0.6

1.1K 50 20
                                    



Yorum ve oy istiyoruumm.

Lanet olsun Sung!

Bunu Sung'un yaptığından adım kadar emindim. Onu soyunma odasından çıktığını gördüm ve geldiğimden beri beni öldürecekmiş gibiydi. Bunu neden yaptığını düşündüm biraz. Jungkook yüzünden miydi? Alsın jungkook onun olsun ben istemem.

Müdüre ne kadar benim yapmadığımı söylesemde kanıt istedi. Bende de kanıt olmadığı için başımı öne eğerek odadan çıktım. Şu hayatta en katlanamadığım şey halsızlıktı. Bu sefer baya sinirlenmiştim. Jungkook tan da Sung'tan da bunun acısını fena çıkaracaktım.

Müdürün odasından çıktığımızda jungkook kolumu tuttu. İçimden bir nefes verdim ve sakin olmaya çalışarak ona doğru döndüm. Muhtemelen benim yapıp yapmadığımı soracaktı. Ona döndüm ve yüzüme alaycı bir gülümseme takındım.

'Mina, hadi çaldığın eşyaları geri ver. İş uzamasın.'

İşte o an dünya durdu. Beni suçluyordu. Hemde hiç -sen mi yaptın?- diye sormadan. Öfke kat sayım gittikçe yükseliyordu. Ama ben bunu kavga ederek değil. Kendi taktiklerimle halledecektim.

O an benden bağımsız olan ellerin bir anda jungkooku sert bi şekilde ittirdi ve bir anda arkamı dönerek koşmaya başladım. Ağlamıyordum ama içimde bir burukluk vardı.

Hayal kırıklığı? Bilmiyorum. Bu duyguyu en son 8 yıl önce yaşamıştım. İsimlendiremiyorum. Her şey karışık..

Son derse kadar jungkookun bi daha yüzüne bakmadım. Sadece sunga odaklanmıştım. Düşünüyordum. Acaba nası intikam alsam diye.

Son derse girdik ve hoca bizi serbest bıraktı. Ve en sendiğim yazarlardan biri olan m.rise'nin kitabını okumaya başladım:
'Bu kalbe benden başkası girerse, ben o kalbi sökerim.'
Bir anda değişik tavırlar sergilemeye başladım. Kendi de değildim sanki, söz çok hoşuma gitmişti. Ahh cidden bu kitaba bayılıyorum.

Ben kitaba dalıp gitmişken sol tarafımdan bir dirsek atılmasıyla rahatsızlıkla kıpırdandım. Evet bu Tae den başkası değildi. Bu zamanlar onunla aram açılmış gibiydi. Ona pek fazla vakit ayırmıyordum. Tae den tarafa döndüm ve sorar bakışlarımı ona yönelttim. Sanırım konuşmaya eriniyordum.

Hayal kırıklığı bakışlarını gördüğümde bir anda önündeki kitaba odaklandı. Moralinin bozulduğunu anlamıştım. Ve bir anda içimden gelen bir hareketle onu delicesine gıdıklamaya başladım.

Bir anda kahkaha atmaya başladı. Kimse bize bakmıyordu çünkü hem hoca serbest bırakmıştı hem de uyuyordu. Bu yüzden sınıf çok gürültülüydü.

Tae hala haykırırken ben de hala delicesine gıdıklıyordum. Sanırım hoşuma girmişti. Onu güldürmek beni de mutlu ediyordu. Bir süre sonra Yoruldum ve gıdıklamayı bıraktım. Sanırım o da gülmekten yorulmuştu.

Gıdıklamadığım halde ikimizinde yüzünde hala samimi bi gülüş vardı. Zil çalınca zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Şu an tae den ayrılmak istemiyordum. Bu yüzden hemen bi bahane bulmam gerekti.

'Hey, tae. Sahile gidelim mi?'

Müsait misin diye sormadım. Çünkü söz konusu bensem müsait olmak zorundaydı. Bir süre düşünür gibi yapıp onaylar şekilde başını salladı. Bir plan yaptık. Evlerimize gidip bana konum atacağı kafede buluşacaktık.

Hemen eve gittim ve uygunundan bi kombin yaptım. Hava sıcaktı bende buna uygun giyindim.

Yanıma biraz para aldıktan sonra dışarı çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yanıma biraz para aldıktan sonra dışarı çıktım. Tae yi arayıp konum atmasını söyledim. Zaten varmak üzereymiş. Konumu attığında sahile yakın olduğunu gördüm ve yürüyerek varabileceğim kararına vardım. Kulaklığımı takıp hareketli bir şeyler açtım. Don't wanna cry. Bu aralar favori şarkım.

Yolda giderken gördüğüm insanları bir daha zaten görmeyeceğimi düşünerek dans ederek kafeye doğru gittim. Geldiğimde tae cam kenarındaki masaların birinde oturuyordu. Bu kafeye ilk defa gelmiştim. Sahnesi vardı. Sanırım canlı müzikte oluyordu. Buraya bir daha kesinlikle geleceğimi aklımın bir köşesine not ederek tae'nin yanına ilerledim.

Biraz konulup sohbet ettik. Daha sonra kafeden çıkmaya karar verdik. Dışarı çıkar çıkmaz bir dondurmacı gördüm ve hemen taenin önüne atladım.

'Hadi dondurma yiyelimm.'

Bana deliymişim gibi baktıktan sonra samimi gülüş sergileyerek yüzünü kare haline getirdi. Evet, gülünce yüzü kare oluyor.

Kakaolu dondurmamı yerken tae yle sohbetimiz kesilmişti. Bugün o kadar çok konuşmuştuk ki konuşacak konumuz kalmamıştı.

Sıkıntıdan etrafı izlerken bir anda dona kaldım. O... karşımdaydı. 8 yıl sonra? Kore de? Hayır bu olmamalıydı. Olamazdı. Bugün bunu yaşamaya hazır değildim. Onunla, çocukluk aşkımla karşılaşmaya hazır değildim. Sanırım:/

Heheheheh 650 kelimeğğ hadi ama sınav haftamda bir oyu çok görmeyinn.💜💜

BAD BOY || JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin