Medyayı öylesine koydum:)
Sonunda eve gelmiştik. Cidden çok yoruldum. Eve gittiğimde ilk hayal kırıklığımı yaşadım. Evdeki eşyalar tamamen yerleşmemişti. Ben içimden söylenirken annemin bana seslendiğini sonradan duydum. Efendim demek yerine direk yanına gitmeye başladıöim. Çünkü bilirsiniz ya anneniz size seslenir siz efendim dersiniz cevap gelmez ve bir süre sonra tekrar sizi çağırır.
Klasik.
Yanına gittiğimde odasındaki birkaç kutudan süs eşyalarını çıkarıp raflara diziyodu.
'Efendim anne'
'Mina bir tek senin ondan hazır deil. Bu günlük salonda yat.'
'Farkettim. Ama ben salonda yatmak istemiyorum. Yarın okulun ilk günü!'
'Mina! Bi günlük idare Ersen ölür müsün?! Zaten bir sürü iş var başımda yarına hazır olur odan!'
'Of anne off!'
Sinirle odadan çıktım ama annem hala arkamdan ' anneye oflanmaz!' diye bağırıyodu. Aishh cidden sinirlendim. Bir an önce yarın olup okuluna gitmek istiyordum. Salona gittim ve sadece ince bir pikeyle yattım.
Perdeyi kapatmadığım için aralardan sızan güneş ışınlarıya uyandım tam küfür edecekken okul aklıma geldi ve koşarak dün akşam zar zor bulduğum tuvalete gittim. Aynanın karşısına geçtim ve kendime baktım. Sakinleşmem gerekti çünkü hala atarlıydım. Okulun ilk günü bed girl olmak istemem. Daha sonra rutin işlerimi halledip bavulumu açtım. Buraya yeni geldiğimiz için daha okul forması almamıştım. Okul formalı mı onuda bilmiyorum. Bi dakika, eee bu okul nerde onu da bilmiyorum. Ben ne yapcam diye düşünürken telefonumu elime aldım ve okulun adını yazdım. Okulun yerini öğrenince telefonu kapattım ve kendime güzel bi kombin yaptım.
Saçlarımı açık bıraktım ve hafif bi makyaj yaptım. Artık hazırdım. Telefonumuda alıp dışarı çıktım. Saate baktığımda 30 dk vardı. Kahvaltı için sadece 10 dakika kalmıştı. Hemen telefonumdan navigasyonu açtım ve yola çıktım.
Okulu gördüğümde ufak çaplı bi sevinç yaşadım ve etrafına bakınmaya başladım. Karşıda bi kafe vardı ama çok kalabalıktı. Muhtemelen okulun öğrencileri hep oraya gidiyodu. Ben de arkadaş bulurum fikriyle hızlı adımlarla ilerlemeye başladım.
Kafeye geldiğimde kasaya doğru ilerleyen kısa sıraya girdim ve sıramın gelmesini bekledim. Sıra bana geldiğinde kahvaltılık bir şeyler aldım ve oturacak yer aramaya başladım. Tam umudu kesip dışarı çıkacakken birinin seslendiğini duydum.
Kafamı çevirdiğimde biri bana el sallıyordu. Yaniii bana mı sallıyordu. Arkamı döndüp baktım kimse yoktu herkes oturuyordu. Tekrar o oğlana dönüp kendimi gösterirken dudaklarımla 'ben mi?' dedim.
'Evet, sen. (Güler) Eğer istersen buraya oturabilirsin burası boş.'
Yanındaki sandalyeyi gösteriyodu. Şimdi doğru konuşalım oğlan taş gibiydi. Ama masada bi tane daha kız vardı. Ve ben de kıza güvenerek oturdum. Yoksa ben hiç yakışıklı erkek diye hemen oturur muyum hiçç..
'Oh, teşekkür ederim.'
'Sorun değil. Bu arada ben Jun Liu.
'Ben de minyoung'
'Memnun oldum. Ee bu okulda mı okuyosunuz?'
Minyoung: evet. Jun Liu ile ben çocukluktan beri arkadaşız. Küçüklükten beri hiç ayrılmadık.
'Anladım.'
Bu şekilde klasik tanışma konuşmaları yaparak tanıştık. Saate baktığımızda ilk dersin başlamasına az kalmıştı ve hızlı adımlarla okula gittik.
Okula gittiğimizde minyoung ile ben müdürün odasına gittik ve benim sınıfımı öğrendik. B şubesindeydim. Müdürün odasından çıktığımda minyoung hangi şubede olduğumu sordu ben de söyledim. Neyse ki aynı şubedeydik. Tanıdığım birileri vardı.
Sınıfa girdiğimde herkes bana bakmaya başladı. Ya yeni olduğum için yada güzel olduğum için olabilirdi. (Evet kızımız egolu zkzks ama çok değil.)
Minyoung hemen sırasına geçti. Çünkümöğretmen gelmişti. Hoca kitapları masasına bırakıp bana baktı.
'Sen yenisin galiba.'
'Evet'
'Tanıt kendini.'
Sınıfa döndüğümde erkekler oooo lamaya başladı. Bütün sınıf bana merakla bakıyordu. Avuç içlerim terlemeye başlamıştı, evet ben şu an acayip heyecanlıydım.
'Meraba, ben Minamyoung. Türkiyeden geldim. İyi geçinelim.'
Herkes bana bakarken boş bir yer aramaya başladım tabi hemen minyoung gilin o tarafa baktım. Onların arkasında oturan bi çocuğun yanı boştu oraya doğru ilerlemeye başladım. Tabi aynı zamanda sınıfa bakıyodum. Herkes bana bakarken benim oturduğum sıranın bir kaç arkasında oturan bi çocuk bana bakmıyodu. Sınıfın camından bakıyordu. Gerçekten hiç mi merak etmiyor.
Sırama oturduğum zaman yanımdaki oğlana selam verdim ismi Tae'ymiş .
611 kelime biliyorum geç geldi okunmuyo da zaten ama yinede attım. Geç gelmesinin sebebi aklımda çoksel planlar var.
~Yağmur~

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD BOY || JJK
FanficBu benim ilk hikayem umarım beğenirsiniz:) -mutlu yada üzgün? -üzgün -Tamam, ama seni uyarıyorum. Kalbini kırarım. -zaten kırık