsunami yaratırsa hiç şaşırmam.İnsanların bağırışlarını duyunca kafamı çevirdim.Herkes yukarı bakarak kaçışıyordu.Fırtına bulutları mı?Ah tabiki Aura'nın babası!

"Senin baban da çok sakin görünmüyor bence!"

Gökyüzü ve deniz savaşıyormuş gibi bir görüntü vardı.Bir yanlışlık vardı ama...Kanatlarını açıp kapayarak kurutmaya çalışan Aura ilk yukarı baktı.Sonra denize baktı.Bana döndüğündeyse yüzünden korku okunuyordu.

"Olamaz değil mi?"

Anlamamıştım.

"Ne demeye çalışıyorsun?"

"Daha savaşı yeni bitirdiler başka bir tanesine bu kadar çabuk başlamayacaklarını sen de biliyorsun."

İlk başta ne demeye çalıştığını düşündüm.Sonra ima ettiği şeyi anlayınca beynimden vurulmuşa döndüm.Hayır bizi görmüş olamazlarfı.Gökyüzünde oluşan hortum sahildeki tüm eşyaları süpürüyordu.

"Korkuyorum Aura."

Nedeni yavaş yavaş bize doğru gelen bir hortum ve denizde oluşmaya başlayan bir girdaptı.Mesaj gayet açıktı.Onca yıl sonra ilk defa bizi görmüşlerdi ve kaçmamızı istemiyorlardı.

Mavilerin KızlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin