SESSİZ AYAKLAR

289 14 7
                                    

 Derin bir nefes aldı.Heyecanlanmamalıydı.Çadırın arkası şimdilik güvenli gözüküyordu.Az mesafesi kalmıştı çitlerin bitimine.Kendi askerleri şafağa kadar burada olmayacaklardı.Bu yüzden kendi başının çaresine bakmalıydı.

 Birden iki barbar'ın çadıra doğru yürüdüklerini gördü.Eğer içeri girerlerse bu Hargar için ölüm demekti.İçerideki mumları yakacaklar ve Hargar'ın çadırın içinde kocaman bir gölgesi oluşacaktı.

 İçeri girdiler.Seslerine bakılırsa bir kadın ve bir erkek vardı içeride.Birşeyler yapmalıydı.Etrafına baktı.Görünürde saklanacağı hiçbir yer yoktu.İçeridekiler birşeyler konuşuyordu ama hala mumları yakmamışlardı.

 Hargar ölümü göze alıp vücudunun tamamı çıkacak şekilde kafasını uzattı.Bir çadır daha çarptı gözüne.Çıkışa en yakın çadırdı.

 Hargar çadırı görmüştü.Fakat bir sorun vardı;

 ''Hah!Neydi o?''

 Diyerek çadıra doğru yürümeye başladı bir barbar.Hargar'ın yapacağı hiçbirşey yoktu,Onu gizlice avlamaktan başka.

  Kılıcını olabildiğince sessizce çıkardı kılıfından.Sıkıca kavradı.Barbar yaklaşıyordu.Çadırın yanına kadar geldi.Aralarında sadece bir veya iki adım kalmıştı.Hazırlandı kral.Derin bir nefes aldı ve barbar onu gördüğü anda bağırmaya zamanı kalmadan kılıcının sapıyla burnuna bir darbe indirdi ve yaşına göre müthiş bir hızla sırtını göğsüne dayayarak ağzını kapadı.Burnundan oluk oluk kanlar akıyordu.Daha fazla uzatmadan kılıçla boğazını tek hamlede kesti ve hortum gibi fışkıran kanların etrafa dağılmasını önlemek için,sırtındaki pelerine benzeyen tülü boğazına bağlayıp sıktı.Kollarını ve bacaklarını tutup can vermesini bekledi.Sonunda hareketsiz kaldı barbar.Öldüğünü anladı.Akan terini sildi.''Burdan kurtulunca hepinize daha kötüsünü yapacağım lanet herifler.'' diye fısıldadı.Öfkesi gözlerinden okunuyordu.

 Fazla vakit kaybetmeden etrafı kontrol etti ve hiçkimsenin olmadığından emin olarak,sessiz adımlarla yürüdü diğer çadırın arkasına.

 Çıkışa her attığı adımda içindeki umut filizi biraz daha yeşeriyordu.Aklında bir plan oluşturmaya başladı.

 ''Ne kadar gözükmeden devam edebilirsem o kadar avantajlı olurum.Beni gördüklerindede koşmaya başlarım şansım varsa attıkları mızraklar ve oklardan sıyrılırım.Eğer kaçmayı başarırsam bir ağaç kavuğunun altında Waynar'ı beklerim.'' diyerek planı aklına kazıdı.

 Artık hazırdı.Sonucu öğrenme vakti gelmişti.Zırhlarının bağlarını iyice sıktı.Boynuzlu miğferini aldı başından ve ona uzunca baktı.Geçen günlerde yağan yağmurdan kalan küçük bir göle elini daldırdı ve yüzündeki pisliği azda olsa temizledi.Sol eliyle miğferinin sol boynuzunu,sağ eliylede sağdakini tutarak daha önce hiç yapmadığı birşeyi yaptı,tanrıya seslendi.

 ''Sen yukarıdaki,eğer gerçekten varsan,eğer gerçekten oradaysan bana bunu şimdi kanıtla.Ya beni hızlıca öldür,yada topraklarıma geri dönmemi sağla,seçim senin..'' dedi.Miğferini öptü ve başına sıkıca yerleştirdi ve

 ''Hadi yapalım artık şunu'' diyerek harekete geçti.

ARKADAŞLAR DÜŞÜNCELERİMİZİ LÜTFEN İÇİMİZDE TUTMAYALIM :)

YÜZYILLARIN SAVAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin