GECE GÜNDÜZ

Bölüm-3

Yeni gelen öğrenciye de ders verdikte sonra herkese kısa bir şekilde veda edip eve geldim.

Yeni gelen öğrenci beklediğim gibi yavşak çıkmamıştı doğrusu. Kibar çocuk.

Hemen hızlıca duşa girip, üzerimi giyinmeye başladım. Siyah parlak mini bir elbise giydikten sonra altıma siyah topuklu ayakkabılarımı giydim. Makyajımı da yaptıktan sonra hazırdım.

Ali bir adresi mesaj atmıştı, oraya gidecektim. Merak duygum geçen her saniye artarken, çoktan attığı adrese varmıştım. Arabadan indim ve anahtarı geçen gece mallarla ilgilenmesini söylediğim çocuğa verdim.

Geri bir kaç adım attıktan sonra, "Senin adın neydi ?"

"Ozan, abla."

"Ha, tamam Ozan."

Diyerek omzunu sıvazlayıp mekana doğru yürümeye başlamıştım. Beklediğimden daha sessiz, deniz kenarında bir lokantaydı.

Ali ile en son böyle bir yerde takılmayalı 4 yıl olmuştu. En son Tayfun'la ayrıldığımızda beni böyle bir yere getirmişti. Ama şimdi neden ?

Merak duygum yine her saniye arttıkça yanına gidip öptükten sonra hemen karşısına oturdum. İyi bir kuzendi. Küçükken beraber büyümüştük. Babam vefaat ettikten sonra annem beni terk etmişti. Bana amcamlar bakmıştı, yani Ali'nin ailesi.

Bana her zaman iyi davranmışlardı. Ali'den gram ayırmamışlardı beni. Kendi kızları gibi sevip sayıp kollamışlardı. Ali de öyle. Öz abim gibi beni her zaman korumuştu. Üzmemişti hiç. Ne istesem yapardı. Üzüldüğüm zamanlar bile benim sevdiğim şeyleri yapardı bana hediyeler alırdı, beni hep mutlu ederdi.

Ben dalmış düşünürken "Ceyda, seni her zaman bu yaşıma kadar korudum, kolladım. Sen bana amcamın emanetiydin, seni hep mutlu etmeye çalıştım. Sevdim saydım, kendi kardeşim gibi gördüm. Bu her zaman böyle devam edecek zaten." dediğinde gözlerim dolmuştu.

"Bu zamana kadar sana hiç karışmadım. Giydiğine, yediğine içtiğine, etrafında ki insanlara, erkek arkadaşlarına... Dün dediğini yaptım. Kadını temizledik."

"Teşekkürler." dediğimde, bana sert bir bakış attı.

"Hiç bir insana zarar verme. Duygusal da olsa fiziksel de olsa hiç bir insana hiç bir zaman zarar verme. Bu zamana kadar sana karışmadım. Ama beni biraz sevip sayıyorsan, lafımı dinle."

"Dediğini anlıyorum abi, ben zaten bu zamana kadar kimseye zarar vermemeye çalıştım ama canım çok yanıyor." dediğimde çoktan ağlamaya başlamıştım. Beni bu dünyada ağlatan 2 şey vardı biri babam, diğeri Tayfun'du.

"Bak, ne kadar sevdiğini biliyorum ama 4 yıl geçti Ceyda. Koca 4 yıl abim. Unut artık şu şerefsizi. Gençsin, güzelsin, sağlığın gayet iyi. Sana erkek mi yok amına koyayım ? Evet zor, ben de çok sevdim biliyorsun ama ne yaptı? Beni de göt gibi bıraktı."

Ali Serap'ı çok sevmişti. Hatta onun için neredeyse ölüyordu. Bir gün abim Serap'ı bizim eski adamlardan Caner'in altında yakalayınca olanlar olmuştu işte.

"Ceyda, artık 24 yaşındasın. Bir yetişkinsin, alman gereken sorumluluklar, yeni insanlar var. Senin yaşıtlarının bebeleri var la ." dediğinde gülmüştüm. Haklıydı.

"Doğru diyorsun abi. Ama ben evde kaldım sanırım."

"Siktir la, sen mi kaldın ? Ha bu arada Demir'in sana olan bakışlarını gördüm, çocuk seviyo içten içe seni."

Şaşırmıştım. Cidden öyle miydi dışarıdan bakılınca ?

"Yakışıyonuz da haa. Hem koca koca kasları var. Sağlam çocuk. Seni koruyup kollar adam gibi adam erkek gibi erkek duruyo çocuk. Bir düşün derim."

"Ama abi, benim bu pis tarafımı görürse benden nefret eder ki. Çocuk sigara içmemden rahatsız oluyor."

Dediğim de Ali'nin yüzü düşmüştü. Çaktırmamaya çalışarak yeniden gülümsedi.

Ordan burdan sohbet muhabbet ettikten sonra bizim mekanlara gittik. Kontrol ettikten sonra Ali depoya gitti ben de kulüpte oturdum. Aliyle uzun zamandır böyle oturup konuşmamıştık.İyi gelmişti. Dediklerin de sonuna kadar haklıydı. Ne yapacaktım ? Tayfun un altına aldığı bütün kadınları öldürecek miydim ? Öldürsem ne olacaktı ki? Beni sevmedikten sonra.

Ben böyle oturmuş düşünürken, Celal soluk soluğa yanıma geldi.

"Hayırdır olum ? Nefes al bi."

"Abla, Ayfer karısı yaptı yine yapıcağını." dediği an, başımdan kaynar sular dökülmüştü.

"Bu sefer söktüm ciğerini Ayfer ! "