{3}

14 1 0
                                    

Yani bu demek oluyordu ki tek kurban David değildi.
☆☆
Duydukları sesten şok olan olanaydı.
Bir daha kimin cani yanacakti bilinmiyordu.
Herkes sanki 2. Kurban kendisi olacakmis gibi davranıyordu.
Kimse kendinde değildi.
Hele Herkül artik gördüğü şeylerden dolayı kafayi yemişti. Sanki varlıklar onunla uğraşıyor gibiydi.
☆☆
Zaman su gibi akıp geçmişti. Aksam olmuştu. Dolayısıyla herkesin karnı acıkmış guruldamaya başlamıştı.
O lanet Pırasa Kafalı Edebiyat hocası ise karın guruldamalarina icinden geldiğince gülüyor bir yandan da:
-Merak etmeyin yemekler pişiyor.
Diyordu. Aohh gercekten sinir bozucu .
En sonunda kapıdan içeri fizik hocası girdi ve:
-Yemekler hazır. Yemekhaneye insin herkes.

Sira sıra herkes yemekhaneye inmeye başlamıştı.
Kimse kavga etmeden masalardaki yerini aldi. Önüne koyulan yemekleri hunharca yemeye başladı.
Bazilari o kadar hızlı yiyordu ki yanaklari löpçük löpçük olmuştu.
☆☆
Bir kac dakika icinde herkes yemeğini yiyip, hapis olduklari sinifa cikmaya başladı.
Daha sonra herkes oraya girdiğinde iceriye idareci girdi ve:
-Alin bunlar var olan uykunuzu yok edecek. Ama bunu uykunuz gelince atin.
Herkes bu durumu kafasiyla onaylamıştı.
☆☆
Aradan tam 1 saat geçmişti. Nedense
Bir an herkesin karnı şiddetli bir sekilde ağrımaya başlamıştı.
Adrian karninin ağrısından yere yatmış hem inliyor hem de ağlıyordu.
Kevin ne yapacağını bilememiş ordan oraya gidiyor karnını ovaliyor yerinde durmuyordu.
Kisacasi Herkes karninin ağrısı gidermeye çalışıyordu.
Bu part sürerken bir ses daha duyuldu:
-Yemekler yaramış olmalı. Herkes kıvranıyor bakıyorumda. Ahh kuzularım sabredin geçecek.
Hmm aslında yediğiniz yemeklerin içinde müshil vardı. Ahhh neyse biraz acı cekin!!

Herkes bir ağızdan:
-MÜSHİL mi?
Diye bağırdı ve bir kahkaha duyuldu.
Ne kadar acımasız olmuşlardı yemeğin icine müshil koymak nedir?
Bunlar neyin kafasini yaşıyordu acaba?
☆☆
Herkes sıra sıra WCye girmeye başladı.
Biri çıkıyor,ardindan biri giriyordu.
En sonunda şu WC işi bitmişti. Saat gecenin üçüydü. Herkes verilen hapları atmış bu sayede gelen uykulari geri gitmişti.
Bu sefer iceriye yine idareci girdi ve Alex'i alıp gitti.
Alex'i 2. Görev icin o şeytani şeyin yanina götürüyordu.
Onun tepkisini merak ediyordu acaba ne yapacaktı.?
☆☆
Saniyeler sonra gizli odaya geldiler. Alex iceri girdi.
Kapinin kitlendigini duydu fakat bakma gereğinde bulunmadi. Karşısindaki seyi gördüğünde tepkisiz bir şekilde:
-Ne istiyorsun?
Dedi.
O şeytani sey biraz şaşırmıştı ve ne istediğini söylemeye basladi:
-Aohh Alex benden korkmadigin icin seni takdir ediyorum. Istediğim sey seni ve arkadaşlarını 2. Dereceden kurtarmış olacak. Istedigim seye gelirsek arkadaşların arasında kendini en zeki sanan kişiyi bak zeki sanan kisiyi elektrik şoku vereceksin ki biraz aklı basina gelsin. Tamam mi Alex sana güveniyorum hadi bakalım simdi git.
Alex:
-Peki seni pis suratsız.
Arkasini döndü,kapi açıldı ve Alex sınıfın yolunu tutmaya basladi.
☆☆
Alex sınıfa girdi. Hic bir sey söylemeden aradığı kisiye bakmaya başladı. Aradığı kisi Andrew'di. Bir köşeye geçmiş aval aval bakınıyordu.
Alex Andrew'in yanina gitti. Kolundan tutup onu labaratuvara götürdü. Bir sandelyeye oturttu. Andrew ne yapacağını anlamisti ve:
-Sıra bende dimi?
Alex:
-Maalesef Andrew beni bağışla bunu ben istemiyorum. Ve yapmak zorundayım.
Konuşması bittigi anda Andrew'e tam olarak 5 dakika elektrik şoku verdi.
Andrew şoktan sonra az da olsa kendini toparlamıştı.
Daha sonra Alex'in koluna girdi ve sınıfa gittiler .
☆☆
Onlar koridorda yürürken kafalarına duvarlarin tozları düşüyor ve ayricada garip gülme sesleri geliyordu. Bir pencere açılıp kapandı, Yürüdükleri yer sallamaya başladı.
Ama onlar hic bozuntuya vermeden yollarina devam ettiler.
Sinifa girdiler. Andrew oturdugu köşeye gitti ve yerini aldi. Henüz elektriğin etkisinden çıkamamişti.
Ama direnmeye çalışıyordu.
☆☆
Millet cok sakindi. Ta ki o gülme sesleri yeniden duyulana dek..
Sesler bu sefer o kadar korkutucu geliyordu ki herkes yerinde zor duruyordu.:

-Öleceksinizz..!  Buradan kurtuluş yokk..!  Hahahahh..! Caninizi kendi ellerinizle teslim edeceksiniz...!! Nihahaha..!!

Bu sondaki ses sanki bir cadi gülüşü gibi çıkmıştı. Herkes o telaşin icinde az da olsa gülebilmişti.
Ama o seslerden sonra sözde  açılamaması icin yapıştırılan pencereler açılıp kapanmaya,kapılar ise çarpılmaya başlamıştı.

Bu sırada Herkül garip bi şekilde bağırarak bayıldı.
Toprak,Alex,Berke hemen Herkül'ün yanina gittiler. Hic iyi görünmüyordu. Ayrica burnu kanıyor agzindan köpük geliyordu. Bu durum onu  gerçekten acayip şekilde etkilemişti.
Toprak dilini yutacagini gördü ve elini hemen Herkül'ün agzina soktu. Dilini tuttu ve onu cekti. Eger dili çekmeseydi Herkül nefessizlikten ölebilir ve buradan kurtuluş hic ama hic  olmayabilirdi.

Yani açıkçası eger bu 4 kişiden biri ölürse veya cinsel bölgelerine zarar gelirse okuldan çıkmak tamamen imkansiz olacaktı.
Bu yüzden herkes dikkatli olmalıydı.

☆~☆~☆~☆~☆~☆~☆~☆~☆

Selam canlarım. Kitabin 3. Bölümünü yazdim. Umarim beğenirsiniz. Biraz bozdum gibi ama yine de siz bilirsiniz. Yorumlarda belirtmeyi unutmayınız lütfen.
Birde Vote atmayi unutmayin.
Teşekkürler.♡☆

REKABETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin