5🍃

456 80 10
                                    

"Elena, şu oyunu oynamayı bırakır mısın? Sesi çok rahatsız ediyor." 

"Olmaz. Rekoru kırmak üzereyim."

"Sen ne ara oyun oynamaya başladın?"

"Oynuyorum işte. Neden-" Sol gözüm seğirdi. "Caroline, mutlu musun? REKORU KIRAMADIM!"

"Ne bağırıyorsun? Bir daha oynarsın kırarsın rekorunu canım!"

"Öyle değil. Damon ile iddialaştık. Belirlediğimiz rekora gelmem gerekiyordu." Bunu duyan Anna beş kişi sıkıştığımız yatakta kızların üstünden atlayıp dibime girdi.

"Sen Damon ile konuştun mu? Birlikte aynı oyunu mu oynuyorsunuz? AYNI TİŞÖRTLERİ DE GİYMEYE BAŞLARSINIZ SİZ ŞİMDİ!"

"Anna, onunla birbirimize ısınma aşamasındayız. Aynı tişört ne ya? Ben o kadar düşmem."

"Biz buna flört diyoruz hayatım. Sana gruplarının kazağından verir olur biter."

"Ben o iğrenç kazağı giymem."

"O kazaklar gayet rahat bir kere."

Hepimiz Caroline'a döndük.

"Ne var? Klaus'tan bir tane almıştım. Üstelik sadece evde giyiyorum ben onu. Bana öyle dik dik bakmayı kesin."

Camille'ye oje süren Bonnie bize döndü.

"Ergen kız muhabbetlerinizden sıkıldım. Elena, çocuktan hoşlanıyorsun işte. Neden inkar edip duruyorsun?"

"İŞTE BENİM KIZIM!" Anna Bonnie'yle beşlik çaktı.

"Birbirinizi destekleme kararı mı aldınız? Üstelik ben hiçbir şey inkar etmiyorum. Tamam, Damon çok yakışıklı ve ondan biraz hoşlanıyor olabilirim. Ama,"

Bir anda gözleri parlayan Anna'ya parmağımı salladım. "Bu ona aşık olacağım anlamına gelmiyor."

"Ne demek o ya?"

"Şu demek; Damon bir Damon işte ve ben onun kalbimi kırmasını istemiyorum. Sence benimle sevgili olursa kimseyle yatmayacak mı?"

"Yani, o kadar şerefsiz olamaz."

"Olur. Hakkında konuştuğumuz kişi sevgililerini aldatmakla ünlü olan Damon Salvatore. Onunla flört ediyorum ama gelecek hakkında kesin bir şey söyleyemem."

"Flört ettiğini kabul etti!"

"O kadar söylediğim şeyden bunu mu çıkardın?"

"Ne istersem onu anlarım! Ay çok mutlu oldum!" Anna bana sarılınca gülüştük.

Caroline bana bakıp dudağını büzdü.

Düşündüğüm şeyleri biliyordu ve bu canını sıkıyordu.

Ama ben buydum.

XXXX XXXXX

Öğle arasında kızlar kantinde bir şeyler yerken ben bahçede oturmayı tercih etmiştim. Hava hafif rüzgarlıydı ve bahçede çok az insan vardı. Yarım kalan kitabımı bitirmenin tam vaktiydi. Kulaklığımı takıp kitabımı okumaya dalmışken biri beni omzumdan sarstı.

Kulaklığımı çıkartıp beni sarsanın kim olduğuna baktım. Her zamanki sırıtışıyla bana bakıyordu.

Gülümsedim. "Otursana."

Yanıma oturup okuduğum kitaba baktı. "Hangi kitabı okuyorsun?"

"Yüreğinin Götürdüğü Yere Git. Sen okudun mu?"

"En son ne zaman kitap okuduğumu hatırlamıyorum desem?"

"Ben de kötü olmuş derim."

"Ama bu kitabı biliyorum. Sen de mi yüreğinin götürdüğü yere gideceksin?" Kitabı çantama attım.

"Bilmem. Onu zaman gösterecek."

"Belki birlikte gideriz Gilbert."

"Onu da zaman gösterecek Salvatore."

"Belirsizliği seviyorsun."

"Kadere inanıyorum diyelim. Gelecekten konuşmayı pek sevmiyorum."

"Beni hem korkutuyorsun hem de etkiliyorsun. Tuhaf." Elimi bankın ucunu tutan elinin üstüne koydum.

"Üç senedir seni öldürmediysem benden korkmana gerek yok."

"Etkilenmeme gerek var yani?"

Ellerimi iki yana açtım.

"Ona da sen karar ver."

• • • • • • • • • • • • • •

Tüm karakterlere sinir olmama ne demeli PQKĞXIŞWĞLWÜDÖQD

don't say // delenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin