BARBAR TOPRAKLARINDA YAPAYALNIZ

361 15 5
                                    

 Atlı'nın büyük bir çakıl taşına takılıp sendelemesiyle,günün yorgunluğunu atmak için yaptığı kestirmeden uyandı Hargar.Yaklaşmışlardı barbar topraklarına.Yaklaştıkça heyecanı artıyordu.İki eliyle gözlerini ovuşturdu.

Atlı'yı süren asker;

''-İşte barbar çadırları,geldik kralım.''

 Ovuşturmanın etkisiyle gözlerinde oluşan buğulanmanın geçmesini bekledi kral.Etraf netleşmeye başladığında gördüğü ilk kişi ''Barbar Kralı Kahn'' idi.Uzun siyah saçları neredeyse beline kadar geliyordu.Sağ eliyle siyah uzun sakalını ovuşturuyordu.Sakalını birkaç lastikle toplamış,ucunada boncuklar dizmişti.Esmer bir teni vardı.Yüzündeki siyah savaş boyaları insanların onu gördüğünde dikkatlerini ilk çeken etken oluyordu.Soğuk bakışlarıyla kral Hargar' süzüyordu.Hargar aslında defalarca savaşmıştı Kahn ileama bu sefer yanında onlarca askeri olmayacaktı.Tek başına(neredeyse) en fazla kaç tanesini haklayabilirdi bu hoyratların.Aklından kötü düşünceleri atmaya çalıştı Hargar.Yerinde doğruldu,dikildi endişesini belli etmemek için...

 ''İnebilirsiniz efendim'' dedi atlıyı süren vikingli.''Umarım iyi vakit geçirirsiniz''diye de ekledi gitmeye hazırlanırken.Hargar yaşı artık ellilerine gelmişti.Eskisi kadar çevik değildi artık.Bu yüzden atlıdan,üstündeki ağır zırhında verdiği zorluktan dolayı zar zor inebilmişti.Kahn'ın soğuk bakışları hala Hargar'ın üzerindeydi.Hargar ve üç askeri Kahn'ın yanına yürümeye başladılar.Bir anda önlerini iki barbar kesti.Hargar dondu kaldı olduğu yerde.İki barbar Hargar'ın yüzüne barbarca birşeyler homurdanıyordu.Hargar ''Sizin dilinizi bilmiyorum'' dedi.Derdini anlatmaya çalışırken arkadan bir barbar daha fırladı.

''-Sizden başka kimsenin giremeyeciğini söylüyor.''

dedi sessizce araya giren barbar.

''-Hayır,kabul etmiyorum onlar da benimle gelecekler.Böyle bir kural yoktu davetinizde.''

 Diyerek tepki verdi.Fakat barbarlar kararlıydılar.Kralın etrafı kısa sürede çok sayıda barbar ile sarıldı.Biraz daha itiraz atse oracıkta kellesini koparacaklardı.Bunu çok iyi biliyordu.Daha fazla itiraz etmeden askerlerine''Geri dönün'' dedi.

 Askerler;

''-Ama kralım Kaptan Waynar bize sizi canımız pahasına korumamız için özellikle uyardı.''

Diye itiraz etti viking askerleri.

''Waynara'mı itaat ediyorsunuz yoksa bana'mı.''

Askerler dondu kaldı.

''-Tabiki size,kralım''

Dediler ve çaresizce krallarının verdikleri emre uyarak geri dönmek zorunda kaldılar.Kral'ın belinde asılı kılıcından başka hiçbir güvencesi kalmamıştı artık.

 İki barbarın söylediklerini Krala tercüme eden barbar Hargar'a ''Artık yürüyebilirsin'' dedi.Sıradan bir barbar askerinin kendisine böyle emir verir gibi konuşması kralı oldukça sinirlendirmişti.Fakat bir ters hareketinde orada bulunan bütün barbarların,kendisinin kemiklerini kırmak için mücadele vereceğini bildiği için sesini çıkarmadı.''Lanet olsun niçin geldimki bu iğrenç yere'' diye geçirdi içinden kral ama barbarların sürekli bir yere saldırmak,yağmalamak için bahane aradıklarını(bazen sırf zevk için) bildiği için daveti kabul etmişti.Eğer etmeseydi barbarlar vikinglerin şu anda bulunduğu topraklara saldıracaklarından emindi ve şu anda bir tane bile asker kaybetmeyi göze alamazdı.Zaten barbarlarla yaptıkları son savaşta insalarının yarısından fazlası barbarlar tarafından katledilmişti.Üstelik savaşı da kaybetmişlerdi.

 Barbarların ev olarak kullandıkları orta boylu çadırların arasında yürürken tekrar Kahn'ı gördü ve istemsizce ona doğru yürümeye başladı.

 ''Seni burada görmek,şaşırttı beni.Sanmıştım gelmezsin'' dedi Kahn

Hargar'ın anladığı dili yarım yamalak biliyordu.Bu yüzden sürekli devrik cümleler kuruyordu viking kralı karşısında.

 Hargar;

 ''-Bir an önce yemek yemeye başlayalım bence Kahn'' Dedi.

''-Tamam,et beni takip sen.Götüreceğim oraya tahtımın seni''

dedi ve yürümeye başladı Hargar'da onu takip etmeye başladı.Ortam çok fazla gergindi.İki toplumdada misafirperverlikten zerre kadar yoktu.Kahn ona tahtına kadar rehberlik etti.Tahtının yanına geldiler sonunda.Kahn'ın tahtı Hargarınkinin aksine dışarıda duruyordu.Üstü bir çarşafla kaplıydı.Tahtının hemen yanındaki masalarda çeşitli meyve,sebze ve yiyecekler bulunuyordu.Yemeklerin ana maddesi genellikle et idi.Barbarlar avcılıkta çok yetenekliydi.Genellikle yiyecek yapmakta,giysi ve zırh yapımında olmakla birlikte daha birçok ihtiyaçlarını hayvanlarla gideriyorlardı.Tahta masanın üzerindeki yemekler Hargar'ın iştahını kabartmıştı.Hemen yumuldu yemeklerin başına.Kahn'da tahtına oturdu.Etrafı izlemeye başladı.Hargar iştahlı iştahlı yemeğini yerken bir süre sonra Kahn'da ona katıldı.İkiside kıtlıktan çıkmış gibi konuşmadan yemek yiyorlardı.

 Sessizliği Kahn bozdu.Yemek yemeyi bıraktı ve Hargar'a döndü;

''-Benim bir teklif var sana Hargar''

Kahn'ın konuşması üzerine Hargar'da yemek yemeyi durdurdu ve cevap verdi;

''-Söyle bakalım neymiş,merak ettim''

''-Getir sen bana içerisinde bir haftanın bir çuval altın,topraklarına saldırmak yok bir daha ben senin.''

''-Ne!!!Hadi ordan!Bir barbara bir çuval altın verecek kadar aptal değilim ben'' 

 O anlık tepkiyle söylediği bu cümleden oda pişmanlık duymuştu.Ama artık çok geç idi.

''-Olsun öyle o zaman'' dedi Kahn ve karşıda duran iki askere kafasıyla işaret verdi.Tahtından kalkarken iki askerin kulaklarına ''(barbarca)Onu sessizce gebertin ve kellesini bana getirin'' diyede ikaz etti..

ARKADAŞLAR LÜTFEN YORUM KISMINI BOŞ BIRAKMAYALIM,İYİ KÖTÜ ELEŞTİRİLERİNİZİ BEKLİYORUM...  SEVGİLER :)

YÜZYILLARIN SAVAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin