HERŞEYE RAĞMEN UFAK BİR TEBESSÜM

378 17 4
                                    

Erkenden uyandı Hargar.Zaten kafasını,kılıfı yumuşacık tavşan derisinden yapılmış,içide koyun yünüyle doldurulmuş yastığa koymanın etkisiyle bile ancak birkaç saat uyuyabilmişti.Gözünü açtığında şafak bile daha yeni sökmeye başlıyordu.

Bu gün Hargar için büyük bir gündü.Kahn'ın akşam yemeği daveti bugündü.Fakat Hargar hala tam olarak karar verebilmiş değildi.Biraz daha uyumaya çalıştı fakat uyku vücuduna uğramadı bile.Kalktı,taht odasına gitmeye karar verdi.Odaya girdi,tahtına oturdu ve düşünerek güneşi beklemeye başladı...

Uzun bir süre tahtında oturup düşünmüştü.Artık karar verme vakti gelmişti.Bir yandan eliyle kül rengi sakalını ovuştururken,''Nasıl olsa artık ellili yaşlarımdayım.Eğer bana birşey olursa yerime Waynar geçer'' diye düşündü.Ayağa kalktı.Tahtına son bir kez baktı ve daha önce kendisinin de dahil olduğu vikinglerin hiç hissetmediği bir duygu ile,KORKU ile çıktı odadan,belki de bir daha hiç geri gelemeyeceğini bilerek...

Yanına Waynar'ı çağırdı;

''-Beni çağırmışsınız,kralım.''

''-Evet,hazırlıkları yap kaptan,bugün akşam yemeğini barbar topraklarında yiyeceğiz...''

''-Eminmi-''

''-Sana ne diyorsam onu yap Waynar!''

''-Siz öyle diyorsanız'' dedi ve hazırlıkları yapmak için aceleyle yürüdü.

Hargar'da hemen arkasından yürümeye başladı.Hızlı adımlar attığı için sağ beline asılı,zırhıyla aynı çelikten yapılmış kılıcının kabzası bir ileri bir geri savruluyordu.Davete giderken de onu yanından ayırmamayı düşünüyordu.Zaten yaşam biçimleri bakımından sürekli savaşa hazır olmak durumundaydılar.

Hargar hazırlanırken bunun bir tuzak olabileceği olasılığını aklından atmak için vikinglerin deniz seferlerinde veya savaşa giderken söyledikleri ezgileri mırıldanıyordu.Bu ezgiler ona kendini her zaman iyi hissetirirdi.Hargar zırhını tam takım giyinmiş,kılıcını deri kılıfına sokmuş ve vikinglerde sadece soylu ve yüksek mertebeli kişilerin kuşanabildiği boynuzlu miğferini(savaş kaskı)takmış,her türlü tehlikeye hazırlıklı olarak Waynar ve diğer üç asker ile birlikte kralın külübesinin önünde beklemeye başlamışlardı.

Hepsi onları barbar topraklarına götürecek atlıyı beklerken Hargar Waynar'a;

''-Waynar senin burada kalmanı istiyorum.'' dedi.

''-Ama niçin,kralım''

''-Eğer orada başıma birşey gelirse,buradaki bütün vikinglilere senin krallık etmeni istiyorum''

''-Kralım olmaz,olamaz,bırakın bende geliyim sizinle.sizin yanınızdayken o hoyratlar size dokunamazlar.''

''Hargar,uzatmayalım.Benimle gelsen bile bir arbede yaşanırsa ikimizin ve bu üç askerin onlarca barbar karşısında hiç şansımızın olmayacağını biliyorsun.Senin de bu pisliklerin elinde ölmeni istemiyorum.Elimdeki en iyi seçenek sensin ve seni kaybetmek istemiyorum.İkimizde ölürsek viking soyunu bir yüzyıl daha ileri taşıyabilecek bir viking yok tayfalarımızda.Sanırım bu kadar açıklama yeterli olmuştur...''

''-Tamam,siz kazandınız kralım.Ben orada olamayacağım ama bu üç iyi eğitilmiş asker sizi canları pahasına koruyacaklarından emin olabilirsiniz.''

''-Eminim kaptan,eminim...''

''-Ahh,işte bizi götürecek olan atlı da geldi!''

Diye bağırdı kral.

Önce sol ayağını sonra tüm vücudunu çekti atlının içine.Onunla birlikte gelicek olan askerlerin de sırayla binmesini bekledi.Atlı atları dehledi.Atlar önce yavaşça yürümeye başladılar.Yavaş yavaş hızlandılar ve en sonunda ay ışığının geceyi gündüz'e dönüştürdüğü yerde gözden kayboldular.Tüm bunlar olurken Hargar, önce hafifçe gülümsedi Waynar'a bakarak ve ardından da hafifçe el salladı başına geliceklerden haberdar olarak...

YÜZYILLARIN SAVAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin