Dalga'

2.5K 140 26
                                    

{İrem}
"Kafamın içinde ona söylenecek uçsuz bucaksız şeyler bulunduğunu hissediyordum, senelerce söylense bitmeyecek şeyler."
Beraber kitabı okumaya başlamıştık.Denizin ve ateş böceklerinin sesiyle,omzundaki huzurla aralıksız kitabı okumaya devam ediyordum.Mutluydum,huzurluydum,onunla beraberdim.Son sayfaya gelmiştik,birbirimizle uyum içinde okuyorduk.Kitap bittiğinde içime bir hüzün çöktü.Kafasını çevirip omzuna baktığında denize dalmış olan gözlerimi izlediğini farkettim.
U:'Neyin var?Uykun mu geldi?'
Kafamı hayır anlamında salladım.
İ:'Kavuşamadılar,adam başkasıyla evlendi.'dedim yüzüne bakarken.
U:'Sakın güzelim,kitap sadece.Bizimle alakası yok biliyorsun.'dedi saçlarımı okşayarak.
İ:'Bizimle alakası yoksa neden birimizi kitaptaki sözlerle ifade ettik o zaman?'
U:'Kitaptaki sözlerle ifade ettik,kitabın konusunu kendimize pay biçmedik.' dedi ciddi olup.Onu kızdırmak istemiyordum.
İ:'Haklısın.Ee şimdi ne yapıyoruz?' dedim omzundan kalkıp gülerek.
U:'Yarın repo,uçağımız var.Bence odaya çıkıp uyuyoruz.Ama önce sen şu omuzuma tekrar kafanı yaslıyorsun.'diyerek beni kendine çekti.Kafamı omzuna yaslayıp sım sıkı sarıldım.Kokusuyla huzura adımlar atıyordum.
{Ulaş}
Cem Belevi-Günaydın Sevgilim dinlerseniz daha güzel gider bölüm.
Uyandığımda karşımdaki hangi manzaraya şaşıracağımdan kararsızdım.Kumların üzerinde,kayalıkların arkasında,İrem bana sarılıyor,ve gözlerimin önünde masmavi gök yüzü.Kafamı kaldırıp denize baktığımda bu tarafta kimselerin olmadığını farkettim.Saçlarına bir öpücük kondurdum ve uyanışını izlemek için beklemeye başladım.Uçak öğlene doğruydu,o yüzden rahattım.Ona doğru döndüm ve bende oma sarıldım.Kafasını avucumun içine aldım ve yanaklarını okşamaya başladım.Uyandırmaya kıyamıyordum.Sadece bekliyordum.Sevgiliyle uyumak,onun uyanışını beklemek aslında sevişmeden de aşk yaşanılacağının kanıtı olan bir eylemdi belki de.
İ:'Günaydın.' dedi masum bir gülücükle.Gözlerini yeni yeni açabiliyordu.
U:'Günaydın sevgilim.'diyerek saçlarına tekrar bir öpücük kondurdum.
İ:'Sen benim uyanmamı mı bekledin?'
U:'Güneşin doğuşunu beklemek gibi senin uyanışını beklemek. Güneş nasıl ufuktan doğduğu zaman tüm yeryüzü bir anlama kavuşuyorsa sen de benim ufkumdan öyle doğ diye bekledim.' Gülümsedi ve dudaklarıma ufak bir buse kondurdu.Yavaşça kollarını bedenimden çekti ve ayağa kalktı.
İ:'Yiih,Osman Hoca!'diyerek kendini yere attı.
U:'N'apıyosun!Bi yerine bir şey olmadı değil mi?'
İ:'Olmadı olmadı,Osman Hoca orada ne yapacağız?'
U:'Ne yapalım,denize girmesini bekleyip arkadan kaçacağız.
İ:'E,ya girmezse?' diyerek kafasını kaşıdı.
U:'Adamın üzerinde deniz şortu,adam kumsalda,denize girmeyecekte ne yapacak?' dedim ve kolundan çekip yattığım yere gelmesini sağladım. 'Hem onun denize girmesini beklerken bende güzel sevgilimle bal dudaklı kahvaltı mı yapsam?' diyerek dudaklarına yaklaştım.
İ:'Ya Ulaş! Hiç sırası mı şimdi?'diyerek tekrar ayağa kalkmaya yeltendi ama durdurup kendim yattığım yerden doğruldum ve eğilerek kayalıkların arkasından bakmaya başladım.
U:'Giriyor,gel hadi!' dedim ve elini tuttum.
İ:'Arkasını dönmez değil mi?' dedi ve elimi bıraktı.Haklıydı,en azından açıklama yapma şansımızı da kaybetmememiz gerekiyordu.Derken Osman Hoca arkasını dönmeye yeltendi ve İrem kolumdan tutup denize girdi.
U:'Kızım n'apıyosun?'
İ:'Arkanı dönme sakın,kafan yüzümün gözükmesini engelliyor göremez dedi ve biraz daha derine gitmeye başladı.Takip etmek zorundaydım.Neyse ki ayakkabılarımız ve çantalar kayalıkların oradaydı.
U:'Sırılsıklam olacağız..'
İ:'Ulaş riv riv etma! Karadeniz'e gelmişiz kaç aydır ilk defa giriyoruz denize ne güzel işte.'
U:'Bak sen,istediğin denize girmek olsun.Ben bulurdum efsane bir yol.'
İ:'Bak yine aklından kim bilir ne pislik geçiy-' dedi ve gelen dalga sayesinde su yuttu.
U:'Sen bana riv riv etma demiştin değil mi?' diyerek güldüm.Ve gülerken bende su yuttuğum için öksürmeye başladım.Sesten dolayı dikkat çekmiştik sanırım.
İ:'Osman Hoca bakıyor!' diyerek dudaklarıma yapıştı.Fırsattan istifade ederek bende karşılık vermeye başladım.Ayaklarımız azda olsa kuma değiyordu.Belinden tutup kendime çektim ve öpmeye devam ettim.
O:'Gençler işte.Kıyafetle denize girmeler,sarmaş dolaş hareketler..' dediğini duydum ve hafif sırıttım.
İ:'Gülme!'dedi ve çeneme vurup oda güldü.Sola doğru gözüm kaydığında bir dalganın bize doğru geldiğini gördüm.
U:'Asıl sen gülme!' dedim ve nefes alıp dudaklarına yeniden yapışıp suyun içine dalmamızı sağladım.Üç saniyenin ardından dalganın geçmiş olduğunu umdum ve geri çıktık.
İ:'Şimdi nasıl gideceğiz?'
U:'Çıkmasını bekleyeceğiz.Benim için hava hoş.'diyip tekrar güldüm.
İ:'Hoşuna gitti bakıyorum da.Kasap et derdinde koyun can derdinde!'
U:'Ee,beni buraya sokmadan önce düşünecektin.'
{İrem}
Sonunda Osman Hoca bizi görmeden kurtulup odalarımıza duş alıp çantalarımızı hazırlamak üzere dağılmıştık.Duşa girip çıktım ve makinadan kendime bir kahve doldurdum.Ufak bir çanta hazırlamaya başladım ve bir yandan modelliğini yaptığım LC Waikiki dergisine bakarak kahvemi içmeye devam ettim.Dalmışım ki kapı çaldığında aniden elimdeki bardağı yere düşürüp kırdım.Ulaş olduğunu tahmin etmiştim ama üzerimde bornoz vardı.Açmamak için plan ararken bir ses geldi.
Ö:'İrem!Ne oldu kuzum iyi misin?'
Kapıyı açmaya gittim ve kapının arkasına saklanarak açtım.
İ:'Ay sen mi geldin Öykü?Gel içeri.'diyerek derin bir oh çektim.
Ö:'Ben geldim ben geldim de,havaalanına gideceğiz sen hala bornozlasın.Hazırlan çabuk bakayım.' dedi.Haklıydı.Banyoya girip hemen üzerimi değiştirdim ve tekrar yanına gittim.
İ:'Ne kadar vaktimiz var?'
Ö:'10 dakika sonra aşağıda olmamız gerekiyor.'
Kafamı tamam anlamında sallayıp saçlarımı kurutmaya başladım.Yukarıdan at kuyruğu yapıp şapka geçirdim.Hafif rimel sürüp Ulaş'ın entelektüelliğinden özenip aldığım gözlüğümü taktım.
İ:'Hazırım!' dedim ve ayağa kalkıp çantamı aldığımda Öykü çoktan ayağa kalmış asansöre doğru gidiyordu.Hemen peşinden gittim ve asansöre bindim.Kapı tam kapanırken bir el sayesinde tekrardan geri açıldı.
U:'Ama sen beni hep unutuyorsun.' diyerek içeri girdi ve güldü. 'Naber Öykü?'
İ:'İyiyim ben,ama sizi daha iyi gördüm sanki.' dedi ve kaşlarını kaldırarak ima yaptı.Zaten her şeyi biliyordu ama amacı beni utandırmaktı.Ve bunu başardı.Kafamı öne eğip ellerimle oynamaya başladım.
U:'Utandırma benim sevgilimi.' dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu.Öykü sırıtmaya başladı.Asansör kapısı açıldı ve hemen arabalara doğru gittik.Sinan abi arabayı kullanıyor,yanında Emre yönetmen(bu kız ondan da engel yedi kumdan kale seni gidi) arkada da ben,Ulaş,Öykü abla oturuyorduk.Emre yönetmenin bilmesini istemiyorduk.İşler işte o zaman da sarpa sarardı.Sinan abi bir radyoyu açtı ve şarkının sesini yükseltti.Emre yönetmen yollara dalmış izliyordu.Öykü abla desen çekirdeğini alıp dizi karşısına geçen teyzeler gibi bizi izliyordu.Ben Ulaş'a mesafeli durmaya çalışıyordum.Ulaşta nasıl yanaşsam diye bakıyordu.Emre yönetmen olmasa bilirdim ben ona yapacağımı.Derken saçlarımla oynamaya başladı ve boynumdan öptü.
Ö:'Uyyy,yandi buralar yandiii.'
E:'Bir şey mi dedin Öykü?'
Ö:'Manzara diyorum ne güzel.'
E:'Yaa,evet.'
Ulaş ve Öykü karşılıklı gülmeye başlamışlardı.Aynadan bize bakan Sinan abide çaktırmadan sırıtıyordu.
Havaalanına vardık ve işlemleri tamamlayıp uçağa bindik.Çantalarımızı yerleştirirken Ulaş'ın telefonu çaldı ve konuşmaya başladı.O sırada Sinan abi bana döndü.
S:'Sen utanikli gelin olmaya başlamışsın baksana.' dedi ve sırıttı.
İ:'Abi ya!'dedim ve güldüm.Bir yandan kulağı bizde olan Ulaş,telefonda konuştuğu kişiye çaktırmadan bize sırıtıyordu.Telefonu kapattı ve çantasını yerine koydu.Koltuğu gösterdi.
U:'Gelinler önden..'

Yasak Aşk || ULREM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin